SAYFA: 2 KUZEY EGE 3 NİSAN 2000 |
ZEUS ORMAN'NA 10 BİN ÇAM DİKİLDİOrman Haftası etkinlikleri çerçevesinde, Bergama Belediyesi'nce oluşturulan Zeus Ormanı'na 10 bin çam fidanı dikildi.Bergama Belediyesi ve Zübeyde Hanım İlköğretim Okulu'nun ortak hazırlandığı Ağaç Dikme Kampanyası, Ticaret Odası'nın katkılarıyla gerçekleştirildi.Belediyece düzenlene Ağaç Dikme Törenine, İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Tamer'de katıldı. Bergama Zübeyde Hanım İlköğretim Okulu Öğrencileri, harçlıklarından biriktirdikleri paralarla çam fidanı alarak Zeus Ormanı'na diktiler. Her öğrenci 10 çam fidanı aldı.Yaklaşık bin öğrencinin ağaç dikme kampanyasına katıldığı törende, İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Tamer, Bergama Kaymakamı Ali Şanlıer ve Bergama Belediye Başkanı Akif Ersezgin'de birer çam fidanı diktiler. Zeus Ormanı'nın içinde yapılan Ağaç Dikme Töreni saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ticaret Odası Başkanı Ali İhsan Süter, Zübeyde Hanım İlköğretim Okulu Müdürü Ahmet Muştu, Bergama Belediye Başkanı Akif Ersezgin, Bergama Kaymakamı Ali Şanlıer ve İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Tamer birer konuşma yaptılar. Zübeyde Hanım İlköğretim Okulu öğrencilerinin, Orman Haftası ile ilgili şiirler okumasıyla devam eden Ağaç Dikme Töreni, alınan çam fidanlarının belediyece hazırlanan yerlere dikilmesiyle bitti. Konuşmasında, Bergama'nın önemli bir tarih şehri olduğunu vurgulayan İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Tamer, oluşturulan ormana Zeus adının verilmesinin çok anlamlı olduğunu belirtti. Bergama'da oluşturulan Zeus Ormanı'nın diğer ilçelere de örnek olması gerektiğini söyleyen Mustafa Tamer "İzmir Valiliği olarak bu tür başarılı çalışmaların her zaman yanındayız. Bergama'nın ve bölgemizin ağaçlandırılması için her türlü yardımı yapacağız"dedi. Zübeyde Hanım İlköğretim Okulu öğrencilerinin örnek bir çalışma sergilediğini belirten Bergama Kaymakamı Ali Şanlıer'de; "diktiğimiz çam fideleri çocuklarımızla beraber büyüyecek. 10 yıl sonra Bergama'nın çok büyük bir ormanı olacak" dedi. Konuşmasında ormanların değerini vurgulayan Bergama Belediye Başkanı Akif Ersezgin şunları söyledi: Ormanlarımız biz canlıların yaşam kaynağıdır. Soluduğumuz havadan, yaşadığımız iklime kadar hayatımızın her alanında büyük önemli olan ormanlarımızı yaşatmak, korumak ve yeni ormanlar yaratmak biz yöneticilerin en önemli görevleri arasındadır. Bergama'nın ekonomisine çok büyük katkı sağlayacak olan çam ağaçlarımızın, bölgemize doğal ve iklimsel açıdan da büyük kazanımlar getireceğini düşünüyorum. Bergama'da olası erozyon sorunlarının yaşanmaması, boş arazilerimizin değerlendirilmesi için bu ağaçlandırma çalışmaları çok önemlidir. Zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Bergama'mızda, Helenistik dönem yazıtlarına baktığımızda şuan bulunduğumuz bölgenin büyük bir orman olduğunu görüyoruz. Helenistik dönem tanrılarının en güçlüsü kabul edilen, Zeus'un adının verildiği bu büyük orman, büyük bir yangın sonucu yok olmuş. Şehrimizin tarihi geçmişine yakışır bir şekilde, bu Zeus Ormanı'nı tekrar yaratacağız. Bunun için de çalışıyoruz. MERHABAİbrahim BAYTAK NEDEN OLMADI?Milletvekilleri Anayasa değişikliğini NEDEN RED ETTİ? Milletvekilleri gerçekte 5+5 değişikliğine karşı oldukları halde liderlerinde çekindikleri için önergeye imza koyup, gizli oylamada kimin nereye oy verdiği bilinmediği için mi hayır oyu verdiler? 69. maddede FP'nin istediği değişiklik yapılırsa, hatta 312. madde değiştirilip pakete konulursa, kabul edilir mi? FP, bu durumdan kendine pay çıkarıyor. Diyor ki " uzlaşma olmadığı ve 69. maddede bizim istediğimiz değişiklik yapılmadığından milletvekilleri red oyu verdi. Uzlaşır bizim istediğimiz değişikliklerde kabul edilirse, milletvekilleri kabul oyu verir."Acaba doğru mu? Matematiksel olarak düşünülürse FP nin istediği değişiklik kabul edilirse parlamentodaki partilerin hepsi değişikliğe evet diyecek ve anayasa değişikliğinin kabul edilmemesi imkansız hale gelecek. Ancak gerçek hiç de öyle değil galiba. Hiç kimse dile getirmediği halde meclisteki milletvekillerinin yarıya yakını 5+5 formülüne ve Süleyman DEMİREL' in 5 yıl daha Cumhurbaşkanı seçilmesine taraftar değil. Çok az milletvekili açık açık bunu dile getiriyor. Red oyu veren büyük çoğunluk ise bunu açık açık dile getiremiyor ama, gizli oylamada red oyu veriyor. HATTA KENDİ YARARLARINA OLAN 86. MADDEYE BİLE YETERLİ OY ÇIKMIYOR. Bu nedenle pakette bulunan maddelerde hangi değişiklikleri yaparsanız yapın yeterli oyun (FP de değişikliğe evet dese bile) bırakın 367 oyu, 300 oyun bile bulunması mümkün olamayacağı hala neden görülemiyor? Bu nedenle FP hiç kendine pay çıkarmasın. Artık bu aşamadan sonra anayasa değişikliğinde ısrardan vazgeçmek gerekmiyor mu? Şimdi ne yapılabilir? -Her parti kendi adayını çıkarabilir-Partiler anlaşıp ortak aday çıkarabilir. (Parlamento içinde veya dışından) -Parti yönetimleri karışmaz kendine güvenen her milletvekilinin aday olması mümkün olur. Milletvekilleri özgürce oylarını kullanır. Zaten son tur oylamada en fazla oy alan 2 aday kalacaktır. En demokratik olan da budur. Kim seçilirse seçilsin kimsenin bir diyeceği olamaz. Doğru olanı yapamazlar, doğru karar veremezler diye Halka güvenmezsen, milletvekillerine güvenmezsen o zaman DEMOKRASİ OLUR MU? DEVLET MEMURU OLMAK ARTIK ZOR Devlet memuru olmak için açılan sınava 1,5 milyon kişi girdi. Sınavda 390 bin kişi 70 ve üzeri yeterli puan aldı. Aylar sora yapılan açıklamaya göre 19 bin kişi alınacak. Sınavı kazananlar kitapçığı görünce hayal kırıklığına uğradılar. Puan yüksek olanlar biraz ümitli olsa da büyük çoğunluğun işe gireceğine hiç umudu kalmadı. Sınavı kazananlardan işe alınacak olanlara genel meslek okul mezunu şartı konulmuş. Bilgisayar, daktilo v.b sertifikası isteniyor. Bunlar olumlu gelişmeler. Çünkü bundan sonra meslek liseleri tercih edilebilir, üniversitelere yığılma olmayabilir. Meslek lisesi mezunları okulu bitirdiklerinde bir meslekte öğrenmiş oluyorlar. Devlet kapısında bir işe girmese de kendi mesleği ile ilgili özel sektörde işe girebilir veya kendi bir iş kurabilir.Günümüzde "YDD, KÜRESELLEŞME, ÖZELLEŞTİRME ve DEVLETİ KÜÇÜLTELİM" Politikaları sonucu devlet memurluğuna girmek yakında hayal olacak.Yıllar öncesinden meslek okullarını yaygınlaşması gerekiyordu. Halbuki düz liselerle imam hatip liselerine ağırlık verildi. Bu okulları bitiren ve 11 yıl okuyan bir gencin ya üniversiteye girmek veya devlet memuru olmaktan başka yapabileceği bir şey yoktu. 17-18 yaşına gelmiş bir genç meslekte öğrenemiyordu. Çetin ALTAN'ın sık sık vurguladığı gibi mesleksiz ve devletten geçinen bir toplum oluyorduk.Halbuki eskiler ne demiş. "SANAT ALTIN BİLEZİKTİR." Bu gün işsizliğin yoğun olduğu günümüzde bile sanatı olanlar iş bulabiliyor. Ancak mesleğin ne diye sorulduğunda "HER İŞİ YAPABİLİRİM" diyen mesleksizler nerede nasıl çalışabilirler? Bunda suç ülkeyi yönetenlerin uyguladığı yanlış politikalar değil mi? Bu nedenle başta öğretmen okulları olmak üzere meslek okullarının yaygınlaşması, okulu bitirenlerin bir meslek, sanat sahibi olması, bu kişilerin girdiği işte de, başarılı olmalarını sağlayacak ayrıca devlet kapısına girmekten başka alternatifi olmayan bir toplum olmaktan kurtulmuş olacağız. |