Hukukun üstünlüğü
kocaman bir yalandır:

Hükümet, İzmir Bölge Mahkemesinin Normandy firmasının, faaliyetini durdurma, kararını dinlemedi. Sağlık Bakanlığının girişimi ve Bakanlar Kurulu kararı ile, madenin yeniden çalışması kararını aldılar. Karar, Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasına bile sunulmadı. Bu karar aynı zamanda, ulusal yargı sistemimizin de tümüyle devre dışı bırakılması anlamına da gelmektedir. Hükümet uluslar arası TAHKİM yasasından sonra, ülke topraklarının yabancı şirketlere yok pahasına peşkeş çekileceği anlamına gelen "ENDÜSTRİ BÖLGELERİ" Yasa tasarısını da meclisten geçirmiştir.

Bu yasalarla, Türkiye Cumhuriyeti yargı sistemi, işleyemez hale getirilerek, emperyalist tekellerin talanına izin verilmiştir. Verimli topraklarımız, su kaynaklarımız, doğal ve tarihi zenginliklerimiz yine bu yasalar nedeniyle yağmalanacaktır.
Görüldüğü gibi, Normandy'yi destekleyen iktidar ve muhalefet partilerinin dillerinden düşürmediği "HUKUK'UN ÜSTÜNLÜĞÜ" kocaman bir aldatmacadır.
Normandy'nin arkasında, ABD, AB destekçisi Ankara hükümeti vardır.
Siyanürcü şirkete karşı verilen mücadele; Ülkemizin bağımsızlığı için verilen mücadeledir. Vatana sahip çıkmadır. Pamuk ekmediğin, tütün dikmediğin, zeytin toplayıp işleyemediğin toprak, vatan olabilir mi? Normandy şirketini başımıza bela eden ABD, AB ülkeleri ile onların çalışmalarına izin veren hortumcu, dolarcı, işbirlikçi iktidar ve muhalefet partileri değil midir? Türkiye'mizi AB kapısında çarmıha çivilediler. İçten de vuruyorlar, dıştan da vuruyorlar. Ülkemiz Waşington ve Brüksel merkezlerine bağlanıp, oradan alınan emirlerle yönetilir hale getirildi. Ankara'yı kaybetmişiz. Onun içindir ki, Ankara'da oturanlar bizlerin haklı davamıza sırtlarını dönmüşlerdir. Çıkarları adına, batıdan aldıkları emirler, kendi halklarına kılıçlarını çekmişlerdir. Fabrikalarımız kapatılıyor. Kamu bankalarımız kapatılıyor. En acısı ise; Tarımdan desteğimi çekiyorum diyerek yasa çıkaran, kendi çiftçisini, işçisini perişan eden "HUKUK" tanımayan bir iktidara sahip olmamızdır.
ATATÜRK'ün TAM BAĞIMSIZLIK şiarına yeniden sarılmalıyız.
Haklı davamız için yapmadığımız eylem kalmadı. Biz mücadele ettikçe, Ankara hükümeti önümüzü kesti. Hukuk savaşını kazandık. Siyanürcüler korundu. Peki emeklerimiz boşa mı gitti? Hayır Atatürk'ün TAM BAĞIMSIZLIK şiarını, halkımızın bilincine çıkardık. Önemli olan eylemlerin hedefini iyi tespit etmek ve güç oluşturmaktır.
ÇÖZÜM: Erken seçim. Milli meclis. Milli hükümettir.
On iki yıllık eylemlerin en can alıcı dersi, iktidar olmanın yollarını aramaktır. Siyasi olarak Ankara'yı ele geçirmemiz şarttır. İktidar olmanın yolu PARTİLEŞMEKTEDİR. Madenin çalışması siyasi bir karardır. Ancak siyasi bir kararla engellenebilir. "Hiçbir partiye güvenmiyorum" demek; Yenilgiyi kabul etmektir. Kazanmak için hortumcu partilerden, dolarcı, siyanürcü, Avrupacı, Amerikacı partilerden istifa edeceğiz. İşçi partisi saflarında birleşip, kamuoyu baskısı oluşturarak erken seçime gitmeliyiz. Ankara'da Milli bir meclis, milli bir hükümet kurup, halkımızın sorunlarını çözmeliyiz.
Bu yolda rehberimiz Atatürk'ün ALTI OK ilkeleri olacaktır.
Saygılar sunarım.

Serkan Seçkin
İşçi Partisi
Bergama İlçe Başkanı

YANIKOĞLU II

HİZMETİNİZDE

YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

ismetbaytak@hotmail.com

bergamakuzeyege@hotmail.com

HER SALI GÜNCELLENİR