|
İZLENİM
Recai Şeyhoğlu
TÜRKİYE BİR CENNET -II-
26 Şubat 2002 tarihli Milliyet'te Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in açıklamalarını
okuyunca ürperdim.
Nasıl olur da ben Amerikancı biriyle hemfikir olabilirdim. Hem de "isyan"
konusunda. İMF/ci Mr. Kemal Derviş aynen şöyle diyordu:
"Bu millet bütün bunlara rağmen isyan etmiyor. Türkiye'de isyan çıkmayacağına
artık kesinlikle inandım. Arjantin ile farkımız bu."
Amerikancı Bakan, ekmeğin 200 bin lira olduğu bir Türkiye'de bir mesken abonesinin doğalgaz
faturasının 66 milyon lira olduğunu görüp de buna itiraz etmeyen Ankaralıları tanıyınca
böyle bir teşhiste bulunuyor.
Kuzu gibi uysal olduğumuza kanaat getirmiş Ben, koyun gibi olduğumuzu dile getiriyorum.
Kemal Bey ise koyun ya da kuzu sözcüğünü kullanmıyor. Farkımız bu! Gelelim neden
koyun gibi olduğumuzu dile getirmeme.
· Arjantin'de kişi başına düşen milli gelir 8 bin dolar. Türkiye'de
2.2 bin dolar.
· Arjantin'in dış borcu 132, iç borcu 22.4 milyar dolar. Türkiye'nin
dış borcu 121 milyar dolar. 2001 verilerine göre iç borcu ise 75 milyar dolar.
· Arjantin'de işsizlik yüzde 18. Türkiye'de ise yüzde 30'lara ulaşıyor.
· Arjantin'de enflasyon yüzde 2'ler düzeyinde. Türkiye'de ise yüzde
70'leri zorluyor.
· Arjantin'de kentleşme oranı yüzde 87. Türkiye'de yüzde 64.
· Arjantin'de üniversite mezunu yüzde 41. Türkiye'de yüzde 11.
· Arjantin'de okuma yazma bilmeyen kadınların oranı yüzde 3.2. Türkiye'de
yüzde 23.4.
· Arjantin'de sendikalı işçi oranı yüzde 99. Türkiye'de yüzde 9.
(18 Şubat 2002-Yeni Asır-Gönül Soyoğul)
Bu tabloya göre Arjantin sokaklara çıkıp çiftetelli oynamalı. Biz de isyanları..
İsyan bir yana, gıkı çıkmıyor ülkemin. Arjantin ise 2001 sonlarında kaynıyor.
Halk sokaklara dökülüp ortalığı yakıp yıkıyor. Sonunda hükümeti istifa
ettiriyor.
Yıllardır ABD'de yaşayan, belki de Arjantinli arkadaşları olan Mr. Derwish işte buna
şaşıyor. İsyan etmeyen Türklere.. (Tabii ki Kürtlere de..)
2001'de halkımızın yüzde 54.1'i hiç kitap okumamış. Halkımızın yüzde 86'sı hiç
tiyatroya gitmemiş. Yüzde 59.9'u hiç sinemaya gitmemiş. Halkımızın yüzde 61.2'si
hiç tatile çıkmamış. (Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin yaptığı "2001
Yılı Türkiye Gündemi"nden)
Eğitimsiz köylü bir toplumdan başka ne beklenir ki...
Çünkü isyan da bir kültür işi.
Köşe yazarı olup da yolsuzluk dosyalarına el atma gibi bir niyetiniz varsa yaşadınız.
Yılın her günü için bir malzeme bulabilirsiniz zira. Yolsuzluk dosyalarını anlatıp
dururken, "Vurgun Operasyonu" nedeniyle hem Bakanlıktan (Bayındırlık ve İskan)
hem de milletvekilliğinden istifa etmek zorunda kalan MHP'li Koray Aydın'a, adı
iddianamede geçmiyor diye MHP grup başkanvekilliği verildiğini, yani MHP lideri Devlet
Bahçeli'nin kendisine iade-i itibarda bulunduğu gerçeğiyle karşı karşıya
gelebilirsiniz.
Uluslararası Tahkimci MHP'nin depremden, felaketten rant sağlayan Bakanını nasıl
koruduğunu görebilirsiniz.
Düşünün, büyük bir deprem olayı yaşanıyor. Bakanlık ihalelerini alan müteahhitler
Bayındırlık ve İskan Bakanı MHP'li Koray Aydın'ın babası ve kayınbiraderinin
ortak olduğu firmalardan malzeme almaya yönlendiriliyor. (4 Kasım 2001-Radikal)
Türkiye Koray Aydın'ı böyle tanıyor. MHP lideri de MHP'li Bakanı koruyor kolluyor.
İtibarını geri veriyor. Köşe yazarlığını bırakıp belki de öykücülüğe geçersiniz.
"Koray'ın Yükselişi" öyküsüyle de belki derece alırsınız.
Bu zenginliği Polonya'da, İsveç'te, İsviçre'de, Küba'da mümkünü yok bulamazsınız.
Gogol'ün "Ölü Canlar"ını okuduğumda Turgut Özal'ın bu kitaptan çok şeyler
öğrendiğini düşünür olmuştum.
Çünkü romanın temeli gerçek bir dolandırıcılık olayıydı. Konuyu da Gogol'e Puşkin
vermişti. Puşkin, çiftliği çevresinde uygulanan bu dolandırıcılığı şiirle dile
getirmek istemiş fakat Gogol'ün elinde daha çok işe yarayacağını düşünerek
konuyu Gogol'e teslim etmişti.
Eğer köşe yazarı olarak dolandırıcılık olaylarına değinmek istiyorsanız
mutluluktan uçabilirsiniz.
Özal dönemini tıklayın, yeter. Coğrafyamız öyle zengin ki bu konuda. Gazetenizin
tirajını bile yükseltebilirsiniz bu sayede.
Dünyanın en eski mesleği ile ilgili bir araştırma ya da inceleme yapmaya
niyetliyseniz yorulmanıza hiç gerek yok. Mankenlerin ve futbolcuların sıkça gidip
geldiği kulüplere takılın ve izleyin oradakileri.
Velhasılı, köşe yazarlığı gibi bir niyetiniz varsa konu bulamamak gibi bir endişeniz
olamaz. Değişik adlarla (Fehmi Koru gibi) günde birden fazla yazı bile yazabilirsiniz.
Ama Norveç'te, Finlandiya'da sıkılabilirsiniz.
Ben, şahsen bu konuda cennet Türkiye'mden dışarıya adımımı bile atmam.
İşsiz kalmak istemem doğrusu!.. |
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|