baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)


1 NİSAN 2002      SAYI: 456/457

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


İZLENİM


Recai Şeyhoğlu

TÜRKİYE BİR CENNET -I-
Derim ki; Türkiye, köşe yazarları için bir cennet! Yaz yaz, bitmez.
Hani Mahmutpaşalı tezgahının başında avaz avaz bağırır ya..
-Ne ararsan burada! Koş vatandaş koş..
O misal, Türkiye'de de ne ararsan var. Yolsuzluklar, skandallar, cinayetler, işkence, tecavüz olayları, soygunlar...
Başka ülkelerde yok mu? Şüphesiz oralarda da var. Ama Türkiye başka!..
Bizde olup bitenler bir başka. Trajikle komiklik arasında öyle çok örneklerimiz var ki..
Bu konuda üniversite sınavına girip ilk tercihini kazanmış öğrenci gibi iddialıyım.
Televizyonlar, gazeteler, dergiler tanığım. Öyle ilginçlikler yaşanıyor ki nereye elini atsan bir köşe yazısı olur.
Müsriflik, sonradan görmelik, yabancılaşmayla ilgili yazı mı yazmak istiyorsunuz?
Gazetelerin magazin sayfalarına göz atmanız yeter. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi mezunu olan ama yıllardır ekranlara çıkan, gazetecilik ve oyunculuk yapan, şöhreti ancak aptal, seksi Suzan karakteriyle yakalayabilen Seray Sever'e gazeteci Berrin Haberveren soruyor: "Kaç çift ayakkabınız var?"
-En az yüz çift var.
Oysa bizim alt kattaki Eshot şoförünün ilköğretim okulu dördüncü sınıf öğrencisi kızı okula abisinin ayakkabısıyla gidiyor.
"Favori butikleriniz ya da mağazalarınız var mı?" sorusuna ise şu yanıtı veriyor:
-Türkiye'de Mango, Zara çok sevdiğim mağazalar. Onun dışında Guess, Calvin Klein, Donna Karan benim favori markalarımdır. Alışverişimi mümkün olduğunca yurtdışından yapmaya çalışıyorum. Böylece aldıklarım sadece bende oluyor. (9 Mart 2002 Milliyet)
Hanım kızımız nasıl da bencil biri.. Son sözüne baksanıza..
Aynı gazetenin köşe yazarı Tuba Akyol'u okuyunca ise ne yazılır maalesef hemen kestiremiyorsunuz. Lümpenlik üstüne mi bir yazı olur, laf ola beri gele, diye mi bir yazı yazarsınız bilemiyorum. Sayın bayan şöyle giriş yapmış yazısına:
"Küçükken penis kompleksim vardı. O günlerde ayakta işemek için harcadığım enerjinin azıcığını şu hayatta bir şey olmak için harcasaydım, ihtimal o şey olurdum."
Döneklik, üzerine mi bir yazı istiyorsunuz. Çevrenize bakın, ummadığınız sayıda örneklerini görebilirsiniz. Toprağımız o denli zengin! "Vantilatör Yaşar" diye bir yazı vermiştim bir gazeteye. Öğrendim ki "Klima"ymış Yaşar dedikleri meğerse. Vantilatör dediğime üzülmüştüm bu nedenle. Son yıllarda özellikle arttı bu sayı.
Bakın 7 Mart 2002 tarihli gazetelere, görürsünüz. Cem Karaca adlı ünlü sanatçı MHP lideri Devlet Bahçeli'ye bakın nasıl bir mektup yazmış:
"Size bu satırları kayıtlı bir CHP üyesi olarak yazıyorum. Ancak bilgilerinize arz etmek istediğim odur ki, isminizle müsemma çizdiğiniz politik çizginiz, ülkesini seven her yurttaş gibi benim de takdir ve tasvip ettiğim bir tavırdır. Şayet kabul buyurursanız size bir yurttaş olarak sevgi, saygı ve takdirlerimi arz etmek istiyorum. Acizane dileğim odur ki, bahçenizde bin çiçek yeşerir, bin çiçek açar."
Tanzanya'da, Yeni Gine'de örneği yoktur bunun. Solun bir zamanlar taptığı Cem Karaca nasıl da vantilatöre dönmüş.
Bu noktadan hareketle döşenebilirsiniz yazınızı. İkinci paragrafta Cengiz Çandar'dan da yararlanabilirsiniz tabii ki..
"Aptallık" üzerine bir yazı yazmak isterseniz malzeme konusunda hiç dara düşmezsiniz. Dikili de buna benzer bir dernek bile var. Aptallık malzemenize sos olarak fahişeliğin de eklendiği görüntü ve yazılara da tanık olabilirsiniz rahatlıkla. Örneklerimiz öyle çok ki..
"Ajda&Cat" denilen eğlence yerinde iki diva Bülent Ersoy ve Ajda Pekkan sahnede dudak dudağa öpüşüyorlar. Hem de uzun uzun.. Susamışçasına.
Günler sonra Ajda Pekkan'a soruluyor. Çekilen bu fotoğrafa aynen şöyle yorum getiriyor estetik kraliçesi: "Sarhoştum. Hatırlamıyorum. Ama bu bir sevgi gösterisidir. Avrupa'da da böyle."
Devam ediyor, gençlik yaşlarımda fotoğraflarıyla odamı süsleyen seksi şarkıcı:
"Bülent Ersoy saygı duyduğum bir kişi. Ama öpüştüğümüzün farkında değilim."(25.02.2002-Milliyet)
Allah bizi, "Şaapıldığımın farkında değildim" diyen diva görüntülerinden kurtarsın. Amin!..
Malum, erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. TBMM'de çoğunluk doğaldır ki erkeklerde. Ama Tansu Çiller (DYP) gibi, Meral Akşener (MHP) gibi, Oya Akgönenç (SP) gibi, Melek Karaca ve Nesrin Ünal (MHP) gibi erkek(!)bayan milletvekilleri de var Meclisimizde.
Evet, bayan milletvekillerimiz bile erkeklerden yana. Madagaskar'da Fildişi Sahilin'de, Uganda'da böyle bir örnek bulunur mu dersiniz?
Hemcinslerine ihanet eden kadınlarla ilgili bir köşe yazısı döşenecekseniz TBMM tutanaklarına göz atmanız yeter.
TBMM, 2001'in Aralık ayında evlilikte edinilen malların eşit paylaşımı konusunu görüştü. DSP'li 7 kadın milletvekili, "malların eşit paylaşımı" maddesinin mevcut evliliklerde geçerli olması için yoğun bir kulis yürüttüyse de değişikliğe kadınlar bile ilgisiz kaldı. Çiller, Akgönenç, Akşener Meclis'e bile gelmedi. MHP'li Melek Karaca ve Nesrin Ünal ise tam oylama anında dışarı çıktı.(05.12.2001-Milliyet)
"Erkek gibi kadın"mı dedirtmek niyetleri acaba, anlayamadım.
İhaneti paylaşma derler bunun adına. Milliyetin dediği gibi.
Türkiye Arjantin olur mu, derseniz daha da uzun bir yazı döşenmek zorunda kalırsınız. Nedenine gelince Türk halkı bu konuda sadece bizleri değil, dünyayı da şaşırtacak özelliklere sahiptir çünkü. Gel de yazma.
70'li yıllarda Çin, Vietnam'a saldırmıştı. 1 milyar nüfuslu Çin, 50 milyonluk Vietnam'ı boğmaya çalışmıştı. Onurlu Vietnam halkı koca Çin'e pes dememiş direnmişti. Vietnam denince hep savaşkan insanlar aklıma geliyor.
İnsan, isyan etmesini de be-ce-re-bil-me-li bence. Onurlu insan her şeye boyun eğmeyen insandır.
-SÜRECEK-



YANIKOĞLU II

HİZMETİNİZDE

YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

ismetbaytak@hotmail.com

bergamakuzeyege@hotmail.com

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR