|
MERHABA
İbrahim Baytak
DOKTORLAR
Doktorların mecburi hizmet yasası 27.03.2002 tarihinden itibaren uygulanmaya başlıyormuş.
Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra doktorlar 2 yıl mecburi hizmet yapacakmış.
Ataması yapıldığı yere gitmeyen doktor diplomasını kullanamayacak yani hiçbir
yerde doktorluk yapamayacakmış. Doktorlar bu karara büyük tepki gösteriyormuş.
Hakimin, Savcının, Subayın, astsubayın, öğretmenin, polisin, defterdarın,
maliyecinin daha bir çok kamu görevlisinin mecburi hizmeti var DOTORLARIN YOK. Aslında
yasada var da uygulanması durmadan erteleniyor.
Ben kalkınmada 1. Derecede öncelikli ve olağan üstü hal bölgesi olan Tunceli' de
1987 - 1992 yılları arasında 5,5 yıl Kadastro Müdürü olarak görev yaptım. Bizim görev
süremiz belli değildi. Bu nedenle uzun süre kaldım. Ancak mecburi hizmet gereği görev
yapanların süreleri belli 2 veya 3 yıldır. Doktorlarımız, kendi vatanında ihtiyaç
olan yerlere 2 - 3 yıl için bile olsa neden gitmek istemez? Dünyanın en geri kalmış
ülkelerine gönüllü olarak giden ve o insanları yaşatmak için en zor koşullarda görev
yapan doktorlara sonsuz saygı duyuyorum.
Görev yaptığım sürede Tunceli Hastanesinde tek bir uzman doktor vardı o da başhekimdi.
12 yıldır Tunceli' de kaldığı halde tayini yapılmıyordu. Çünkü yerine kimseyi
atayamıyorlardı. Üstelik büyük bir hastane binası yapılmış yeni araç ve gereçler
de alınmıştı. 1992 mart ayında Erzincan ve ondan 2 gün sonra Tunceli - Pülümür
depremi olunca 3 er aylık sürelerle geçici görevle uzman doktor atamaları yapıldı.
Buna rağmen bir çoğu gelmedi. Bize anlatıldığına göre geçici görev sürelerini
izin ve raporla dolduruyorlarmış. Hatta Tunceli' ye geçici görevle atanan doktorlardan
birinin izin rapor alamadığı için özel olarak trafik kazası yaptığı söyleniyordu.
Oradaki insanlarda bizim insanımız. Bizler 2, 3 veya 5 yıl görev yapıp oralardan ayrılıyoruz.
Orada ömür boyu yaşayan insanların doktora ihtiyacı yok mu? Doktorlar hiçbir ayrım,
menfaat düşünmeden hastalara bakacağız diye yemin etmiyorlar mı? Sağlık hiçbir şeye
benzer mi? Her zaman fedakarlıktan söz edilir. Kendi ülkemizin insanları için ayrım
gözetmeden 1 - 2 yıl fedakarlığa katlanılamaz mı?
Cumhuriyet kurulduğundan bu güne doğu ve güney doğu Anadolu bölgelerimiz hala geri
kalmışsa, okul yapılmamış, yol yapılmamışsa, sanayi getirilmemiş, insanlar çalışacak
iş bulamıyorsa, hala sürgün yeri olarak görülüyorsa, buralara ya ceza için veya
ilk tayin olarak eleman gönderebiliyorsak ülkeyi yönetenlerin suçu değil mi? Görev
yaparken oradaki insanlarla kucaklaşmayan, dostluk kurmayan, doğru, dürüst görev
yapmayan bizlerde de suç yok mu?
Kusura bakmasınlar ama doktorların, hatta tüm kamu görevlilerinin zorunlu hizmete karşı
çıkmalarına hak vermek elde değil. Ne söylerlerse söylesinler kimseyi haklı
olduklarına inandıramazlar.
ALTIN MADENİ
Altın madeni için her şey söylendi. Son sözü yargı söyledi. Yüksek yargı,
birçok araştırma inceleme sonucunda, ÇED raporu, tarafların iddiaları, uzman bilim
insanlarının raporları, çok detaylı bir yargı safhasından sonra kararını verdi.
İşsizliğin, açlığın gözü kör olsun. Bir iş bulmuş, .çalışıp evine ekmek götüren
kişi işyerinin kapanmasın istemez. Eğer işyeri kapanırsa bir daha nasıl iş
bulacak? İşte bunu bilen şirket yetkilileri çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar.
Bergamalıları birbirine düşürmek istiyorlar. Ancak halkımızın sağ duyusu sonucu
herhangi bir tatsız olay olmadı olmuyor.
Altın Madeni idari bir kararla açıldı. Ancak kapanması kararını yüce yargı
"DANIŞTAY" verdi. Hiçbir kurum, merci veya yetkili mahkeme kararını yok sayıp
"MADEN ÇALIŞSIN" diyebilir mi?
"Altın madeni kapanmasın" diyenler MAHKEME KARARI UYGULANMASIN demiş
olmuyorlar mı?. Kesinleşmiş mahkeme kararı uygulanmasın diyenler veya kim olursa
olsun kesinleşmiş mahkeme kararını uygulamayanlar suç işlemiş olmuyorlar mı?
Miting yaparak meydanlarda bunu haykırmak da suç değil midir?
VERGİ HAFTASI
Mart ayında birçok gün kutlandı. Bu hafta da VERGİ HAFTASI idi. Vergi vermek
vatandaşlık görevi. Ancak ülkemizde herkesten vergi alınamıyor. Çoğunluk kazancına
göre değil istediği kadar vergi veriyor. Bir kesim ise hiç vermiyor. Vergi kaçırmak
birçok ülkede ağır suç. Ceza alması bir yana vergisini vermezse hemen malına mülküne
devlet el koyuyor. 1999 yılında NEREDEN BULDUN yasası çıkmıştı. Ancak uygulanmadan
ertelendi. Lüks içinde yaşayanların bir kısmı hiç vergi vermiyor. Kimse yaşantısına
bakıp bu "paraları nereden buldun" diye soramıyor Yıllardır söylendiği
gibi, verenden değil herkesten ancak kazancına göre vergi alındığında adalet sağlanabilir.
İşte o zaman verilen her vergi yol, okul, hastane, hizmet olarak geri döner. İşsizlik,
enflasyon, gelir adaletsizliği kalmaz. IMF, DÜNYA BANKASINA el açmayız. Kimse bizi
denetlemeye gelmez. Kemer sıkmak zorunda kalmayız. ATATÜRK, "EKONOMİK YÖNDEN BAĞIMSIZ
OLMAYAN BİR ÜLKE SİYASAL YÖNDEN DE BAĞIMSIZ OLAMAZ" demiş. Ne kadar doğru bir
söz.
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|