|
İZLENİM
Recai Şeyhoğlu
MEDYAMIZ
Bizim medya bir alem.. Varsa da yoksa da manken haberleri. Kim nerede ne yapmış, kim
kimi aldatmış, ya da futbolcu bilmem kim hangi mankenle çıkıyor..
Bu tip haberler ve görüntüler in, diğerleri out! Çok sakin tabiatlı bir memur ya da
bir işçiyi veyahut dar gelirli herhangi bir vatandaşı çileden çıkarabilir.
Özellikle Reha Muhtar'ın televizyonu ve haberleri (!) rahatlıkla normal bir insanı
anormalleştirebilir. Çünkü, vıcık vıcık. Ciddiyetten uzak, düzeysiz!..
Sansasyonellik peşinde koştuğundan telaş, panik vs. hepsi bu kanalda. Reha Bey de
alabildiğine ciddi.
Örneğin zayıflama ile ilgili bir haber veriyorlar diyelim. Baştan sona bikinili bayan
görüntüleri. Moda, sağlık, turizm... haberlerinin tümünde çıplak bayan
görüntüleri..
Güya, haberleri izliyorsunuz. Varsa da yoksa da disko görüntüleri, defileler,
suratından ve her sözünden yapaylık dökülen şarkıcı dansöz takımı..
Hele biri var ki, mübarek kadın poposunda ve göğüslerinde kamera taşıyor olmalı.
Amerikadaki evinin (villasının) bahçesinde o, sahnede o, denizde o, yolda o,
güneşlenirken o, çocuklarıyla oynarken o, hamamda o!.. Hep o ve o gibiler.
Televizyonla yaşamaya öyle alışmışlar ki, öyle alıştırılmışlar ki.. Rehacık
da Cumhurbaşkanlığı haberlerini sunarcasına ciddi.
Kimin umurunda haspaların yaşamı? Belli ki Rehacık'ın.. Ama utanmadan da "Halk
bizi izliyor" diyebiliyor.
Seda Sayan, Sibel Can, Hülya Avşar, Gülben Ergen, Seren Serengil sürekli beyazcamda.
İçkili sofralar, argo konuşmalar, vıcık vıcık kahkahalar!.. Üstelik akşam,
sabah..
Diyelim ki İzmir'de oturuyorsunuz ve borsa oynuyorsunuz. Tokyo'daki Japon Başbakanına
yapılan suikast sizi ilgilendirir. Çünkü bir anda borsa düşebilir. Zarar
görebilirsiniz. Antalya'daki sel felaketi sizi sofranızda vurabilir. Domates
fiyatlarının yükselmesi kaçınılmazdır çünkü.
Kabil'deki hükümet değişikliği, askerdeki oğlunuzun Ankara'daki topçu okulundan
Afganistan dağlarına yola çıkmasına neden olabilir. Oğlunuz yok yere eğitim
zayiatı olabilir.
Yani herşey ilgilendirir aslında. Dünyanın küçülmesi ve genel gidişat nedeniyle .
Peki!..
Gazinolar Kralı Fahrettin Aslan'ın Nice'de öğrenim gören oğlu Mehmet'in manken Gamze
Özçelik ile birlikte yaşaması kimi ilgilendirir? Elbette ki bizim boyalı basını!..
Arzu Aslan 6 aydır Fahrettin Beyden ayrı yaşıyormuş da, boşanmış da.. Boşanmanın
ardından oğlu Mehmet'in yanına (Nice'ye) gidip yerleşmiş de... (17 Şubat 2002-Sabah)
Sanki çok ilgilendiriyor bizleri..
Şampanya ve portakal suyu servisi olan tek sinema ünvanı ile büyük sükse yapan
Mayadrom'daki AFM Sineması, fiyatını 17 milyon 500 bin liraya çıkarmış. Servisi de
vermez olmuş. Herkes şikayetçiymiş de... (17 Şubat 2002-Sabah) Urfa'nın Suruç
ilçesinin Marut Köyü sakinleri de şikayetçi mi dersiniz?..
Mankenlikten assolistiğe transfer olmuş "taze" Petek Dinçöz'e yılın en iyi
çıkış yapan kadın sanatçısı ödülünü vermişler. Ödül töreninde sahneden bir
ses:
"Türkiye'nin Oscar'ı Kral TV Müzik Ödülleri..." Kral TV Müzik Ödülleri
olsa olsa Türkiye'nin Grammy'si olur benim bildiğim. Oscar, bir film ödülü zira.
Cehalet, ukalalık!..
Öte yanda "Amatör bir astro fizikçiyim" diyen arabesk kralı Orhan Baba ile
yapılmış bir söyleşi. Orhan Gencebay "Realist romantiğim" diyor. Bu nasıl
oluyorsa?.. Felsefeye de çok meraklıymış. "Özellikle etkilendiğim Nietzche ve
Mevlana. Bach ve Ravel'i, Balkan müziğini çok seviyorum." diyor Orhan Baba.
İstanbul depremini de biliyormuş meğerse. Bu röportajla Orhan Baba'nın babalığı
pekiştiriliyor olmalı. "Meğer neymiş bizim Orhan Baba!" dedirtilmeye
çalışılıyor adeta.
Medyanın görevi bu mu?
Tabii ki şer (!) düşüncelerinize birisinin-üstelik de manken birisinin (Tuba Ünsal)-
bazen tercümanlık ettiği de olmuyor değil.
"Manken Tuba Ünsal bir işadamının Deniz Akkaya'ya 300 bin dolar karşılığında
bir hafta birlikte tatil yapmayı teklif etmesiyle ilgili olarak söyledikleri ile ünlü
mankeni çıldırtacak! Ünsal, sözünü sakınmadı ve şöyle konuştu: "Bana
hayatım boyunca böyle bir teklif gelmedi. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bana niye
böyle bir teklif gelmiyor da Deniz Akkaya'ya gidiyor?" (Milliyet-26 Şubat 2002)
Kimin ne olduğunu söylememize görüyorsunuz gerek kalmıyor. Zira herkes tanıyor
birbirini. Yoruma gerek var mı?
İsterseniz buna bir başka örnek verelim.
27 Şubat 2002 tarihli Milliyet'in arka sayfası bu konuda elimizden tutuyor. Haberin
başlığı: "Rekortmenler aşkta buluştu." Tabii ki renkli bir fotoğraf da
yanında. Çağla Şıkel adlı manken kızımız olanca güzelliğiyle arz-ı endam
etmekte. Haberdeki yazıyı gelin birlikte okuyalım:
"Ünlü şovmen Beyaz''dan ayrıldıktan sonra 5 ayda 6 sevgili değiştirdiği iddia
edilen ünlü manken Çağla Şıkel'le magazin dünyasının ünlü çapkını menajer
Stelyo Pipis'in yolları sonunda kesişti.
Şıkel'i kapak yapan Hafta Sonu, "Çağla rekora koşuyor" başlıklı
haberinde, Beyaz'dan sonra Kenan İmirzalıoğlu, Kenan Doğulu, Boran Süzer, Hakan Ural
ve Ferda Anıl Yarkın'la adı anılan Şıkel'in yeni sevgilisinin Stelyo Pipis olduğunu
yazdı.
Pipis de bugüne kadar Seda Sayın, Demet Sağıroğlu, Demet Şener, Ebru Gündeş, Aysu
Baceoğlu, Didem Taslan ve Yeşim Vatan gibi ünlülerle aşk yaşamıştı."
Yani...
100 metreyi 5 saniyede koşmuş ve bir rekora imza atmış atlet havasında sunuluyor
çeşidi belirsiz erkeklerle yatan biri.
Kadının yaptığı ahlaki bir iş değil. Kısaca fahişelik yapıyor. Bizim basın da
bunu normal bir çapkınlık olayı gibi sunuyor. Hem de her gün! Yeni yetişmekte olan
genç kızlar ve delikanlılara "Normal" bir işmiş gibi sunuluyor orospuluk.
Oysa bu işler uluorta ne konuşulur ne yapılır. Çünkü ahlaksızlıktır yapılan!
Medya, orospuluğu sıradan haber gibi aktarırsa varın, düşünün siz geleceğimizi..
Bu iş bana özendiriliyor gibi geliyor. Haksız mıyım? Aynı gazetenin ikinci
sayfasında oyuncu Nurseli İdiz savımızı doğrularcasına bakın neler diyor:
"Medyada cinselliğini kullanarak isim yapmaya çalışan ciddi bir sınıf oluştu.
Maalesef her şey yine yönetmenin yatak odasından geçiyor... Ne kadar yazık, insanlar
emek vererek, kendini yetiştirerek değil, kısa yoldan bir yerlere gelmenin fırsatını
kolluyor."
Bunları söyleyen vallahi ben değilim. Sosyolog biri de değil. Ama görüyorsunuz, ne
kadar da açık.
Fiziğin düzgün olsun, şeyini pazarla, şöhret-para, düşmezsin dara!
Öyle değil mi? Yazının başlığını da söyleyelim: "Yataktan geçmek tekrar
moda oldu."
Anlaşılan, bir zamanlar orospuluk gene modaymış.
Ee, ne de olsa dünyanın en eski mesleği!
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|