baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)


11 MART   2002      SAYI: 450/451

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


İZLENİM


Recai Şeyhoğlu

MERAK
Siğim siğim yağan yağmurun altında, bahçeli evlerin bulunduğu bir sokakta gözüme kestirdiğim evlerin kapısını çalar olmuştum. Sıerpcli bir ailenin ev düzeni nasıl oluyordu, yerde halısı var mıydı, ev eşyaları lüks müydü, konuğa ne ikram ediyorlardı...
Merakımdan çatlıyorum. İlla da bir eve girmeli ve öğrenmeliyim. Sıerpc'te, Brodnica'da, Varşova'da bütün evlerin perdeleri kar gibi beyaz. Allah için, kirli sarı bir perde hiç gözüme ilişmedi. Elin gavuru öyle temiz ki... Tabii ki pis pis kokan da yok.
Toz diye bir şeye rastlamıyorsunuz zaten.
En sonunda, cadde üzerinde Stopinski'nin evinde buldum kendimi. Doğru dürüst konuşamadıysak da sevgi diliyle iyi anlaştık. Stopinski amcanın evinde halı yoktu. Mutfakta zemin muşamba ile kaplıydı. Eşi taze fasulye ayıklıyordu. Hemen bir bardak meyve suyu ikram ettiler. Odaları dolaşabilir miyim deyince "Sen bilirsin" dercesine beni serbest bıraktılar. Mobilyaların tümü sanki birer asırlıktı. Alsancak'ta kesinlikle iyi bir müşteri bulacak türden..
Yetişkin oğlu yatağından yeni kalkmış olmalı. Yatak yerde duruyordu. Diğer odadaki de... Tepede her odada 75'lik türden birer ampul. Avize yok!
Yatak odasında Turgenyev'den, Çehov'dan kitaplar.. Kimi aileler ise "Private life" diye almamışlardı evlerine beni.
Polonyalı bir aileyi evinde tanıma merakım son bulduğunda vakit akşam olmuştu. Sıra, gördüklerimi anlatmadaydı.
*
Roma'da ise bir liseye girme, sınıfları gezip inceleme merakına yakalandım.
İlla yazı tahtasını, kullanılan kalemi, (yoksa tebeşir mi?) sıraların üstünü, sınıflarda daha başka nelerin olduğunu görmeliydim. Bir avukat bürosunu, hastaneyi görmeli incelemeliydim. Tek başıma koca bir caddedeyim. Kendi kendime konuştum. Acaba cumhurbaşkanlığı ya da başbakanlığı kaç asker, kaç polis koruyor? Doğru Qurinale Meydanı! Meydanın ortasında görkemli bir heykel! Vakit geçirmeden cumhurbaşkanlığı binasına seyirttim. Koca bir kapı. Kapıda üniformalı iki genç. İkisi de kirli sakallı türünden. Sordum: "Kaç kişi koruyor burayı?"
Herhalde dedim, anlatamadım düşüncemi. Çünkü hiçbir şey anlayamamış gibi bir ifade vardı yüzünde. Gülümsemeye başladı. Niçin sordunuz? dedi. Arkasından da ekledi: "Sizin ülkenizde kaç kişi koruyor?"
Öğrendim ki sadece ikisi! Birisinin üniformasının düğmeleri de açık. Rahat mı rahat..
Olur şey değil, cumhurbaşkanlığı kapısı sadece iki askere emanet. Genelkurmay da..
Bizimkiler bir tarafa gitmeye görsünler. Önde eskort, arkada korumalar.. Sayısı belirsiz köşeler polisçe tutulur. Adeta kuş uçurtulmaz. Asker, polis, sivil korumadan geçilmez ortalık.
Oysa Olaf Palme ülkesinde eşiyle sinemaya gidebiliyordu. Bizimkilere etten duvar örülüyor. Neden acaba? Haydi gel de merak etme!..
Mesut Yılmaz'ın annesinin evini bile polis bekliyor. Çocukları korumalarla geziyor çoğunun. İşsizliğin, enflasyonun sorumlusu onlar. Pahalılığın, faili meçhullerin, yolsuzlukların da...
Sokağa tek başına nasıl çıkabilsinler..
Hacamat olmak istemiyorlar yalım..
Ahmet Necdet Sezer dışında, bizim Kordonboyu'nda tek başına hangisi dolaşabilir, çıksınlar da görelim,
Halkından korkar mı Başbakan?
Soruya ya da bu soruya yanıt aramaya hiç gerek yok! Kızılay'da Demirel'in, Tansu Hanım'ın, Mesut Bey'in, Devlet Bey'in ve benzerlerinin dolaştığına hiç tanık oldunuz mu siz?
Neden diye de düşündüğünüz oldu mu?
Ben biliyorum ama söylemem!



YANIKOĞLU II

HİZMETİNİZDE

YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

baytak.gif (9634 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

bergamakuzeyege@hotmail.com

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR