|
İZLENİM Recai Şeyhoğlu
ŞİİR YAĞMURUNDA ISLANMAK
Mezarlıkbaşı'nda bir okul var.
Ethem'in, Erdal'ın, Ömer'in, Burak'ın, Atiye'nin, Remzi'nin, Nuray'ın, Ercan'ın...
okuduğu okul..
Kavga, döğüş bilmeyen, saygılı, sevgi dolu çocukların okulu. Yalansız, riyasızlar.
Akılları ermiyor yalan dolana.
18-50 yaş arası öğrencilerin okulu burası. Kimi spastik, kimi otistik. Adı: Konak
İş Eğitim Merkezi.
Zihinsel engelliler okulu kısaca.
Zihinsel engelliler ama, geçtiğimiz yıl Bertolt Brecht'in Kafkas Tebeşir Dairesi'ni
oynadılar. Bu nasıl zihinsel engellilikse... Üstelik show yaparcasına.. kusur işlemeden.
Hele bir Erdal var ki, görmeye değer.
Şu an 400 civarında tarih, edebiyat, tiyatro, sinema, bilim sorusu, yanıtıyla birlikte
onun kafasında. Sordunuz mu anında alıyorsunuz yanıtını. Tam bir sanat delisi..
Galoş üretiyorlar, poşet üretiyorlar, kumaş üstünde güzellik yaratıyorlar, mum üretip
satıyorlar, kesiyorlar, biçiyorlar, boyuyorlar. Üretimin çalışmanın keyfini yaşıyorlar.
Öte yandan da kazanıyorlar.
Bayram biraz şişman, Ercan arada bir sinirleniyor, Senem'in bağırıp çağırdığı
oluyor, Zeliha'nın kendi ekseni çevresinde dönüp durduğu görülüyor, Tamer'in arada
bir kükremesine tanık olunuyor fakat bundan rahatsız olan yok. Hepsi barışı seviyor.
Kavgaya yabancılar.
Öyle uyumlu bir öğretmen kadrosu var ki..
Edebiyata, tiyatroya, sanata öyle yakınlar ki..
Malum, 2002 yılı Nazım Hikmet yılı.
Unesco'nun aldığı bu kararı "Gelip, okulumuzda uygulayalım" dediler ve
"NAZIM HİKMET 100 YAŞINDA" programını gerçekleştirmek üzere yola çıktılar.
Bunun için de Edebiyatçılar Derneği sorumlularına ulaştılar. Hayri K. Yetik ile
konuştular. "Birlikte düzenleyelim" dediler.
Derken 16 Ocak geldi çattı.
Okulu hep birlikte gıcır gıcır temizlediler. O an'ı beklemeye başladılar.
İlk gelenler şairler oldu. Atilla ER, Bilsen Başaran. Zeki Büyüktanır ve Kütüphaneci
Güler Hanım..
Ardından İlköğretim müfettişi Emin Öztürk. Nusret Beyle Karşıyaka'dan Dinçer
Sezgin'i getirttiler. Asım Gönen de hemen ardından..
İl Kültür Müdürü Musa Seyirci okulu biraz zor bulmuştu. Timuçin Özyürekli ve Hüseyin
Peker kapıda göründüklerinde günün şiirle geçeceği, şiir yüklü olduğu anlaşılıyordu.
Eski Eğitim-Sen Başkanı Fikret Doğan da arkadaşlarını bu güzel anma programında
yalnız bırakmak istememişti. Gazi İlköğretim Okulu Müdürü Fevzi Özelli de..
Öğretmenevi Müdürü Yusuf Kurt için bu ziyaret çok önemliydi. Çünkü buna benzer
bir programı o da öğretmenevinde gerçekleştirecekti.
İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Ali Çelik de unutmamıştı okulun çağrısını.
Konak İlçe Milli Eğitim Müdürü Cihabir Çulhaoğlu da yanına iki şube müdürünü
alıp gelmişti. Alaattin Kurt ve Mehmet Uçar'la..
Konak İş Eğitim Merkezi doğrusu mükemmel örgütlemişti programı. Tam bir meslek
dayanışmasıydı bu. Kapıda görünen İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı Mesut
Toker ile tamamlanmıştı eğitim bürokrasisi. Yüzünden tebessüm dökülüyordu Mesut
Toker'in.
Nazım dostlarının son gelen konukları ise emekli Vali Aydın Özakın ile İzmir Vali
Yardımcısı Mustafa Korkmaz DİNÇER oldu.
Nazım'la ilgili program olur da Aydın Özakın orada olmasın, mümkünü mü var..
Aydın Özakın çok iyi bir okur olmanın yanı sıra çok iyi bir çocuk edebiyatçısı
aynı zamanda. "Nemik ile Onbaşı" sın dan tanıyorum onu. Benim sevgili
dostum o. İtiraf edeyim, hayranıyım onun.
Mustafa Korkmaz DİNÇER ise İzmir'e yakışan bir bürokrat.
Kültür Sanat etkinliklerinin adeta olmazsa olmazı.
Varlığı doğrusu gurur veriyor bize.
Salim ÇETİN ve Şebnem Moroğlu ise programa ucu ucuna yetişmişlerdi.
Okul müdürü Pakize ULU'nun mutluluğuna diyecek yoktu. Öğretmenlerin ona keza..
Sıra, Koca Nazım'ın şiirlerindeydi.
Radikal yazarı, şair Dinçer SEZGİN onun sevda şairi olduğuna ağırlık veren bir
konuşma yapıp bir şiirini seslendirdi.
Timuçin Özyürekli, Hüseyin Peker, Bilsen Başaran, Atilla Er, Asım Gönen'den sonra
Barış, Burak ve Koray adlı öğrenciler de Nazım'dan şiirler okuyunca salondan bir
alkış koptu. Coşku hiç durmadı SALONDA.
Salondakiler şiir yağmurunda ıslandı o gün.
Emekli TRT Haber spikeri H. İbrahim Balkaş'ın gitar eşliğinde okuduğu şiir ise
programa başka bir renk kattı. Bu arada gitarda Selim Karyelioğlu, orgda Dilek Çobanyıldızı
adlı öğretmenlerin dinletisi de dinlemeye değerdi.
Salonda İzmir'in en renkli siması da bulunuyordu:
Sancar MARUFLU.
Buraya tüm İzmirliler adına gelmişti. Çünkü İzmir'i Sevenler Platformunun başkanıydı
o.
Coşkulu coşkulu bir anısını anlattı.
Son söz ise vali yardımcısınındı.
Nazım doğumunun 100. yılı nedeniyle düzenlenen bu etkinlikte bulunmanın mutluluğunu
yaşandığını belirtip, Kültür Bakanlığının Nazımla ilgili etkinliklerde önemli
bir rolü ve bunun kayda değer olduğunu söyleyerek konuşmasını tamamladı.
Toplumun her kesiminden insanlar Nazım'ı anarken Konak İş Eğitim Merkezi de boş
durmamıştı.
İşin özeti buydu.
2 saat boyunca Nazım'a kulak verildi.
Nerden nereye1..
Heraklit geliyor aklıma. "Değişmeyen tek şey değişimin kendisi" diyor ya..
Yıllarca yasaklanmış büyük şairimiz şimdi resmen bir devlet kurumunda anılıyor.
Ben de programı yönetmek üzere görevlendirilmişim.
Mutluluğum bundan.
Mikrofonun bende oluşunun avantajını kullanarak seslendim salondakilere:
-Unesco'nun aldığı bu kararı Türkiye üç büyük kentimizde NAZIM HİKMET KÜLTÜR
MERKEZİ açarak taçlandırmalıdır.
Şimdi de diyorum ki, YETMEZ!
Ankara'nın göbeğine NAZIM HİKMET HEYKELİ dikilmelidir.Bu da yetmez!
TBMM'nin bahçesine de!..
Çünkü asıl oraya gerekli.
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|