|
GÖZLEM
Ali Kaya
Doğumunun 100. Yılında Nazım Hikmet
"SEVDALINIZ KOMİNİSTTİR"
Son günlerde yazılı ve görsel basında sürekli NAZIM'dan söz edilişi
sevindiricidir. İçimden gelen bir ses "DAHA ÖNCELERİ NEREDEYDİNİZ?.. diyor..
O hükümler giyip zindanlarda çürürken, öldürülme korkusuyla kurtuluşu yurt
dışına kaçmakta bulurken, sınırların ötesinde hasretlik türküleri söylerken
NE-RE-DEY-Dİ-NİZ?...
"SEVDALINIZ KOMİNİSTTİR" hanımlar, beyler!.. O hiç değişmedi ki...
İnandığı doğruları sonuna kadar savundu, yılmadı. Düşünceleri yapıtlarına
yansıdı hep.. Bütün bunları gül bahçesinde dolaşarak yapmadı elbette. Mapus
damlarında geçti ömrü..Onun koministliği ne bir fantezi, nede "romantikliğinden
geliyordu.. Aydın olmanın bilinciyle, çağının sorumluluğuydu" uğruna
savaştıkları.
Mazlum milletlerin bir temsilcisi olarak bir ulusal kurtuluş savaşı veriliyordu bu
ülkede.. Emperyalizme karşı, Sovyet sisteminde aldı o da yerini. Düşüncelerinden
pişmanlık da duymadı hiçbir zaman... Döneklik nedir bilmedi..
Şiirlerinden, sanatın yüceliğini görmezden gelenler.. Bir selamı bile kendisinden
esirgeyenler.."Üstüme bir leke gelmesin" diye şiirlerinden köşe bucak
kaçanlar.. O değişmediğine göre.. Şimdi sizler mi değiştiniz?..
Kutlarım sizleri!.. Değişmek, gelişip olgunlaşmak toplum için inanılmaz
güzellikler de.. Hani "Oy" lar nerede?.. Hala babanızın tuttuğu partilere oy
veriyorsanız (ki, durum onu gösteriyor) bu işin gelişmişlik neresinde?..
Çok geç kaldınız NAZIM' ı sahiplenmek için... Öldüğünde 61 yaşındaydı. 1963
yılından beri, 41 yıldır ne-re-ler-dey-di-niz?..
Sırtına yüklenen "VATAN HAİNLİĞİ" suçlamasıyla, denizlerin ortasında
bir gemide gözlerden ırak yargılanıp HÜKÜMLER GİYERKEN, 3-5 dostunun dışında kim
sahiplendi, destek verdi kendisine?.. Bir insanın temize çıkıp aklanması için, adil
mahkemeler değil de, zamansa ilaç... Eh, bir diyeceğimiz yok... Demek ki boşuna
söylenmemiş "Zaman, her şeyin en iyi ilacıdır" sözü... Peki, bunca zaman
sizler ne-re-dey-di-niz?..
Korkuyorum şimdi böylesine büyük ilgiden! Alanları, salonları dolduran düzeyli
kalabalıklardan, içeriği zengin köse yazılarından, makalelerden, bilimsel
araştırma-inceleme yazılarından falan değil korkum...
O'nun toplumcu sosyalist dünya görüşünü bir kenara iterek aşklarını ön plana
çıkarmalarından kaygı duyuyorum!.. Sevdalarından değil, sevgi üstüne yazılmış
şiirlerinden değil korkum!..
"AŞK" tı "Meşk" ti, kadınlara düşkündü, her bahar birilerine
aşık olacak kadar gel-geç gönüllüydü gibilerden içi boşaltılmış düzeysiz
yargılamalarla işin sulandırılmasından korkuyorum.
Korkularım ondandır!.. Gerçi ne yaparlarsa yapsınlar, tüm karalamalar Nazım'ın
büyüklüğünün yanında, bir fiske kadar cılız kalacaktır. Çünkü O, uluslar
arası bir şairdir ve "en büyük Türk şairi olarak tescillenmiştir.
O'na hükümler giydirenlerin kemikleri çoktan çürüdü bak.. Ama Nazım Hikmet
şiirleri ve dünya görüşü ile dimdik ayaktadır. Baskı üstüne baskı yapan
kitapları, sınırların ötesine 72 dile ulaştı!.. Onurumuz oldu, gururumuz oldu
çağımızda NAZIM HİKMET!..
Koca Nazım, papparazzi programlarına konu olacak adam değildir, bilesiniz... Ayıp olur
sonra, kemikleri sızlar! Dünya alem de size güler.
Bugün 70'ini geçmiş kadınların ağzından aşk masalları dinlemek, konuyu
papparazzileştirmek değil de nedir Allahaşkına?..
Nazım'dan söz edilecekse eğer, O'nun kişiliğinden, şiirlerine yansımış
düşüncelerinden olsun bu... Eyleme geçmemiş düşüncenin hala suç sayıldığı bir
ülkede bu ayıptan kurtulmanın yollarını arayalım. Bu bir fırsattır ve Nazım
önümüzde iyi bir örnektir.
Gelin, Nazım Hikmet'i yeniden yargılatalım. Öyle denizlerin ortasında, bir gemide,
gözlerden ırak, ön yargılı mahkemelerde değil. Ayağı yere basan Anadolu
toprağında, bağımsız mahkemelerin tarafsız yargıçlarıyla yürüsün bu dava.
Tozlu dosyaları yeniden indirelim raflardan. Önce tozlarını bir üfleyelim. Çevirelim
sayfaları birer birer. Tüm belgeleri, bulguları, tanıkları, kanıtları dökelim
ortaya, yeniden yargılayalım. Bakalım, 28 yıla mahkum olan Nazım'da 28 güne hüküm
giyecek bir suç bulabilecek miyiz?.. Ve o"VATAN HAİNİ"şiirini yeniden okusun
karşı masada birileri. Nazım'ı isyan ettirecek olaylarda bugün de değişen bir şey
var mı 40 yıl sonra bi' görelim bakalım.
"AMERİKE, BÜTÇEMİZE 120 MİLYON LİRA HİBE ETTİ.../120 MİLYON
LİRA../"AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN YARI SÖMÜRGESİYİZ" DEDİ HİKMET/NAZIM
HİKMET VATAN HAİNLİĞİNE DEVAM EDİYOR HALA... Yargıçlar karar versin, vicdanlar
karar versin "Amerika'nın yarı sömürgesiyiz" demekle bir insan nasıl
"hain" olabiliyor?..
Ve sürdürelim savunmasını şiirin geri kalan bölümünden... "EVET...VATAN
HAİNLİYİM, SİZ VATAN PERVERSENİZ, SİZ YURT SEVERSENİZ,/BEN YURT HAİNİYİM, BEN
VATAN HAİNİYİM VATAN ÇİFTLİKLERİNİZSE,/ KASALARINAZIN VE ÇEK DEFTERLERİNİZİN
İÇİNDEKİLERSE VATAN,/ VATAN, ŞOSE BOYLARINDA GEBERMEKSE AÇLIKTAN,/ VATAN, SOĞUKTA
İT GİBİ TİTREMEK VE SITMADAN KIVRANMAKSA YAZIN,/ FABRİKALARINIZDA AL KANIMIZI
İÇMEKSE VATAN,/ VATAN TIRNAKLARIYSA AĞALARINIZIN,/ VATAN, MIZRAKLI İL MÜHALSE, VATAN
POLİS COPUYSA/ ÖDENEKLERİNİZSE, MAAŞLARINIZSA VATAN../ AMERİKAN ÜSLERİ, AMERİKAN
BOMBASI, AMERİKAN DONANMASI, TOPUYSA/ VATAN KURTULMAMAKSA KOKMUŞ KARANLIĞINIZDAN../ BEN
VATAN HAİNİYİM..BEN YURT HAİNİYİM...
Nasıl?..Siz de imza atmaz mısınız böylesine "HAİN" liğin altına. Ben
atarım..
Vasiyetini yerine getirmek için "DÜNYA NAZIM HİKMET YILI" iyi bir
fırsattır. Diye düşünüyorum. Bir köy mezarlığında, bir çınarın gölgesine
gömülmekti dileği.. Baş ucumda taş maş da istemezdi hani.. Bir yanında Irgat Osman,
öbür yanında çocuğunu doğururken ölen Ayşe Kadın olsun istemişti. Öldükten
sonra bile halkıyla birlikte olmak bu mütevazi istek bile, onun kişiliğini koyuyordu
ortaya..
Vehbi Koç'u bile mezarında rahat bırakmayan kunduzlar, öyle bir köy mezarlığında
rahat bırakmazlar Nazım'ı.. Her devrin kunduzları bulunacaktır çünkü toplum biraz
daha mı olgunlaşsın ne... Kunduzların mezar deşelemeyeceği güzel günleri
bekleyelim diye düşünüyorum.
Şimdi bundan daha da önemlisi ve önceliklisi; İADE-Yİ İTİBARIDIR... Vurgunların,
soygunların harman olduğu bir ülkede; hortumcuların, talancıların,
çetebaşlarının söz sahibi olduğu bir yönetimde NAZIM'DAN ÖZÜR DİLEYİP,
İTİBBARINI İADE ETMEK'tir..
Böyle bir girişim, her defasında sonuçsuz kalıyor. Su başlarını devler tutmuş ve
geçit vermiyorlar.. Sizler kim oluyorsunuz hey gidiler. Dünya çapında ün yapmış, bu
toprakların yüz akı Koca Nazım, bu ülkenin itibarını yüceltip yükseltmiş
kişidir. Sizler, kaç paralık iş yaptınız da hala direniyorsunuz bir imza atmak
için!. SİZLER KİM OLUYORSUNUZ, SÖYLER MİSİNİZ...
İşte bu konu üzerinde durulmalıdır ve Nazım'dan özür dilemelidir. Belki o zaman
affeder sizi..
VASİYET
Yoldaşlar nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan beyin vurdurduğu
ırgat Osman yatsın yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemişim ben
daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.
Benim sessiz komşularıma gelince,
şehit Ayşe'yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani...
|
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|