|
GÖZLEM
Ali Kaya
Doğumunun 100. Yılında Nazım Hikmet
İKİ DEV ADAM
BİRİ MUSTAFA KEMAL
ÖBÜRÜ NAZIM HİKMET
İkisi de Selanik doğumlu...Biri 1881'de, öbürü 15 Ocak 1902'de doğmuş. Çöküş sürecindedir
İmparatorluk. M.Kemal 21 yaşında gencecik bir zabitken açar gözlerini dünyaya
NAZIM....
İkisinin de Batı'ya dönüktür yüzü. Biri şiirleriyle, öbürü işaret parmağıyla
gösterir hedefi. UYGARLIK DÜNYASININ İNSANI OLMAKTIR ve İNSAN GİBİ YAŞAMAKTIR. Aydınlanma
dönemine ışık tutmaktır, yol göstermektir savaşlardan özlenen arta kalan Anadolu
insanına.. İzin vermezler, göz açtırmazlar karanlık, gizli güçler!..
Meslek olarak,ikisi de askerliği seçmiştir yaşamlarında. Biri karacıdır, öbürü
denizci..Ama, sonuna kadar gitmez bu istek. Çıkarırlar üniformalarını, sivil sürdürürler
savaşlarını. Zorunlu geçen yaşamlarında yarım kalır askerlik düşleri..
Biri paşa torunudur, öbürü sıradan bir insanoğlu Ali Rıza'dan olma.. Paşalığı
kendisi kazanmıştır sonradan, savaş meydanlarında.
Biri, kurduğu devletin başında Reis-i Cumhur; öbürü Türk Edebiyatının payitahtında
şiirin ustası, NAZIM USTA!..
Gençlik yılları sıkıntılı geçmiş, sakıncalı görülmüş ikisi de!..
"Vatana ihanet" ten yargılanır Nazım, giyer 23 yıl.. Hasta bedeniyle 14 yıl
çeker bu acıyı!..
Mustafa Kemal için de idam fermanı çıkmıştı Devleti-i Aliye'den.. Ne garip bir ülkedir
ki şu ülke; ikisi de kahraman, ikisi de büyük insandır bugün. Bu hep böyle süre
gelmiştir tarihte, bu acı bir gerçek!.. Dünkü kötüler bugün iyi, iyiler kötüdür
günümüzde. Nedense hep sonradan varılır işin ayrımına, bu da tuhaftır!..
Biri, savaş meydanlarında tanıdığı halkıyla kurmuştu devleti. Öbürü,
"MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI" yla yazmıştır "KURTULUŞ SAVAŞININ
DESTANI" nı mapus damlarında NİCE İNSAN MANZARALARI çizdi sözcüklerle ..Destan
oldu şiirler, ciltler dolusu...
Birbirlerini hiç tanımamış bu iki iyi yürek. Ne savaş alanlarında, ne de bir başka
yerde yüz yüze gelmemiş, bir masada oturmamışlar hiçbir zaman.. İki ömür böyle
geçmiş. Biri Selanikli Mustafa Kemal, öbürü Selanikli Hikmet'in oğlu Nazım Hikmet.
Birisi paşa torunu, öbürü sıradan bir insan oğlu...
Taa ki, Dolmabahçe Saray'ında dinlenen bir taş plakta fark eder Mustafa Kemal Nazım
Hikmet'i
Bir akşam yemeğinde sazdan, sözden, şiirden söz açılır.. Şiirler dinlenir o eski
plaktan. Nazım'ın sesidir bu gürleyen ve Mustafa Kemal'in ilk kez dinlediği. Der ki;
Bu şair sizlere hiç benzemiyor. Farklı biri olsa gerek.
Fark edilmiştir yıllar sonra Nazım Usta..
M. Kemal'in dikkatini çeker şiirin "öz"ü, özündeki ince doku, yalınlık,
şiirin biçimi, konusu vs...
Gerçekten farklıdır bu ses. Ne, "Sanatı sanat için; nede halk için düşünür.
Düşüncelerini yaymak için şiiri araç olarak kullanır Nazım Usta çizgi ötesi, alışılmışın
dışında yeni bir sestir o!..
O nedenle gelenekçi yazar ve şairler ateş püskürürler. Çünkü tahtları
sallanmaktadır. Gammazlarla Onu. " Kızıl Koministtir" derler. Gözlerden ve gönüllerden
düşürmek isterler Nazım'ı
Lirik şiirin o günlerdeki en büyük ustası Ahmet Haşim, O'nun için: NAZIM ÖYLE BİR
TEHLİKEDİR Kİ, KENDİSİNDEN KURTULMAK İÇİN ONU ASMAK GEREKİR. FAKAT O KADAR DA
KUVVETLİ BİR ŞAİRDİR Kİ, SONRA DA ÖNÜNDE DİZ ÇÖKÜP AĞLAMAK GEREKİR!...
İşte, gelenekçi burjuva şairlerin NAZIM'I değerlendirilmeleri böyle. Ne kadar kızsalar,
düşman belleseler de, büyüklüğünü bir türlü inkar edemezler. Ünü giderek yayılan
NAZIM'ın açıktan olmasa da, elden ele, gizliden dolaşır şiirleri... Özellikle genç
subaylar arasında büyük bir ilgiyle okunmaktadır.
İşte bu nedenle suçludur NAZIM.. Suçu orduyu isyana teşvik etmektir. Bu ilgi, doğanın
akışı içerisinde kendiliğinden gelişir. Bir çığ gibi büyür yaygınlaşır. O, büyüyüp
ünlene dursun. Biz dönelim yine Dolmabahçe akşamlarına.
NAZIM'ın plaktan dinleyen Atatürk; bir ara Nazım'ın bulunup getirilmesi, şiirlerini
canlı olarak kendi sesinden dinlenmesi isteğine kapılır. "Bu şairin bulunup
getirilmesi" emrini verir.
Çevresindekiler seferber olurlar. Telefonlar çalar. Kadıköy polis karakoluna emirler
verilir" bulunup getirilmesi için...
Polisler, Nazım'ın kapısını çalarlar. Yorgundur ve yatmıştır Nazım Usta. Kapı
tokmağının sesiyle uyanır. Perdeyi aralar. Bakar ki polisler... Alışıktır ya yerli
yersiz ikide bir götürülmeye... Eyvah der.. Gene ne suç işledik acaba? Yada neyle suçlayacaklar
bu kez de!..
Soğuk terler dökmektedir. Kapıyı açar. Polisler, başka zamanlarda kinden farklı
davranırlar. Bu kez daha kibardırlar. Nezaketle:
Mustafa Kemal'in kendisini Dolmabahçe Sarayı'nda beklediğini.. Şu an da şiirlerini
plaktan dinlediğini, masasında bulunup şiir okuması gerektiğini söylerler.
Alıp götürülmekten daha ağır gelir bu teklif Nazım'a..Onuru kırılmıştır. Paşa'ya
yakıştıramaz böyle bir teklifi
Oğlum, der..Paşa'ya benden selam söyleyin. Ben Deniz Kızı Eftelya değilim!. Der
demez de kapıyı yüzlerine kapatır.
Bu sözlerle NAZIM, bir şarkıcıya benzetilmekten kırılmıştır. Bu yanıtıyla da
bir şairin basit bir şarkıcı gibi çağrılamayacağını anlatmak istemiştir.
Nazım'ın yanıtı kendisine bildirildiğinde Mustafa Kemal;
AFERİN ÇOCUĞA... İŞTE ŞAİR DEDİĞİN BÖYLE OLMALI!..
VATAN HAİNİ
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne,
kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
Amerikan donanması, topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
(28.7.962)
|
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|