baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)


7 OCAK   2002      SAYI: 440

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


GÖZLEM

kaya.jpg (2578 bytes)

Ali Kaya

BİR YILIN ARDINDAN BENDE KALANLAR


"YAPRAKLARA DALLARA
YEŞİLLERE ALLARA
NİCE NİCE YILLARA GÜLÜM
NİCE NİCE YILLARA..."


15 Ocak 1902'de, O da Selanik'te doğmuştu. Bu yıl 72 ülkede törenlerle anılacak. 2002 "NAZIM HİKMET YILI" nın bu ilk gününde, koca ozanın PİRAYE'ye doğum gününde yazdığı bu dizeleri, okurlarımızın ve herkesin yeni yılını kutlamak için aracı kılıyorum.. NİCE NİCE YILLARA!.. NİCE YILLARA!..
Beklenmedik olaylarla gelişen ve bu yıl da sürüp gideceği daha şimdiden belli olan bir koca yılı daha geride bıraktık. Oysa neler ummuş, neler beklemiştik. Bütün umutları, beklentileri boşa gitti ne yazık ki yurdum insanının!..
Bugünlerde ellerinde mikrofon, omuzlarında kameralarıyla habercilere yakalanabilirsiniz. Soranlar size: "Yeni yıldan beklentileriniz nelerdir?.. Neler umuyor, neler bekliyorsunuz 2002'den?.. "Yanıtlarınızı duyan gibi oluyorum:" Yeni yıllın ülkemize, dünyaya ve tüm insanlığa, dostluk, barış, güzellik ve iyilikler getirmesini diliyorum!.."
Aynı sorular geçen yılda, ondan önceki yıllarda da sorulmuştu. Aynı iyi dileklerle bulunulmuştu hep...
Ama, 2001 farklıydı eski yıllardan... Toplum, patlama noktasına geldi geçtiğimiz yıl. Ölümler, intiharlar, iflaslar, kapanan iş yerleri, fabrikalar milyonlarca insanı işsiz açlık sınırına getirdi. Akla gelmedik protesto yöntemleri bile fayda vermedi. Krizi yeni yıla devredildi ne yazık ki!.. Tünelin ucunda da bir ışık görülmüyor henüz...
Bu kriz yüzünden, dünyanın taa öte ucunda bize benzer ülkeler "bittim, tükendim" diyerek iflas bayrağını çektiler.. İMF İmparatorluğu bir başka yöntemle esir almaya devam ediyor yoksul ülkeleri..
Oysa; o çok bilmiş (!) medyumlar, falcılar böylesine acı olayların yaşanacağından hiç söz etmemişlerdi.. Kimin aklına gelirdi; çapulcuların ikiz kuleleri yerle bir edecekleri... Karlı Afgan dağlarının un edip eleneceğini kim bilebilirdi... Çocukların açlıktan öleceği, Hükümetin böylesine acı içine düşeceği, dolar karşısında TL. nin böylesine pul olacağı hangimizin aklına gelirdi?.. Ve, enflasyonun bütün çabalara,özverilere karşın hala %88.6 olacağını nerden bilebilirdik!
Devletin 2002 yılında bile memuruyla, emeklisiyle, çalışanı çalışmayanıyla hala dalga geçiyor olması inanılır gibi değil. Simitin 300 bin, tuvaletin 250 bin lira olduğu bir ülkede, devletin memuruna kira yardımı diye 200 bin (iki yüz bin lira) vermeye devam edeceği hangi aklı başında adamın aklına gelirdi. Vergi iadelerini dolduruyorum. Ne yazıyor o sarı torbaların üzerinde biliyor musunuz iade edilecek oranlar bölümünde... 180 bin liraya kadar %10, Bir 180 bin liranın da %20 si, 240 bin liranın % 12'si kalanların da %5'ni iade edilir..
İnsanlarla dalga geçmek değildir de nedir bu rakamların adı 180 bin liranın adı mı kaldı ey yüce devlet, hantal devlet? Bunu nasıl açıklarsın vatandaşına söyler misin?..
Biz ne denli iyimser olsak, iyi dileklerde bulunsak da fayda vermiyor. Demek ki geleceğimizin çizgisi inşallahlarla maşallahlarla olmuyor. Bu çizgi ötesi bir şey..Gizemli bir el var bu işte. Yarasalar gibi kararlıklarda köstebekler gibi yeraltında kaderin ağlarını örenler var.
Ben yine de aydınlık günler diliyorum 2002'de.. Herkese ve her kesime... Biz ne denli iyi dileklerde bulunsak da, o yine de kendi bildiğince gelir, geçer. Bir bakmışsın 2003'e gelmişiz göz açıp kapayıncaya kadar...
Şimdi siz neredesiniz, kimlerlesiniz bilmiyorum ama, ben çok uzağındayım hem de yakınlarındayım biraz umudum biraz da mutluluğun!..
Gün, biraz daha aydınlık ve beyaz dünden kapalı penceremin önünde oturmuşum yıllar sonra yağan karı seyrediyorum. Biraz yorgun hissediyorum kendimi.. Tıpkı yurdum insanları gibi!..
Yeni bir sayfa açıyorum yeni yıla... Karla, yağmurla gelen bu yeni güne "merhaba" diyorum pencereden. Haftalardır görmüyoruz güneşi sabahın ilk ışıkları, kül rengi bulutları yarıp da geçemiyor üstümüze.
Dağlar; dünden, evvelsi günden beyaz. Bugünse her yer bembeyaz fırtına öncesi sessizliğiyle çekmiş beyaz yorganını üstüne. Kış uykusuna yatmış dünyamız. Pınarlara su topluyor karlı koyaklar. Bulutlar; kara, yağmura dönmüş yağar ha yağar.. Kimine bereket, kimilerine felaket getirmekte.. En azından kirimizi örtüyor kar...
Ovalar "Toprak doyarsa yağmura... diyen ozanın sözüne uymuş sular altında Menemen, Dikili, Bergama ovaları...
Denizler, her zamankinden daha mavi, daha kabarık sular...Martılar üşümüş, karabataklar ıslak ıslak...
Bulutlar, güneşi saklıyor, yol vermiyor ısıtmaya.. ısıtmasa da ısıtıyor. Kırmaya çalışıyor gecenin ayazını.. Geceler ayaz, geceler sessiz sobalar ısıtmıyor odaları...
Toroslar'daki köyüme de kar yağıyordur şimdi bu mevsim bilirim. Buz tutmuş bağ deresinde şimdi topaç çevirmek vardı anasını sattım.. Mor sümbüllü, sarı çiğdem çiçekler açmıştır şimdi dağlarda... Oralarda kendi yalnızlığını yaşıyordur köyün insanı, bilirim... Çocuklar üşüyordur lastik ayakkabıları içinde, paltosu da yoktur bilirim... Gönlüm Toroslar'a akıyor şimdi. Taşköprü'den geçip Gavurçalı'ya çıkan avcılar tavşan izi, keklik sesi peşindelerdir bilirim... Uzun sırıklı ucu solucanlı oltalarıyla alabalık avlıyorlardır. Aksu çayında meraklılar bu kış kıyamette, bilirim...
Çakan şimşeklerin arkasından gelen gök gürlemesiyle, kendi türküsünü söylüyor yağmur bulutları. Ve, ben kendisini bile ısıtmayan sobanın önünde ellerimi ovuşturuyorum arada bir. Bir kedimiz bile yok ki yumakla oynasın, yorulunca yatsın sobanın arkasına keyif çatsın.
Eşim; elindeki şişle sabrın selametini örüyor önündeki yumakla. İki ters, iki yüz.. yumakla ufalıyor kazak büyüdükçe..
Kızım; elindeki tığla, dostluğun, barışın atlas kumaşı üzerine ibreşimle sevginin, güzelliğin türküsünü işlemekte. Tükenen umutları yeşertiyor al al, pembe pembe kumaşlar üstüne!.. Beyaz keten üstüne mavi çiçekler konduruyordur başka başka evlerin sıcak odalarında başka kızlar, bilirim...
Geceler soğuk, sobalar odunsuzdur şimdi köyümde. Erikler çiçek açmıştır yağan karla kuru dallar üstünde.. Dereler buz kesmiştir. Dağları beyaza, ovaları suya doymuştur köyümün şimdi bilirim. Gözlerim kamaşır bakamam karlı dağlara.
Yanan sobasıyla ısınamayan anam, hala üşüyor mudur acep şimdi toprağın altında!...



YANIKOĞLU II

HİZMETİNİZDE

YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

baytak.gif (9634 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

bergamakuzeyege@hotmail.com

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR