kuzeyege

Site İndeksi

MERHABA

İbrahim Baytak

DEVLET MEMURU FAZLA (MI?)

Yıllardır Devlet memurunun sayısının çok fazla olduğunu söylenir. Şimdi İMF de azaltılmasını istemiş. Birde diyorlar ki "memur sayısı azalırsa, kalitesi artacak, memurun eline geçen para da artacak."
Peki gerçekten ülkemizde Devlet Memuru sayısı fazla mı?
Hangi Devlet dairesine gidersek gidelim sıra vardır. Hiç birinde işimiz anında yapılmaz. Sırada beklerken hep "neden daha fazla memur vermezler" diye yakınır dururuz.
Devlet kurumlarında, Doktora, öğretmene, mühendise, vergi dairesi, tapu dairesi, adliye, Emniyet ve daha birçok kurumda memura ihtiyaç var diye yetkililer söylemiyor mu? Öyleyse neden "memur fazla" diyorlar?
Küçük ve mahrumiyet yerlerin de doktor ihtiyacı varken büyük illerde doktor fazlası var. Tunceli de görev yaparken Bayındırlık müdürlüğünde Müdür dışında mühendis yokken, Elazığ da mühendislerin oturacak sandalye bile bulamıyorlardı. 5,5 yıl görev yaptığım Tunceli devlet hastanesinde sadece başhekim uzmandı. 1992 mart ayında önce Erzincan, 2 gün sonra Tunceli Pülümür depremi olduğunda Tunceli devlet hastanesine batı illerinden 3 er ay geçici görevle doktor tayini yapıldığı halde çoğu bir yolunu bulup gelmiyordu.
Aslında memur sayısı fazla değil. Memura verilen para da fazla değil. Memurlar için yaptırılan sosyal tesislerde, Memurun görev gereği zorunlu olarak kullandığı görev araçları da bütçeye bir yük getirmiyor.
Fazla olan Bakanlıklarda adı "DANIŞMAN" sayısı ve ne iş yaptığı bilinmeyen memurlar değil mi? Kısa bir süre vali, emniyet müdürü olarak veya üst düzey bir görev yapmış, sonradan Bakan veya siyasi iktidar değişince merkeze veya pasif bir göreve atanmış yıllarca hiçbir görev verilmediğinden iş yapmadan sadece maaşını alan memurlar değil mi? Her gün sayıları hızla artan "YÜKSEK" kurullara atanan memurlar değil mi?
Eğer memurlara verilen ücretler fazla deniyorsa, 300-400 milyon TL maaş alan, her gün görevini aksatmadan yapan, dürüst memurlara verilen para hiç de fazla değil, aslına azdır. Fazla ücret alanlar var deniyorsa bu memurlar, adına "bankamatik memuru" denilen hiç göreve gelmeyen ama normal memurun 5-6 katı maaşı her ay hiç aksatmadan alanlar memurlar değil midir? Arpalık denilen KİT yönetimlerine atanan ve çok yüksek ücretler alan seçim kaybetmiş eski siyasetçiler değil midir? TBMM'ne doğrudan memur almak yerine, başka kurumlardan geçici görevle memur alıp çift maaş verilen memurlar değil midir?
"Makam aracı saltanatına son" diye kampanyalar açıp devlet dairelerindeki hizmet araçları satılsın deniyorsa, bu araçların hizmet için kullanıldığı bilinmiyor mu? Makam aracı saltanatı yapanlar ve bütçeye yük olanlar, her bir yüksek bürokrata birden fazla sayıda düşen ve yaşı 3 ü geçti mi yenilenen, gece gündüz şoförü ile birlikte görevde sayılan, her gün 5 - 6 saat mesai parası alan araçlar değil midir?
"Lojman saltanatına son" diye büyük şehirlerde ve mahrumiyet yerlerindeki müdür, şef, az sayıda memurların yararlandığı ve kirasının ödediği sosyal konutlar satılsın deniyorsa, aslında yük olanların bunlar değil, Başta Milletvekillerinin çok ucuza oturduğu villalar olmak üzere, büyük kentlerde ve her il de üst düzey memurların yararlandığı ve Devlete çok fazla masrafa mal olan lüks lojmanlar değil mi bunların satılması gerekmez mi?
"Sosyal tesis saltanatına son" deniyorsa, küçük memurların 25 yıllık görev sürelerinde belki birkaç kaz, parasını da ödeyerek yararlandığı sosyal tesisler satılacağına, ülkemizin her yöresinde, 5 yıldızlı otellerden daha lüks ve bedava denecek kadar ucuz yılın her ayında her mevsime uygun tesislerdeki saltanatın anlaşılması gerekmez mi?
Eğer memurlarda verim aranacaksa, önce memura zorunlu bütün ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir ücret verilmesi, Göreve başlandığından itibaren her yıl hizmet içi eğitime tabi tutulması Teknolojinin bütün olanaklarından yararlandırılması Göreve atanmasından başlayarak, yükselme ve ilerlemesi, torpil, kayırmaya göre değil başarı ve bilgiye göre olması Tayin ve yer değiştirmeler kim ve hangi görev için olursa olsun değişmez kurallara bağlanmalı ve adaletli olması gerekmez mi?



7 OCAK 2002 SAYI: 440