|
DİKİZ AYNASI...
İrfan KESKİN
YENİ BİR YILA
GİRERKEN
Sevgili Dostlar 2001 yılı bitti 2002 yılına giriyoruz. Acısıyla, tatlısıyla, sevinç
ve üzüntüleriyle bir yılı daha geride bırakıp yeni bir yıla giriyoruz. 21. yüzyılın
yeni bir yılın başlangıcındayız dünyamızda ülkemizde ve hatta yöremizde bile bu
yeni yıla merhaba derken geçmişe ne kadar uyum sağlıyoruz? Şöyle bir baktığımızda
olumlu şeylerde var ama genel hiçte parlak değil.
İnsanlar tabiri caizse kalbur üstü gruplandırılıyorlar. Yani gelişmişmiş, gelişmekte
olan ve gelişmemiş ülkeler ve insanları diye. Tabi bu seferde büyük balık küçük
balığı yutar misali egemen güçler ortaya çıkıyor ve sonuç ortada her ne kadar
teknoloji uzay çağını yaşıyor olsak ta yine eski çağlardaki gibi ekonomi, din,
iktidar ve medeniyetler çatışması yaşanıyor.
Kalbur üstü diye baktığımız ekonomik ve demokratik açıdan gelişmiş ülkeler her
ne kadar alenen bu savaşların içinde olmasalar da sırf rant ve ekonomi uğruna bu savaşları
körükleyip dolaylı olarak bu savaşın içinde oluyorlar.
Ülkemizde ise bu yeni yıla girerken maalesef hiçte iç açıcı tablo göremiyoruz. Rüşvet
ve yolsuzluk sıralamasında en üst sıralardayız. Trafik kazalarında en üst sıralardayız.
Her gün maddi zarar ve savaşta bile görülmeyen ölü ve yaralılar çağımızla,
demokrasiyle hatta insanlık bile bağdaşmayan işkence olayları yüzünden sürekli
uluslar arası mahkemelerde mahkum oluyoruz. Eğitim ve sağlıkta tamamen sınıfta kalmış
durumdayız. Parası olan imkanı olan çocuğunu dershanelere, özel derslere ve hatta özel
öğretmen tutarak lise ve üniversitelerde eğitim öğrenim yaptırabiliyor. Parası ve
imkanı olmayan vay haline. Sağlık sorunları tam bir alem özel hastaneler lüks ama
vatandaşın buraya gitmesi rüya bile değil.
Her gün gazete ve televizyonlarda izliyoruz. Devlet hastanelerinde bile insanlar ya senet
karşılığı bırakılıyorlar ya da para bulununcaya kadar hastalar hastanelerin de
rehin kalıyorlar. Ya beslenme halkımızın kaçta kaçı dengeli beslenebiliyor? Daha geçtiğimiz
günlerde biri Manisa'da biride İzmir'de iki çocuk açlıktan öldü. Gazete ve TV
haberine gör Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ölüm raporuna açlıktan öldü diye yazılıyor.
Çöplüklerden ekmek toplayıp evine götürmeye çalışan insanlar var. Para karşılığı
bedenini satıp fuhuş yapan aldığı parayla evini geçindirip çocuklarını yetiştirmeye
çalışan anneler var. Ama bunun yanında orantıları az olan gününü gün eden
barlarda, pavyonlarda, gece kulüplerinde her gün gönlünce eğlenen insanlarda var.
Devletin malı deniz yemeyen domuz deyip İsviçre'de Amerika da kral dairesi misali
villalarda yaşayanlar var. Acaba bu var olmalar yeni bir yıla, yaşadığımız çağa
ne kadar yakışıyor?
Mutlu Yıllar.
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|