|
"SUSKUNLUĞUMUZU
KIRDIK, KONUŞUYORUZ"
Osman Gazi OKTAY
Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı
2001-2002 Eğitim öğretim yılı önceki yıllardan sarkan sorunlara, ek sorunlarla başladı.
Geçen yıllardan gelen sorunlar derslik, öğretmen eksikliği, ders kitaplarının içeriği,
kayıt parası, üniversite öğrencilerinin yurt, öğrenci servislerinin tıka -basa
öğrenciyle doldurulması, hepsinden önemlisi toplum içinde saygın bir yeri olması
gereken eğitim çalışanlarının açlık sınırında bir ücretle çalıştırılmaları
sorunlarıdır. Yeni eklenen sorun, geçen yıl uygulamaya konan Norm Kadro yönetmeliğidir.
Bu yönetmelik eğitimin uygulayıcısı olan eğitim emekçilerinin ve onların sendikası
Eğitim Sen'in görüşü alınmadan alelacele çıkarılmıştır. Bu nedenle eksik gedik
çıkan bu yönetmelik Milli Eğitim Bakanlığınca 3 günde bir çıkarılan
genelgelerle düzeltilmeye çalışılmıştır. Bu güne kadar düzeltmek mümkün olmamış,
olmayacak da gözüküyor. Çünkü yasalar bile dikkate alınmadan çıkarılmıştır.
Medeni Kanuna göre birleştirilmesi gereken eşler ayrı illerde çalışmak zorunda bırakılmıştır.
"Hiç yönetmelik yasanın üzerinde olur mu?" diyorsunuz. Türkiye'de oluyor, yöneticilerimiz
sürekli ben yaptımsa olur mantığıyla hareket ettiği ve tarafları dinleme gereği
duymadığı için bugün ülkemiz içinden çıkılması zor bir krizle karşı karşıya
kalmıştır. Geçen yıl Norm kadro uygulaması Sayın Bakanımızın açıklamasıyla eğitimde
verimliliği arttıracak söylemiyle uygulamaya konmuştur. Gerekçe bazı illerde yığılma
olduğu, bu nedenle derse girmeden öğretmenlerin maaş aldığı, bazı illerde öğretmen
olmadığı için derslerin boş geçtiği, bu nedenlerle bakanlığın hem öğretmene
ihtiyaç duyduğu hem de öğretmen fazlalığı olduğu şeklindeydi. Sanki bu fazlalık
olan illere ve okullara tayini öğretmen kendi yapmış gibi. Bu uygulamayı yapan
siyasiler ve bürokratların bundan şikayet etme hakkı varmış gibi.
Tabii ki Eğitim Sen olarak derse girmeden öğretmenin maaş almasını savunmamız mümkün
değildir. Norm kadro yönetmeliğinin bir sürü eksikle, eğitimin olmazsa olmazı, öğretmen,
öğrenci ve veli cephesinde mağduriyetler yaşatmasıdır.
Geçen yıl 30 saat derse bir öğretmen uygulamasıyla okulların öğretmen sayısı
belirlendi. Diğerleri fazlalık kabul edilerek aynı branşta, sonradan o okula gelen
öğretmen başka okula gönderildi. Bunun hiçbir mesleğin iç hukukuna uymayacağını
ilgili ilgisi herkes bilir. Çünkü meslekte kıdem diye bir olay vardır. Her devlet
kurumunda işletilir.Hiç torpil bulup o ilde başlayan 2 yıllık öğretmen 20 yıl
Anadolu'nun çeşitli illerinde çalıştıktan sonra o okula gelen öğretmenin önüne
geçer mi? Bu yönetmelikle geçmiştir. Danıştay 5. Dairesinin yönetmeliğin bu
maddesini bozmuş ve geçen yıl yıllardır birlikte olduğu öğrencilerinden koparılan
öğretmenler tekrar eski okullarına gönderilmiştir. Bu yıl kendilerinin hiç suçu
olmadığı halde o ile siyasi ve bürokratlarca tayini yapılan puanı düşük öğretmenler
aynı mağduriyeti yaşamaktadır. Yıllardır birlikte olduğu öğrencilerinden koparılmakta,
öğrenci göz yaşı dökmekte. Veli üzgün ve şaşkın, sisteme kızmaktadır. İl dışındaki
eşi, branşında açık olmadığı gerekçesiyle İzmir'e gelememektedir. İzmir'den
tayini çıkanlar, tayin olduğu ilde normunun olduğu okula atanması yapılmadığı için
İzmir'den ilişiğini kesememiş; atandığı ilde okul belli olmadığı için evini
tutamamış, çocuğunun okula kaydını yaptıramamıştır. Bu sorun okullar açıldıktan
3 hafta sonraya kadar sürmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı bütün yaz boyunca durmuş
okulların açılmasına 15 gün kala yeni öğretmen alımı yapmıştır. Tayinler
okullar açıldıktan sonra yapılmıştır. Okulların açılması 1 ayı aşmasına rağmen
ilimizde, hemen hemen her okulda boş geçen derler vardır. Sendikamız yönetmeliğin değişik
maddeleri hakkında davlar açmıştır. Maddelerin iptaliyle sorun yıllarca yaşanacaktır.
Şimdi siz Sayın Bakanımızın Norm Kadro yönetmeliği hakkında söylediği verimlilik
artırılacak, dersler boş geçmeyecek söylemine inanın.
Bütün bunlar yetmemiş açlık sınırında bir ücretle çalışan eğitim emekçisi 1
Aralık 2000 tarihinde sesini duyurmak amacıyla yaptığı, iş bırakma eylemi nedeniyle
hem idari hem de adli soruşturma geçirmektedir. Türkiye genelinde yapılan bu eylem
nedeniyle sadece İzmir'de bu yoğunlukta soruşturma yaşanmıştır. Hayatında mahkeme
huzuruna çıkmamış eğitim emekçileri sanki ülkenin bugünkü duruma gelmesinin
sorumluları gibi yargılanmaktadırlar.
Bu olumsuzluklarda yeterli görülmemiş olmalı ki müdür yardımcısı arkadaşlarımız,
1 Aralık eylemi nedeniyle idarecilik görevinden alınmış,başka ilçelere veya aynı
ilçe içinde başka okullara öğretmen olarak atanmışlardır.
1998 yılında yapılan 1 günlük iş bırakma eylemine katılan idareci arkadaşlara da
aynı uygulama yapılmış. Fakat yargımızın değerli üyeleri arkadaşlarımızın
eski okullarına tekrar idareci olarak atanmaları kararını vermiştir.
Bu konuda yargı kararı bilinmesine rağmen aynı yolun izlenmesi iyi niyetin işlemediğinin
göstergesidir. 52 idareci arkadaşımız davalarını açmıştır. Ülkemizi hukuk
devleti yapma konusunda inatçı davranan yargıçlarımız arkadaşlarımızın mağduriyetini
önleyici kararları en kısa zamanda verecektirler. İnancımız sonsuzdur. Burada görevin
yetkililerce kötüye kullanıldığı rahatlıkla söylenebilir.
Eğitim Sen olarak bu sorunların çözümü konusunda görevlerimizi zaman zaman
ilgililere ilettik. Amacımız sadece ücret sendikacılığı değildir. Eğitim öğretimin
kalitesini yükseltme konusunda eğitim emekçilerinin kendilerini geliştirme ve hizmet içi
eğitim dahil her türlü eğitim hizmeti verilecektir. Bütçemizin % 10'u üyelerimizin
kendilerini geliştirmesi için eğitime ayrılmıştır.
Karamsar değiliz. 11 yıllık süreçte fiili ve meşru mücadelemizle, pek çok sorunu aştık.
Eğitimin sorunlarını aşmada da üzerimize düşeni yapacağız. Bundan böyle sendikamız
taraf dır. Bunu yasalara yazdırmıştır.
Bütün bu sorunlara rağmen sevindirici olan ilimize genç, dinamik, çağdaş bir Milli
Eğitim Müdürünün gelmiş olmasıdır. Sorunları çözme konusunda talepleri
kendisine ilettik. Üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu bildirdik. Bundan böyle
eğitime ilişkin hazırlayacağımız programları kendisine ileteceğiz. İlimizi eğitim
öğretimde Türkiye'nin örnek ili haline getireceğiz. İzmir'de yaşıyor olmayı eğitim,
bilim, kültür faaliyetleri açısından bir şansa dönüştürmek istiyoruz. Her türlü
ekonomik sıkıntısına rağmen, öğrencisine hizmetten vazgeçmeyen, verdiği hizmeti
yurdunun geleceğine yatırım olarak düşünen, eğitim emekçilerine yetkililerine,
saygı göstermesi, ben yaparsam olur mantığıyla hareket etmemesi, çağdaş yönetici
tavrıyla yaklaşıp, onların şevkini kırmaması ve potansiyel suçlu görmemesidir.
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|