kuzeyege

Site İndeksi

MERHABA

İbrahim Baytak

BİR ŞEYLER YAPILAMAZ MI?
Bu gün belediye başkanı "çalışmıyor, bir şey yapmıyor, verdiği sözleri unuttu" diye eleştirenler, önceki başkan için de ayni şeyleri söylüyorlardı. Yarın da yen başkan için ayni şeylerin söyleneceğini bilmek için kahin olmağa gerek yok.
Peki neden seçtiklerimiz verdikleri sözleri tutmuyor? Neden kentimiz her geçen gün daha zor yaşanır bir yer oluyor?
Bunun bir nedeni muhakkak ülke genelinden kaynaklanan sorunlar. Yine de birçok sorunu Belediyeler çözüme kavuşturabilir. Önceki dönem görev yapan, ondan önceki başkanlarda, şimdiki başkan da kendinin başarılı olduğunu söylüyorlar. Peki onlar başarılı ise vatandaşın yaşadığı sorunlar kimin eseri?
Belediye başkanlarının başarısızlığın ilk gerekçesi seçilmiş değil atanmış olmalarıdır. Örneğin ilçemizde son belediye başkanlığı seçimlerine katılan partiler adayların belirlerken ön seçim yapmadı.. Hatta meclis üyeleri için bile seçim yapılmadı. Bütün başkan adayları genel merkez tarafından belirlendi. Meclis üyeleri ise başkan adayı ve ilçe yönetimi tarafından kendi yandaşları arasından belirlendi.
Böyle olunca halk seçimlere ilgisizdi. Mahallelerde her gece yapılan kahve konuşmalarında hep bindirilmiş kıtalar vardı. Hiçbir adayı dinlemek için özel olarak kimse gelmedi. Konuşma yapılan kahvenin devamlı müşterileri bile bazen o gün kahveye çıkmıyordu. Bindirilmiş kıtalar kahvehaneyi dolduruyor, kendi yandaşları alkışlıyor, rakip adayları kötülemesi ve kendini övmesi için sorular soruyordu. Gerçek mahalle sakinleri ise ne alkışlıyor ne de soru soruyor, uzaktan izlemekle yetiniyordu. ülkemizin başka yörelerinde de farklı değildi.
"Kazanacak " dediği ve oy vereceği aday için bile vatandaş tavrını değiştirmedi. Bundan seçimlerde de pek farklı olmayacak. Çünkü kentini yönetecek kişi kendisine seçtirilmiyor. Vatandaştan istenen sadece belirlenen kişilerden birilerini onaylaması.
Ön seçim yapılması da durumu değiştirmiyor. Çünkü partilerin içerisinde demokrasi yok. Partilerde hizmet etmek isteyen kişiler yok. Bu kişiler hep gücendirildi. Partiden istifa etmemiş olsa bile partinin semtine uğramıyor. Partiler çoğu siyasi çıkar peşinde koşan kişilerin elinde kaldı. Pek az da olsa bir şeyler yapmak, siyasete saygınlık kazandırmak isteyen kişiler olsa da bunu başarmaları mümkün olmuyor. Bu nedenle ön seçim yapılsa bile yine yarışa katılıp kazanacak kişiler belli. Bir avuç çıkarcı kişilerin arasında geçecek yarış. Kim kazanırsa kazansın halkın adayı olmayacak.
Diyelim çok iyi niyetli, dürüst, çalışkan biri belediye başkanlığını kazandı. Fakat partisi rahat bırakır mı? Şunu yap, bunu yapma. Şu kişiyi işe al, bunu çıkar demez mi? Dinlemese meclis üyeleri ile zorlama yapmazlar mı? Meclis üyeleri başkan gibi iyi niyetli, dürüst olacak mı? Siyasi partilere güveni kalmamış olan vatandaş adayına güvenir mi? Meclis üyeleri belediyenin yaptığı hizmetleri bilen uzman kişilerden mi oluşmuş? Yoksa siyasi rant peşinde koşan, kişilerden mi oluşmuş? Bunlar hep belediye başkanlarının başarıları hizmet yapmasında etken değil mi?
Başarısızlığın bir başka nedeni de vatandaşın seçtiklerini denetleyememesi. Apartman yöneticisini, kooperatif yöneticisini denetleyemeyen, kişiler belediyeyi denetleyebilir mi? Bir de "aman işim düştüğünde yapmaz" diye düşünenleri, "bana ne canım" diyenleri "bir benle ne olur" diyenleri düşünürsek başkanların istediklerini yapmaları, sözlerini yerine getirip getirmemesi önemini kaybeder.
5 yıl heba olur. 5 yıl sonra yeni biri seçilir. Ayni şeyler tekrarlanır. Eğer yeni seçilen biraz becerikli, biraz göz boyacısı ise bir daha seçilir. Ancak pili biter, ikinci seçilmesinden kısa bir süre sonra onun da gerçek yüzü görülür, aslında bir şey yapmadığı anlaşılır. Seçim iple çekilir. Yeni seçilen biri ile oyun tekrar başlar. Böylece devam eder gider. Olan ile, ilçeye, kasabaya olur. Her geçen gün, ay ve yıl sorunlar katlanarak büyür. Zamanla içinden çıkılmaz hale gelir.
Bu oyunlar oynanırken bir çok yasa dışı işler, şikayetler, yolsuzluklar söz konusu olur. Ancak kim ne yapmış nasıl yapmış olursa olsun, genellikle yaptığı yanında kar kalır.
Bu durumda vatandaş partilere, adaylara nasıl güvensin? Vatandaş bütün çözümün kendinde olduğuna inanırsa, "kurtarıcı" aramaktan vaz geçerse "birileri gelsin sorunların çözsün" düşüncesinden vaz geçerse, "seçtiği kişileri kavgasız, dövüşsüz zamanında denetleyip hesap sorabilirse" sorunlar çözülecektir.
Bunu için örgütlü olmalı veya doğruları, kendi söylediklerini söyleyen sivil örgütlere destek vermelidir. İşte o zaman şikayetler azalacak, hizmetler artacak, sorunlar çözüme kavuşmağa başlayacaktır.
ABD VE BOMBALAR
Gün geçtikçe ABD nin hesapları açığa çıkıyor. Orta Asya, Kafkaslar ve Orta doğuda egemenliğini sağlamak, doğal gaz ve petrol kaynaklarını kontrol etmek için böyle bir savaşı göze aldığı söyleniyor. Yakında her şey meydana çıkacak.
Türkiye "aman ben açıkta kalacağım, yağmadan pay alamayacağım" düşüncesi yerine, kenarda böyle bir oyunda yer almasa sonuç da dünyada saygın ülkeler arasında yerini alabilir.



15 EKİM 2001 SAYI: 428