|
ÖLÜMSÜZ
ÖĞRETMEN
FAKİR HOCA
Recai Şeyhoğlu
Romanlarından biliyordum O'nu. Yılanların Öcü'nden Irazca'nın Dirliği'nden, Tırpan'dan...
TÖS'teki mücadelesini de duymuşluğum vardı.
Biliyordum ki yıllardır Almanya'da yaşamaktaydı. Orada da üretiyor boş durmuyordu.
Ömrünün kış'ında bile üretkenliğine devam ediyordu. Kendisini tanımayı öyle
istiyordum ki.
Sonunda tanıştık.
Tüyap-1999 İzmir'de Güldikeni Yayınları standında Çelebi insan Osman BOLULU ve
beyefendi insan Mustafa BEYKÖYLÜ ile olan görüşmemden sonra imza yaptığı stand'ta
beklemeye başladım kendisini.
Beş dakika, on dakika, yirmi dakika...
Sonunda geldi. Oturduğu yerde Deniz Kavukçuoğlu da vardı. Kitapsever bir dost tanıştırdı.
"Kendisi meslektaşım oluyor. Yayımlanmış kitapları da var."
Elim uzunca bir süre elinde kaldı. Sımsıcaktı. Emindim ki kendisine uzatılan her
dost eli böyle sıkıyordu. O şekilde bir de fotoğraf çektirdik. İyi ki de çektirmişiz.
Şimdi bir anı olarak albümünde. "Neler yazıyorsun?" diye sormuştu o gün.
Ardından da eklenmişti. "Öğretmen okumalı da yazmalı da..."
Heyecanım kaybolunca, kendisiyle bir röportaj yapıp yapamayacağımı sordum.
-Ne için, nereye ? diye sordu.
Yanıtımı alınca "Yaparız" dedi gülerek.
Seçimin yapılacağı 18 Nisan'a kadar önünde arkasında dolaştım, durdum.
"Fakir Baykurt" günlerim başlamıştı.
Seçim bölgesi olan Bergama'da KESK lokalindeki konuşması, dağınık halde duran
arkadaşları "Gelin, gelin, daha iç içe olalım" diye halka yapması, hiç de
politikacıya benzemeyen sözleri ve gerek KESK'te gerekse de kahvelerde "Herkese her
şey anlatılmaz" demesi bana çok ilginç gelmişti.
Kesk'te çektiğim ve Gazete Ege'ye verdiğim fotoğraf da bir anı oldu artık.
Bir partinin milletvekili adayıydı. Ama seçilmek yada seçilememek umrunda değildi.
O bildiğini okuyordu.
İlginçliği şuydu ki, "Yapıcaz edicez" demiyordu.
Romanlarında bol bol işlediği köylülerin karşısında, kahvedeki işsizlerin arasında
"Her şey herkese anlatılamaz diyordu ha bire. Çünkü Fakir Baykurt'a göre her şey
cahile anlatılırdı.
Bu nedenle de bezirgan, zübük politikacılar gibi politika yapmıyordu.
Fırsat buldukça O'na hep sordum. Bir şeyler öğrenmek istedim. O'nunla konuşmak güzeldi
çünkü.
Seçim günü gelsin istemiyordum. İkide bir telefonla görüşmek, üstelik de Fakir
Baykurt'la... Hoşuma gidiyordu doğrusu. Seçimle birlikte bu şansımı da kaybedecektim
çünkü. Antalya'ya gidecekti. Ardından İstanbul, sonra da Almanya...
Son olarak kızı Işık Hanım'a telefon açmış, Fakir Hoca'yı sormuştum. Aldığım
yanıt karşısında şaşa kalmıştım.
-İstiyorsanız vereyim, Çünkü yanımda.
Meğerse kızının yanına daha yenice gelmişmiş Almanya'dan.Yayımlayacağım söyleşi
ile ilgili olarak konuştuk o gün. Sevecen, hümanist ve sıcacık Fakir Baykurt'la son
konuşmammış o konuşma.
Sosyalistlerin bir büyüğünü 11 Ekim'de kaybetmiştik. Birini Ağustosun ortasında
yitirdik.(Can Yücel) Yaşamı boyunca sosyalist kalmış, eğilip bükülmemiş, eğitimci,
sendikacı, yazar FAKİR HOCA'yı biz ardıları hiç unutmayacak.
Çünkü O Türkiye için sönmeyen bir ateştir.
Anadolu O'nun aleviyle ısındı, aydınlandı yıllarca...
Onu unutmayacağız.
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|