kuzeyege

Site İndeksi

MERHABA

İbrahim Baytak

TERÖR, SAVAŞ VE EMPERYALİZM

ABD Vietnam'da yıllarca savaştı. Sonra yenilgiyi kabul etti ve Vietnam'dan çekildi. Peki ABD neden savaşı bıraktı? ABD savaşı daha yıllarca devam ettirebileceği halde neden bütün yandaşlarını ortalıkta bırakarak Vietnam' dan kaçarcasına geri çekildi?
Süper güç olduğunu iddia eden ABD'nin Vietnam gibi bir küçük ülkenin hem de yarısı tarafından yenilgiye uğratılması ve bunun kabullenilmesi yenilir yutulur bir şey değildi. ABD zorunlu olarak yenilgiyi kabul etti. Üstelik yıllarca Vietnam "sendromun" dan kurtulamadı.
ABD savaşı bıraktı, çünkü ülkede savaş karşıtları çoğalmıştı. Peki ülkede savaş karşıtları neden çoğaldı? Çünkü Vietnam'dan gelen asker cenazeleri çok artmıştı. Çünkü Vietnam'dan gelen sakat askerlerin sayısı çok artmıştı. Psikolojik olarak hastalanan, ülkede Vietnam'da uyguladığı şiddeti uygulamağa kalkan insanların sayısı artmıştı. Her geçen gün Vietnam'a gönderilen asker sayısı artıyordu.
Atılan bombalara, öldürülen Vietnamlılara aldırmayan ABD vatandaşları, kendi canları söz konusu olunca seslerini çıkarmağa başladılar. "BİZİM VİETNAM' DA NE İŞİMİZ VAR?" demeğe başladılar. Bu sesler çok yükselip tehlikeli olmağa başlayınca ABD yönetimi yenilgiyi kabul etti ve Vietnam'dan çekildi.
O günden bu güne ABD savaşı hep kendi ülkesinden uzak tutmağa çalıştı ve bunu başardı. Kara harekatları ile askerleri tehlikeye atmadan, teknolojisini kullanarak savaştı. Tonlarca ağırlındaki bombalarını, füzelerini kullandı. Irak' da böyle savaştı. Taraf olduğu bütün savaşlarda bu taktiği uyguladı.
Emperyalist ülkelerle ve onların teknolojisi ile boy ölçüşemeyecek kadar fakir, ancak ülkesinin bağımsızlığı veya bir inanç için savaşan insanlarında yeni yöntemler bulması kaçınılmazdı. Bunu ilk kez Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) yapmış ve başarmıştı. Bazı insan veya örgütler, düşmanları ile savaşmak için teknolojileri ve güçleri yetersiz kalınca terörizme baş vuruyorlar. Kendi ülkelerinde savaşta binlerce masum insan öldükçe onlarda bunu yapan ülkenin masum insanlarını öldürmeyi mübah sayıyorlar. Üstelik bu gün terörist diye aranan bir çok kişinin son yıllarda ABD tarafından yetiştirilip desteklendiği, yıllarca çıkarları için eylem yapsın diye desteklendiği söyleniyor.
Yıllardır savaşı ülkesinden uzak tutan, can kaybı vermemek için çabalayan ABD terör eylemleri nedeniyle ülkesinde savaşı yaşıyor. Binlerce masum insanın ölümünü engelleyemiyor. Eğer bunu engelleyemese bir müddet sonra ABD vatandaşları yönetimlerine diyecekler ki "BİZİM IRAK'DA, AFGANİSTAN'DA MAKEDONYA'DA NE İŞİMİZ VAR?" İşte o zaman ABD süperliği çaresiz kalacak. Büyük kazancı silah üretimi ve satışından olan, dünya jandarmalığını üstlenen, gelişmemiş ülkelerde, sömürdüğü, üst kurduğu kendine yakın yönetimlerin bulunduğu ülkelerdeki muhalefeti nasıl susturacak? Bu durum diğer gelişmiş ve emperyalist ülkeler için de geçerli olacak. Bu ülke yönetimleri ya halkının isteklerine uyacak ve geri çekilecek, ki bu durumda sömürü olmazsa süperlik, zenginlik de olmaz, ya da her şeye rağmen ülkesindeki halk muhalefetini susturacak, ki bu durumda ülkelerinde demokrasiden söz edilemez daha acımasız bir savaş devam edecek. Belki de dünyada top yekün bir savaş olacak. Belki dünya ve insanlık son bulacak.
İşte bütün bunların olmaması için, ister doğrudan savaşlar olsun, ister terör şeklindeki savaşlar engellenmelidir. ABD'nin Vietnam'da savaştığı 1970'li yıllarda savaş karşıtı gençler HİPPİ'liğe özenmiş, "SAVAŞMA AŞK YAP" sloganı ile dünyayı etkilemişlerdi. Bu günde HİPPİ olarak değil ama doğrudan savaşların olmaması için mücadele vermek gerek. Dünyanın dört bir yanı savaş alanı gibi. Her gün binlerce insan savaşta ölüyor. Teknolojinin çok gelişmiş olması, dünyayı yok edecek kadar güçlü olan nükleer silahları artık kolaylıkla yapılıyor olması insanlık için tehlikeyi çok daha arttırıyor. Gözü dönmüş kaybetmeyi içine sindiremeyen ülkeler her an Japonya'ya 1945 de ABD'nin attığı atom bombasının binlerce daha güçlüsünü bu gün başka bir ülkeye atabilirler. Terör yöntemi ile savaşan örgütler nükleer bir silah yapabilir, ele geçirebilir ve bir ülkede en büyük şehirde bunu patlatabilir.
Silah üreten ülkeler belli olmasına ve satışların denetlenmesi için önlemler alınmasına rağmen ne yazık ki para verdiğin taktirde her türlü silah satın alınabiliyor. Ambargo uygulanan ülkenin yiyecek, ilaç, çocuk maması, aşı alması gayet kolaylıkla kontrol edilip engellenirken, her türlü silahı alması nedendir bilinmez bir türlü kontrol edilip engellenemiyor.
Eğer bir ülkede savaş, ölümler, kötü yönetim önlenmek isteniyorsa, o ülkeye savaş açarak, asker göndererek, bomba atarak değil, daha başka yöntemlere başvurmak gerek. Ölümleri engellemek gerek. Hepimiz savaşsız sömürüsüz bir dünya istiyorsak, ülkelerimizin silahlanma yarışına hayır diyelim. Bilelim ki bir ülke ile savaşırken bize silah satan ülke bizle savaşan diğer ülkeye de silah satıyor. Biz birbirimizi öldürür, kentlerimizi bombalarken bize silah satan ülkeler zenginleşiyor. Her şey bize bağlı.
TERÖRİZME HAYIR. SİLAHLANMAYA HAYIR. SAVAŞA HAYIR DİYELİM. BUNA UYMAYANLARA KARŞI ÇIKALIM. KARŞI ÇIKARKEN SAVAŞMAYI, ÖLDÜRMEYİ DEĞİL BAŞKA MÜCADELE YOLLARINI BULALIM UYGULAYALIM.



24 EYLÜL 2001 SAYI: 425