|
ÇİFTÇİLERE
DEKAR BAŞINA 10 MİLYON LİRA
Hükümetin süreyi çok az tutması, bu yardımların hangi gerekçe
ile verileceğinin TV ve basın yolu ile açıklanmamasından dolayı Çiftçilerin başvurularında
izdiham yaşandı.
En fazla zorluğu başta Tapu Sicil müdürlüğü
olmak üzere, ilçe Tarım müdürlüğü ile Vergi Dairesi ve Ziraat Odası personeli çekti.
Çiftçilere dekar başına verilecek 10 milyon TL. gazetemiz Kuzey Ege de 30.07.2001
tarihinde duyurulmuştu. 21.09.2001 Cuma günü başvuru süresi sona erdi. Ancak işlemler
daha sona ermedi. Başvurular Cuma günü saat 17.00 ye kadar devam ettiğinden İşlemlerin
hemen bitirilmesi mümkün olmadığı için kurumlar sürenin dolmasına kadar başvuranları
tespit ettirmek için notere başvurma yolunu benimsediler.
Çiftçilere verilecek dekar başına 10 milyon TL. nin ne olduğu, nasıl ve neden
verileceğini kimse tam olarak bilinmiyor. Birçok kişi "bunun altından bir çapanoğlu
çıkar" diye düşünüyor ve çiftçi bu yüzden başvurmadı.
Bir kısım çiftçi de istediği halde başvuramadı. Bunun birçok nedeni var.
Araziler daha önce ölen anne, babalarına ait olduğu ve tapuda intikal işlemi yaptırmadığı
için bu arazileri gösteremedi. Daha da çok yakınma konusu olan engel yasanın
"ana, baba, eş ve çocuklar adına tapuda kayıtlı olan arazileri için
birbirlerini kiracı veya ortakçı gösteremez" hükmü.
Bir çok çiftçi annesinin, babasını arazisini ekip biçmekte. Gübre yardımından
yararlanırken bunu ziraat odasına bildirmekte. Şimdi yardımı kendi alamayacağını
öğrenince annesi veya babası için başvurmak istediğinde ise "olmaz sen bu yıl
bu yerleri ben ektim diye bildirmişsin, annen veya baban için başvuramazsın"
dendi.
Bir kısım çiftçinin tapusunda isim, soy isim, yüzölçümü v.b. yanlışlıklar çıktığı
için başvuramadı. Bir kısmı da kira ile ektiği arazilerin sahiplerinden kira senedi
alamadığı için başvuramadı.
Bu kurumlarda normal işleri yapmakta personel yeterli olmadığı halde, binlerce çiftçinin
başvurusu için personel takviyesi yapılmadı, akşam geç saatlere kadar çalışan
personele fazla mesai de verilmedi.
Başvuru için dosya alınması, işlemlerini tamamlayanların dosyalarının kontrol
edilip teslim alınması ve bilgisayara girilmesin de ilçe Tarım Müdürlüğünün işi
zordu. Ayrıca Kadastro elemanları ile birlikte kadastro görmeyen köylerde ekili
arazilerin tespiti ve rapor düzenlenmesi de görevleri arasındaydı.
Ancak esas zorluk Tapu sicil Müdürlüğünde yaşandı. Çiftçilerin getirdiği 100
binden fazla tapu fotokopilerinin kütüklerden kontrol edip onaylamak, hem günlük alım
satım taleplerini karşılamak, daha önce intikal yaptırmayan, tapusunda yanlışlık
olan kişilerin yardımdan yararlanmak için yaptıkları taleplerini karşılamak.
Ziraat odası ise kendi yanlış uygulamaları ile hem kendine hem vatandaşa zorluk çıkardı.
Daha önce odaya kaydı olmayanlar için başvuru formu ve tapu fotokopisi istemesi
normal. Ancak odaya kayıtlı olan kişilerden de bunları istemenin nedeni işkence ve
zorluk değil mi? Daha önce hem de 2001 yılında Ziraat Odasına kayıtlı olduğuna
dair belge alanların bile yeni belge alması gerekiyor. Belge verilirken "GÜBRE
İÇİN" yazıyorsa başka iş için kullanılamıyor. Başka iş için yeni belge
alması gerek. Yeni belgeyi alırken de yeniden para alınacak doğal olarak. Halbuki
Ziraat odası her yıl ve bir kez o yıl içinde her türlü işlemde geçerli olacak şekilde
bir belge verse, bunun içinde makul bir ücret belirlese bu zorlukların hiç biri hiçbir
zaman yaşanmayacak.
Böyle olunca Çiftçi en büyük zorluğu kendi örgütü Ziraat Odasında çekti. Ziraat
odası yönetimini seçen çiftçi, seçtiği yönetim tarafından işe alınan ve maaşları
çiftçinin verdiği paralarla ödenen personel çiftçinin işini yapmayacak da kimin işini
yapacak? Birde Ziraat odasındaki işlemler sırasında sıraya adam yerleştirip, numara
alınıyor ve bu numaraları para karşılığı satıyormuş diye yakınmalar da oldu.
Esas parayı büyük toprak sahipleri, doğu ve güney doğudaki 15 - 20 bin dönüm
arazisi olan köy ağaları alacak. Yasa 200 dekardan fazlasına yardım yapmıyor. Köy ağasının
köylüsü zaten topraksız. Ağa her birine 200 dekar arazi kiraladım diye kira senedi
verir. Her biri 2 milyar yardım alınca, ağa 500 milyonunu köylüye, 1,5 milyarını
kendine alır. Böylece fazla değil 2000 dekar arazisi olan biri 200 dekar ben ekiyorum
dese ve 1800 dekarı 9 kişiye kiraladım diye gösterse, yarısını yardıma alacak
birine verse bile taş atıp kolu bile yorulmadan 11 milyar para eline geçecek. Ya 2000
dekar değil de 20 bin dekar arazisi varsa ve kiracıya daha az verirse eline geçecek
para 200 milyarı geçer. Bu para ektiği üründen aldığı paradan hariç. Küçük çiftçi
100 - 200 milyon yardım alırken, toprak ağası 100 - 200 milyar yardım alacak. Adalet
nerede? Yardım küçük çiftçiye mi? Büyük toprak sahibine mi?
Bizim insanımız sonucunu görmeden hiçbir şeye inanmaz. Bu yıl her şey açığa çıkacak.
Eğer Devlet bu paraları eksiksiz öderse çiftçiler bir karış da toprak ekse
bildirecek. Ancak kiraladıkları tarlalar için mal sahiplerinden kira senedi almaları
zor olacak. Ya tarla icarları artacak veya alınacak yarımların yarısı tarla
sahiplerine verilecek.
Ancak birde "Devlet bize hiç bedava para verir mi? Bunun acısını çekeriz."
Diyenler haklı çıkarsa?
Bunlar bilinmez ama bu uygulama 5 yıl süreceğine ve artık Tarım Müdürlükleri ile
Ziraat Odalarında bilgisayar verileri ile çalışıldığına göre, en azından 5 yıl
sonra ekili araziler, ne ekildiği, kimin ne kadar arazisinin olduğu meydana çıkacak.
Çiftçi kayıt altına alınmış olacak. Bu da iyi bir şey.
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com |