baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

24 EYLÜL 2001      SAYI: 425

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


ÇİFTÇİLERE DEKAR BAŞINA 10 MİLYON LİRA


Hükümetin süreyi çok az tutması, bu yardımların hangi gerekçe ile verileceğinin TV ve basın yolu ile açıklanmamasından dolayı Çiftçilerin başvurularında izdiham yaşandı.

En fazla zorluğu başta Tapu Sicil müdürlüğü olmak üzere, ilçe Tarım müdürlüğü ile Vergi Dairesi ve Ziraat Odası personeli çekti.


Çiftçilere dekar başına verilecek 10 milyon TL. gazetemiz Kuzey Ege de 30.07.2001 tarihinde duyurulmuştu. 21.09.2001 Cuma günü başvuru süresi sona erdi. Ancak işlemler daha sona ermedi. Başvurular Cuma günü saat 17.00 ye kadar devam ettiğinden İşlemlerin hemen bitirilmesi mümkün olmadığı için kurumlar sürenin dolmasına kadar başvuranları tespit ettirmek için notere başvurma yolunu benimsediler.
Çiftçilere verilecek dekar başına 10 milyon TL. nin ne olduğu, nasıl ve neden verileceğini kimse tam olarak bilinmiyor. Birçok kişi "bunun altından bir çapanoğlu çıkar" diye düşünüyor ve çiftçi bu yüzden başvurmadı.
Bir kısım çiftçi de istediği halde başvuramadı. Bunun birçok nedeni var.
Araziler daha önce ölen anne, babalarına ait olduğu ve tapuda intikal işlemi yaptırmadığı için bu arazileri gösteremedi. Daha da çok yakınma konusu olan engel yasanın "ana, baba, eş ve çocuklar adına tapuda kayıtlı olan arazileri için birbirlerini kiracı veya ortakçı gösteremez" hükmü.
Bir çok çiftçi annesinin, babasını arazisini ekip biçmekte. Gübre yardımından yararlanırken bunu ziraat odasına bildirmekte. Şimdi yardımı kendi alamayacağını öğrenince annesi veya babası için başvurmak istediğinde ise "olmaz sen bu yıl bu yerleri ben ektim diye bildirmişsin, annen veya baban için başvuramazsın" dendi.
Bir kısım çiftçinin tapusunda isim, soy isim, yüzölçümü v.b. yanlışlıklar çıktığı için başvuramadı. Bir kısmı da kira ile ektiği arazilerin sahiplerinden kira senedi alamadığı için başvuramadı.
Bu kurumlarda normal işleri yapmakta personel yeterli olmadığı halde, binlerce çiftçinin başvurusu için personel takviyesi yapılmadı, akşam geç saatlere kadar çalışan personele fazla mesai de verilmedi.
Başvuru için dosya alınması, işlemlerini tamamlayanların dosyalarının kontrol edilip teslim alınması ve bilgisayara girilmesin de ilçe Tarım Müdürlüğünün işi zordu. Ayrıca Kadastro elemanları ile birlikte kadastro görmeyen köylerde ekili arazilerin tespiti ve rapor düzenlenmesi de görevleri arasındaydı.
Ancak esas zorluk Tapu sicil Müdürlüğünde yaşandı. Çiftçilerin getirdiği 100 binden fazla tapu fotokopilerinin kütüklerden kontrol edip onaylamak, hem günlük alım satım taleplerini karşılamak, daha önce intikal yaptırmayan, tapusunda yanlışlık olan kişilerin yardımdan yararlanmak için yaptıkları taleplerini karşılamak.
Ziraat odası ise kendi yanlış uygulamaları ile hem kendine hem vatandaşa zorluk çıkardı. Daha önce odaya kaydı olmayanlar için başvuru formu ve tapu fotokopisi istemesi normal. Ancak odaya kayıtlı olan kişilerden de bunları istemenin nedeni işkence ve zorluk değil mi? Daha önce hem de 2001 yılında Ziraat Odasına kayıtlı olduğuna dair belge alanların bile yeni belge alması gerekiyor. Belge verilirken "GÜBRE İÇİN" yazıyorsa başka iş için kullanılamıyor. Başka iş için yeni belge alması gerek. Yeni belgeyi alırken de yeniden para alınacak doğal olarak. Halbuki Ziraat odası her yıl ve bir kez o yıl içinde her türlü işlemde geçerli olacak şekilde bir belge verse, bunun içinde makul bir ücret belirlese bu zorlukların hiç biri hiçbir zaman yaşanmayacak.
Böyle olunca Çiftçi en büyük zorluğu kendi örgütü Ziraat Odasında çekti. Ziraat odası yönetimini seçen çiftçi, seçtiği yönetim tarafından işe alınan ve maaşları çiftçinin verdiği paralarla ödenen personel çiftçinin işini yapmayacak da kimin işini yapacak? Birde Ziraat odasındaki işlemler sırasında sıraya adam yerleştirip, numara alınıyor ve bu numaraları para karşılığı satıyormuş diye yakınmalar da oldu.
Esas parayı büyük toprak sahipleri, doğu ve güney doğudaki 15 - 20 bin dönüm arazisi olan köy ağaları alacak. Yasa 200 dekardan fazlasına yardım yapmıyor. Köy ağasının köylüsü zaten topraksız. Ağa her birine 200 dekar arazi kiraladım diye kira senedi verir. Her biri 2 milyar yardım alınca, ağa 500 milyonunu köylüye, 1,5 milyarını kendine alır. Böylece fazla değil 2000 dekar arazisi olan biri 200 dekar ben ekiyorum dese ve 1800 dekarı 9 kişiye kiraladım diye gösterse, yarısını yardıma alacak birine verse bile taş atıp kolu bile yorulmadan 11 milyar para eline geçecek. Ya 2000 dekar değil de 20 bin dekar arazisi varsa ve kiracıya daha az verirse eline geçecek para 200 milyarı geçer. Bu para ektiği üründen aldığı paradan hariç. Küçük çiftçi 100 - 200 milyon yardım alırken, toprak ağası 100 - 200 milyar yardım alacak. Adalet nerede? Yardım küçük çiftçiye mi? Büyük toprak sahibine mi?
Bizim insanımız sonucunu görmeden hiçbir şeye inanmaz. Bu yıl her şey açığa çıkacak. Eğer Devlet bu paraları eksiksiz öderse çiftçiler bir karış da toprak ekse bildirecek. Ancak kiraladıkları tarlalar için mal sahiplerinden kira senedi almaları zor olacak. Ya tarla icarları artacak veya alınacak yarımların yarısı tarla sahiplerine verilecek.
Ancak birde "Devlet bize hiç bedava para verir mi? Bunun acısını çekeriz." Diyenler haklı çıkarsa?
Bunlar bilinmez ama bu uygulama 5 yıl süreceğine ve artık Tarım Müdürlükleri ile Ziraat Odalarında bilgisayar verileri ile çalışıldığına göre, en azından 5 yıl sonra ekili araziler, ne ekildiği, kimin ne kadar arazisinin olduğu meydana çıkacak. Çiftçi kayıt altına alınmış olacak. Bu da iyi bir şey.



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

baytak.gif (9634 bytes)

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

bergamakuzeyege@hotmail.com

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR