|
EYLÜL
Recai Şeyhoğlu
Annemin 70. yaşına girmesinin şerefine 1 Eylül akşamı mutluluğu ve efkarı yaşadık
İzmir'de.
O gün Dünya Barış Günü'ydü. Her yıl, her 1 Eylül'de ya bir alandaydım, yada bir
"gece" de. Barış türküleri okumak, barışın önemini ilgililerden bir kez
daha dinlemek için...
Yeni taşındığım evin eksiklerinden dolayı bu 1 Eylül'de evden hiç çıkmamıştım.
Yorulmuştum.
Akşam; annem, babam, kardeşim-nişanlısı ve biz aydır kamp(!) kurduğumuz annemin
sofrasındaydık gene.
Bu gece başkaydı bizler için. Çünkü canım annemin doğum günüydü.
Deyişler,türküler ve Bektaşi nefesleriyle bir güzel konser verdi ki annem... Keşke,
zamanında bir müzisyen elinden tutsaydı...
Ruhi Su Türkü Adam'sa, Rasime Şeyhoğlu da Türkü Kadın! Tam bir türkü delisidir
O!.. Rakı da içti ya, keyfine diyecek yok artık. Bizler de hep dinlemede, arada bir eşlik
etmedeyiz.
Salonda yiyip içtiğimizden, sanıyoruz ki sesimiz balkona, dışarıya taşmıyor. Yanılmışız.
Bir ara zil çaldı: "Nineciğim oğlum Günay kurban olsun san! Bu karpuz
benden!"
Annem,belki de ilk kez söylediği türküler nedeniyle bir armağan alıyordu. Bir tabak
karpuz! Komşusu Günay, sesinden öyle mest olmuş ki...
Demirci ustası Günay'ın bu kadife gibi jesti bizi mutlu etti. Söyledi de söyledi o akşam
annem. Kadehler o gece hep barış ve canım annem için kalktı. Belki de en güzel 1 Eylül7ü
yaşadım.
Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas'ı anımsadım 4 Eylül'de. O gün içim dışım
hep Sivas oldu. İki yılımı geçirdiğim Sivas'ı severim çünkü. Yedi yıl önce
karartılmış olsa da...
5 Eylül'de aklım hep Salihli'de kaldı. İlk gençliğimi,politik acemliliklerimi yaşadığım
Salihli'de...Kurtuluş günü de...
9 Eylül sabahı ilk işim bayrağı cama bantlamak olur. İsterim ki bütün İzmir kızamık
çıkarmışa dönsün. Her yer bayrağımızla donansın. Çünkü kentimin kurtuluş günü.
CHP'nin de kuruluş günü. Bu nedenle 9 Eylül'ü bir başka severim.
10 Eylül 1920, Türkiye'nin en eski partisinin kurulduğu gündür.Her 10 Eylül'de
"Kavga sesleri geliyor, köylerden ve şehirlerden" i mırıldanır dururum.
Unutamıyorum ki...
11 Eylül'de Salvador Allende'nin Şili'si canlanır gözümde. Pinochet'in başlattığı
insan avı ve Viktor Jara'nın iyi gitar çalmasın diye kırılan parmakları gelir gözümün
önüne.
Venseremos'u söylerim gün boyu...
12 Eylül'de yüzüm buruşur. Öfkem kabarır. Militarizme nefretim artar.
14 Eylül'de Canım Bergama'm tüter gözümde.
20 Eylül'ü iki kez yaşarım adeta. Ruhi Su'yu kaybettiğimiz için gözüm gerilere doğru
dalar gider. Türküleriyle mest olurum o gün. Öte yandan sevgili karımı düşünürüm.
Çünkü, Recai'nin eşi olmayı kabul etmiştir o gün. Evlendiğim günü unutur muyum
hiç... Mutluluğuma koştuğum o serin sonbahar gecesinin üstünden meğerse ne kadar çok
yıl geçmiş.
26 Eylül'de içim dışım Türkçe olur. Çünkü dil Bayramıdır o gün. Kimbilir gene
ne güzellikler yaşayacağız bu 26 Eylül'de, İzmir'de öyle güzel bir program hazırlandı
ki...
Türkçe deyince, eylül ayında Mehmet Rauf'un "Eylül"ü de geliveriyor insanın
aklına. Hani o ilk psikolojik roman...
Baharın gelmesiyle kırlarda kuşların cıvıltısı başlar ya, eylülde de üç aydır
hasret kaldığımız çocukların cıvıltısı başlıyor diye seviyorum Sonbaharın bu
ilk ayını.
Hiç şüphem yok ki, bir kızım daha olsa adı Eylül olur. Kesin!
Hüzün, sevinç hepsi Eylülde, Eylül, yaşamın ta kendisi, Eylül sevilmez mi hiç...
Herkese diyorum ki, "Eylülünüz hiç bitmesin!"
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|