|
EYLÜL YAZILARI
ÖLÜMÜN ADI FAİL-İ MEÇHUL,
YOKLUĞUN ADI LİBERALİZM!..
Ali Kaya
Yıl 1980.. Puslu bir sonbaharın 12 Eylül sabahı televizyonların henüz
renklenmediği o günlerin bir şafak sökümünde siyah-beyaz ekranların arkasında
omuzu kalabalık bir adam beliriverir ansızın. Her şeyi Türkiye ve demokrasi adına
yaptığını söylerken, iri siyah benli "bayramlık" biri de serhat türküleri
söylemektedir davudi sesiyle..
Sivil yönetim ve demokrasi kesintiye uğramıştır. Böyle bir darbeye sevinenlerin sayısı,
kaygı duyanlardan çok fazladır. Oysa "en kötü sivil yönetim, en iyi askeri yönetimlerden
çok daha iyidir" diye öğretilmişti bizlere. Sözün doğruluğunu ilerleyen günlerde
daha iyi kavradık. Kaygı duyanlar haklı çıktılar.
Bir şey daha öğretilmişti bize "ihtilallerin, o ülkeyi 10 yıl geriye attığı..."
Kaç yıl!..21 yıl geçti aradan. Ne tahribat giderilebildi, ne de yaralar sarılabildi!..
Vekilleri ve asilleriyle 65 milyon insanın bugün hala benimseyemediği ve bir türlü içine
sindiremediği "DARBECİLERİN ANAYASI" nı bile değiştirmek bile mümkün
olmadı ne yazık ki Hala anlayamadığım ve aklımın da bir türlü almadığı şu suçlamaları
vardı darbecilerin: "Anayasayı ilgaya, mülgaya zorla değiştirmeye teşebbüs"
savlarıyla, insanları ölümlere kadar götürenlerin aynı suçu silah zoruyla
kendilerinin yapmış olmasıydı!.. Yürürlükteki 61 Anayasasını yok sayarak bir
gecede rafa kaldıranlar kendileri değiller miydi acaba?...
Gelmiş geçmiş en ilerici, açılımlı anayasaya "MÜLGA" diyerek; darbeden
ancak iki yıl sonra dayatılan 5 kişilik askeri anayasayı benimsetmek, zorla değil de
gönül rızasıyla mı olmuştu?..
Bunu yaparken, silahlarını bırakıp da kalemlerini mi almışlardı ellerine? (ÖYLE
YA; DARBE, YASALARI VE KURALLARIYLA BİRLİKTE GELİRDİ!..)
Her şeyi Türkiye ve demokrasi adına (!) yaptıklarını söyleyenlerin işte bize bıraktıkları
sorunlar yumağı bir Türkiye....
Hacıları, hocaları, bacıları ve kocalarıyla, çeteleri, yasa tanımaz bakanları ve
vekilleriyle açılımsız bir Türkiye... Talan edilerek yağmalanan KİMSELERİN HESAP
SORUMADIĞI VE HESAP VERMEDİĞİ BİR TÜRKİYE'DE BOCALAYIP DURUYORUZ YILLARDIR!..
İşte, topluma yansıyabildiği kadarıyla 12 EYLÜL7ÜN RAKAMLARLA UTANÇ BÖLGESELİ:
650 Bin gözaltı 517 kişiye idam (gerçekleştirilen idam sayısı 49) 71 bin kişi
141-142 kurbanı 30 bin sakıncalı piyade 14 bin Vatansız insanı!.. Cezaevlerindeki yaşamı
ve olumsuzlukları protesto ederek ölenlerin sayısı 14 (Geçtiğimiz yıllarda ve hala
sürüp gelen F tipi cezaevlerini protesto amacıyla ölenler bu rakamın dışında ve
onun iki katını geçti bu ölümler. Kaç katıda sakat kaldı. Bu da çağımızın
utanç belgeselidir.) Kuşkulu 300 ölüm!..
Ve en acısı sakıncalı görüldüğü için yakılan 40 ton kitap, dergi, gazete.. Bir
daha basımı yapılamayacak değerli belgeseller, kaynaklar...
Bu resmi rakam.. Ya, kimseciklere göstermeden günlerce sobalarda yaktığımız
kitaplar, dergiler,belgesel niteliğinde eşi bulunmaz kaynaklar,kasetler v.s.. Onlarda
elbette bu sayının dışında!..
Daha yaralar sarılmadı, hesaplar sorulmadı!.. Toplum 12 Eylül'ün acıları ve sancılarıyla
yaşıyor hala!.. Toplumun üzerine serptikleri ölü toprağı da kalkmadı henüz ve
kalkacağa da benzemiyor.
12 EYLÜL'ÜN EN BÜYÜK KÖTÜLÜĞÜ; KORKUTULUP SİNDİRİLMİŞ, OKUMAKTAN, ARAŞTIRMAKTAN,
SORU SORMAKTAN KORKAN, ÜRKEK VE KORKAK BİR TOPLUM YARATMIŞ OLMASIDIR. AYDINLARIMIZLA,
TOPLUMUMUZUN BÜYÜK BİR KESİMİ HALA O GÜNLERİN YILGINLIĞI İÇİNDEDİRLER!..
Bugünlere birden bire gelmedi bu toplum, bu ülke!.. O günlerde ekilen kötü tohumlar,
bu gün içinde debelenip durduğumuz açmazlara getirdi hem bizi, hem ülkemizi. Bütün
bunların hesabı mutlaka bir bir sorulmalıdır.. Mutlaka!..Şimdi O, Marmaris'te ressamcılık
oynuyor. Başkalarından kopyaladığı resimlerle sergiler açıyor. Sanat, sayesinde
zenaata dönüştü. Oysa o günlerden günümüze, ne işkence görenlerin, nede işkenceden
ölenlerin; ne suçsuz yere içerde yatanların ve nede yakılan bunca kitapların RESİMLERİ
YAPILABİLDİ!..
Baskının, zulmün, işkencenin ve onca yıllık birikimin nasıl heder olup gittiğinin
hesabı da sorulmadı henüz!.. Kapatılan partilerin, önü kesilen demokrasinin, İNSANCA
YAŞAMANIN DA ÖYLE.. Her gün dillerinden düşürmedikleri ve bir kalkan olarak
kullanmayı bugün de sürdükleri ATATÜRK'ÜN kalıtları DİL ve Tarih Kurumlarının
resimleri de yapılamadı henüz..
NE TEKİM; biri ressamcılık oynuyor'da öbür dördü kaybolup gitti ortalardan..(
Birinin ölüm haberini duyduk sonraları basından. Türk halkının ve aydınlarının
onunla hesaplaşması öbür dünyaya kaldı!) Diğerleri de hangi koylarda, hangi
villalarda saklanıyorlardır kimbilir!.. Sıkı korumalar altında 12 Eylül'ün romanını
yazıyorlardır belki de.. Ya da gelecek kuşaklara "ibret olsun" diye hazırlanacak
olan "12 Eylül Belgeseli" nin senaryosunu belki de...
Aradan 21 yıl geçmiş. O günlerde doğanlar şimdi asker ocağındalar 21 yıl geçmiş
bir darbenin ardından.. İşler düzelecek diye yapılmıştı her şey 30-40 yıl geriye
düşmenin dışında bugün de değişen bir şey yok. Yalnız, işini daha iyi bilen
memurlar türedi durup durduk yerde!..
Yalnız ölümün adı fail-i meçhul, yokluğun adı da Liberalizm oldu.
Ve.. elbette söylenecek çook söz vardır ileride..
"DERLENİP DÜRÜLMESİN BAYRAKLAR / GÜN HESAP GÜNÜDÜR..
demişti Nazım Usta 60'lı yıllarda..
KİMBİLİR!..
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|