|
GÖZLEM
Ali Kaya
TATİL
YAZILARI
VAPURDA III
Ne demiştik?..Haa.. Sigarasını iki dudağının arasına yerleştirdi.
Çantasından bir kibrit çıkarıp yaktı sigarasını (Bak o yerli . Kibritin Avrupalısı
henüz gelmedi ülkemize. Ucuz ya...) Üfleyerek söndürdüğü kibrit çöpünü denize
fırlatıp atmadı bizim gibi. Onu tekrar kutusuna koydu. (Aldık mu birinci dersimizi..)
Sigarasından birkaç nefes çekti derin derin. İnce uzun, uçları ojeli parmaklarıyla
sigarayı tutuşundan ve dumanları ziyan etmeden ciğerlerinin en ücra köşelerine
kadar yollayışından belliydi ki bu kız bu konuda acemi biri değil..
Biz kaç nefes sonra tekrar açtı çantasını. Bir peçete çıkararak ondan bir güzel
kesekülah yaptı. Alt ucunu birkaç kez kıvırarak işini sağlama aldı. Sigarasının
külü uzadıkça, sağ elinin işaret parmağını üstten tıklatarak, dışarıya bir
parça kül bile düşürmeden ve (ciğerleri hariç) en küçük bir çevre kirliliğine
neden olmadan bitirdi işini. (Bu da ikinci ders)
Anladığım kadarıyla; yaptığı işi gösteriş olsun diye yapmıyordu. Ne bir
kimseyle göz göze gelmek istiyordu, ne de bir başkasının davranışları
ilgilendiriyordu Onu. Yerlere atılmış izmaritlere de takılmıyordu gözleri.. O
kendinden sorumluydu ve herkes de en azından öyle olmalıydı.
Aklından geçenleri bilemezdim elbette.. Arada bir kısarak, kırpıştırarak gözlerini;
uzaklara, taa uzaklara bakıyordu. Karayla denizin birleştiği o yerlerden birilerini
bekler gibiydi.. Kaçıp giden, bir daha da geri dönmeyen o kuşları bekliyordu belki
de!. Martıları, karabatakları, önlerindeki bir kılavuzun arkasından iki sıra
halinde süzülerek uçup giden ve bir daha da geri dönmeyen yaban kazlarının yaban ördeklerinin
geri dönmelerini bekliyordu belki de, kimbilir!..
Yosun ve iyot kokusunu, balıkçı teknesini, teknelerde ağ ören, ağ temizleyen yanık
yüzlü balıkçıları düşünüyordu belki de. Yada bunların hiç birisi geçmiyordu
aklının ucundan da bana öyle geliyordu.. Onların tümüne yabancı da olabilir, bir
tekini bile görmemiş, duymamış olabilirdi..
Kaçıp giden kuşlar değil de, sevgilisi de olabilirdi.. Eşini, işini yada yakınlarını
düşünüyor olamaz mıydı..
Biten sigarasından bir nefes daha çekip ciğerlerine son göndermeyi de yaptıktan
sonra, rujunun renklendirdiği yerden tutarak, yere eğildi. Ayakkabısının ucuyla bastı
üzerine. Sönmesi için kısa bir süre elinde tuttu. Son duman da can çekiştirerek uçup
gitti. Sönmüş izmariti peçeteden küllüğüne koydu. Ağzını iyice kapattı. "Şimdi
ne yapacak diye merakla beklerken, onu da çantasına koydu. Bu denli duyarlı birinin
yere, yada denize fırlatıp atması beklenemezdi elbette. Uygun bir yer bulduğunda çöp
sepetine atacak diye düşünürken, bu 3. dersti bize.
Bütün bu olup bitenleri hayranlıkla; eh, biraz da utanarak izledim. Benim gibi başkaları
da utandılar mı bilemiyorum. Belki kimse olup bitenlerin farkında bile değildi. Öyle
sanıyorum ki o kızacağız da başkalarına örnek olayım, onları utandırarak bir
ders vereyim diye yapmadı bütün bunları. O kendisinden sorumluydu ve yapılması
gerekeni yaptı.
Dayanamayıp konuştum kendisiyle.
-Hanımefendi, afedersiniz!.. Deminden beri sizi izliyorum. Öncelikle bu davranışımdan
dolayı özür dilerim sizden .. Bir tek sözcük bile kullanmadan, şu davranışınızla
öyle bir ders verdiniz ki bize... Keşke çevreye herkes sizin gibi duyarlı davransaydı
bu güne dek, bu liman bu hale gelmezdi o zaman. Şu mavilik morarmaz, bu deriz bu denli
kirlenmezdi. Bu örnek davranışınızdan dostlarıma hep övgüyle söz edeceğim. Teşekkür
ediyorum size..Doğa adına, toplum adına sağ olun ..
Yine de hiçbir şey söylemedi... Bir tek sözcük bile etmedi. Yalnız, hafifçe gülümsedi.
Bu, davranışlarının fark edilmesinin teşekkürüydü bence. Ama pek de önemsemedi.
"Ben yapılması gerekenleri yaptım" tavrı içindeydi.
Ama biz (yada ben) dersinizi iyi almıştık. Böylesine duyarlı insanlar olduğu sürece
bu liman bir gün kurtulacak ve gerçek maviliğine kavuşacaktır. Bu umudumuzu hiç
yitirmeyeceğiz.
Bütün bunlar olup biterken; gemi Konak iskelesine varmıştı bile- Motor sustu,
halatlar atıldı. "babaların tutsağı oldu yine emektar gemi..Kalın yağlı
eldivenli elemanlar yine iş başındaydılar suların öte yakasında da... Suların bu
yakasında durum neyse, o yakasında da aynı..Karnı tokken özgür; karnı boşaldı mı
tutsak gemi. Boş durmak yaramıyor demek ki... Özgürlüğe yol alabilmek için boş
durmayacaksın ve karnını hep tok tutacaksın a benim emektarım, denizler Sultanım,
iki gözüm, ihtiyarım... |
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|