|
Nezih
Öztüre’nin
e-mail‘inden
nezih@ozture.com
MÜDÜR
Amerika'nın büyük fabrikalarından birinin yönetim kurulu üyeleri kâr
ve zarar hesaplarını incelerken, fabrika müdürünün aylığının yüksek olduğuna,
biraz indirilmesi gerektiğine karar vermişler. İki üyeyi müdürünün neler yaptığını
incelemesi için fabrikaya göndermişler. İki kişilik heyetin fabrika müdürünün
odasında gördükleri manzara şu olmuş: müdürün elinde kahve fincanı, ağzında
piposu, ayakları masanın üstünde, masanın üstünde ne bir dosya, ne bir kağıt. Hiç
bir şey yok. Bir müddet kendisi ile oradan buradan konuşan kurul üyeleri bu müddet
zarfında müdürün hiç bir işle meşgul olmadığını ve yalnız bir kaç basit
telefon konuşması yaptığını görmüşler.
Üyeler bu ziyaret sonunda, fabrika müdürünün hemen hemen hiç bir şeyle meşgul
olmadığını ve bu bakımdan verilen yıllık 100.000 dolardan en aşağı üçte iki
nisbetinde bir tasarruf yapılabileceğini söylemişler.
Fabrika müdürü ise, bu tutuma razı olmamış, işten ayrılmış. Yeni maaşla çalışmayı
kabul eden bir çok istekli arasında yeni bir fabrika müdürü işe başlamış.
Üç aydan sonra gelen imalat istatistiklerinde az, fakat dikkati çekecek kadar bir düşme
başlamış, fabrika müdürü yenidir, tabii bu kadar acemilik olur demişler. Altıncı
ayın sonunda istatistik eğrisi bir hayli düşmüş. Yeni fabrika müdürünü odasında
ziyaret etmişler. Müdür kan-ter içinde, bir elinde telefon, öteki eli evrak
imzalamakla meşgul, başıyla gelenlere oturmalarını işaret etmiş. Gelen giden o
kadar çok ki, adamla doğru dürüst konuşmaya bile imkan olmamış. Fakat üyelerin görüşü
şu olmuş; böyle canla başla çalışan bir adam başta olduğu müddetçe işlerin düzelmemesi
için hiçbir sebep yoktur.
Sene sonu gelmiş, her zaman kâr eden fabrikanın bilançosu zararla kapanınca inceleme
için başka bir heyeti görevlendirmişler. Yeni heyet önce, fabrikaya gitmiş ve iş başında
bekleyen insanlar görmüş, sebebini sorduklarında şu cevapla karşılaşmışlar: Özel
bir döküme başlayacağız, fabrika müdürü ben gelmeden başlamayın dedi, biz de
bekliyoruz, her halde elektrik atölyesinden bir türlü ayrılmaya vakti olmadı." O
sırada yaşlı bir ustabaşı görmüşler, fabrikanın eskiye nazaran daha kötü çalışmasının
sebeplerini sormuşlar.
Yaşlı ustabaşı: -Baylar demiş, eski müdürümüz ayrıntılarla uğraşmaz, ileriye
ait planlar yapar, işi bize bırakır, biz de normal zamanlarda onu rahatsız etmezdik.
Ancak, ani, içinden çıkamayacağımız olağanüstü bir problemle karşılaştığımız
zaman ona başvururduk ve o zaman da bilirdik ki, o bizim bu sorunumuzu çözecek. O gerçek
bir fabrika müdürü idi. Güler yüzlü idi, piposunu içer, bizimle şakalaşır, fakat
hepimiz için düşünürdü. Şimdiki müdür de çok dürüst, iyi niyet sahibi, hatta
çok daha çalışkan bir adam. Fakat o hiçbirimize inanmıyor, her işin kendisi tarafından
görülmesini istiyor. Yani o, bizim yerimize ustabaşılık yapıyor, tabii biz de amele
çavuşu mertebesine düşüyoruz, haydi neyse buna da aldırmayalım, ama fabrika müdürlüğü
boş kalıyor. Elinde piposu, ileriyi görmeye çalışan, tedbir alan, düşünen adamın
yerinde kimse yok. Eski fabrika müdürünü tekrar oraya getirmek isteyen idare meclisi,
bir senelik acı tecrübesinden sonra 100.000 yerine 150.000 dolarla onu ancak gelmeye razı
etmiş....
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|