|
Dün Yunanlılardı bugün Almanlar!
Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, 5 sene önce
kendisinin ve arkadaşlarının Yunanistan'la işbirliği yapmakla suçlandığını
belirterek, şimdi de Almanya'nın Bergamalıları desteklediğinin söylenmesinin
"geleneksel emperyalist taktikler" olduğunu ifade etti.
Taşkın, yaptığı açıklamada, Eurogold'un ilk üç ortağından
birinin Almanya'nın en büyük sanayii kuruluşlarından Metallgesellshaft (MG) olmasının
da siyanürcü lobinin tezlerini çürüttüğünü ifade etti.
Özer Akdemir -Evrensel
Yunanistan histerisi!
1989-1999 yılları arasında Bergama Belediye Başkanı olan Sefa Taşkın'ın gazetemize
anlattıkları, uluslararası sermayenin bir kolu olan Eurogold'un, kendisine karşı çıkan
Bergamalılara bugüne kadar birçok suçlamada bulunduğunu gösteriyor. Taşkın,
kendisinin ve arkadaşlarının bundan 5 sene önce Yunanlılarla işbirliği yapmakla suçlandığına
dikkat çekiyor.
Bu suçlamanın gerekçesi ise, Yunanistan'da özellikle Selanik ve Gümülcine yakınlarındaki
altın madenlerine karşı çıkan halkla, ortak sorunları olan Bergama halkının dayanışma
içinde olmasıydı. Yine Bergama'ya sadece 20 kilometre uzaklıktaki Midilli halkı da
altın madenine karşı Bergamalılarla birlikte hareket ediyorlardı. İki komşu halk
arasında ortak sorun olan siyanürlü madenlere karşı mücadele, her iki ülkedeki
siyanür lobilerince "karşı tarafın işbirlikçileri"nce desteklenen
faaliyetler olarak karalanmak isteniyordu.
Taşkın, her iki halkında siyanürlü maden istemediğini, bu nedenle karşılıklı görüştüklerini
ifade ederek, şöyle devam etti: "Ama Eurogold öyle bir propaganda yapıyordu ki...
Türkiye'de 'Yunanlılar bizim zenginleşmemizi istemedikleri için altın madenine karşı
çıkıyorlar' deniliyordu. Karşı tarafta da 'Türkler Yunanlıların zenginleşmesini
istemedikleri için madene karşı Yunanlılarla dayanışıyorlar' türü propagandalar
yaratıyorlardı."
'Emperyalist taktikler'
Sefa Taşkın, siyanür lobilerince son günlerde başlatılan kampanyaları
"geleneksel emperyalist taktikler" olarak niteledi. Taşkın, Amerika'da
kendileriyle birlikte dayanışma içinde olan, Birleşmiş Milletler'in Danışmanı
Mineral Poliacy Center adlı çevre örgütünün bu davranışı, "Amerikalıların
madenin çalışmaması için Bergamalılara yardımı" olarak yorumlanamayacağı
gibi, Alman FIAN Vakfı'nca yapılan dayanışmaların da bu şekilde değerlendirilemeyeceğini
söyledi.
Taşkın, "Ona bakarsanız Eurogold'un en büyük destekçilerinden birisi de
Amerikalı Chase Manhattan Bank'tır. Elbette onlar bankalarla, uluslararası sermayeyle
ilişki içinde olacaklar, bizler de çevreci kuruluşlarla" dedi. FIAN Vakfı'nın,
siyanürcü lobi tarafından öne çıkarılmasını Taşkın, "Söylenmesi kolay
olduğu için FIAN Vakfı'nı öne çıkardılar" şeklinde yorumladı.
Halbuki "Başbakan'ın önündeki raporda" adı sıkça geçen FIAN Vakfı'nın
Bergamalılara destekleri birinci mahkeme kararının uygulanmamasından sonra Başbakanlık
ve ilgili bakanlıklara birer mektup yazma ile 1992 yılında iki otobüsle Almanya'ya
gidip, Eurogold'a kredi veren Dresdnerbank önünde yapılan protesto gösterilere katılmaktan
öteye pek geçmiyor.
Öte yandan Bergamalıların dayanışma içinde oldukları örgütler arasında İngiliz
Minewach adlı kuruluş ve Alman Yeşiller Partisi de var. Hatta şu an iktidarda olan
Alman Yeşiller Partisi'nin Bergama'yla ilgili bir masası da bulunuyor. Yine
Avustralya'dan çeşitli sivil inisiyatifler Bergama köylülülerinin mücadelesini çeşitli
biçimlerde destekliyor.
Siyanürü Almanya sermayesi getirdi
Sefa Taşkın, Eurogold'un kimliği, uluslararası ilişkileri ve bağlantıları
incelendiğinde, siyanürcü lobi tarafından sürdürülen kampanyanın en önemli argümanlarından
olan; "Almanlar Türkiye'de altın çıkarılmasını istemiyorlar, çünkü Türkiye'ye
her yıl önemli miktarda altın ihraç ediyorlar" tezinin de kendiliğinden çürüdüğü
ifade etti. Taşkın, Eurogold'un arkasındaki Almanya sermayesini şöyle anlattı:
"Türkçe açılımı 'Avrupa altını' olan Eurogold 1989 yılında kurulurken üç
ortaklı bir şirketti. Birincisi Avustralyalı Normany Posiedon Şirketi, ikinci ortak
Fransa'nın devlet kuruluşu olan BRGM ve üçüncü ortak da Almanya'nın en büyük
sanayii kuruluşlarından Metallgesellshaft (MG). MG Şirketi'nin ortakları arasında da
yine tanıdık büyük tekelleri Siemens ve Daimler Benz'i görüyoruz. Lenin'in 'MG
tekelci kapitalizmin ürettiği bir canavardır' sözleriyle adlandırdığı
Metallgesellshaft, Eurogold'la olan ortaklığında kendi yüzünü göstermeyerek,
Kanadalı Metall Mining adlı paravan bir şirketi kullandı. Eurogold'un madeni işletmek
için Avrupa'da kredi aldığı bankalara bakıldığında ilk göze çarpanlar
Dresdnerbank ve Deuchebank gibi büyük Alman bankaları olacaktır. Bir başka nokta ise;
altın madenini işletmek için gerekli olan siyanür de, dünyada ABD'li Deupon (Sabancıların
ortağı olan şirket)'dan sonra siyanür üreten en önemli kuruluş olan Alman Degussa
şirketince sağlanacaktır. Ki bu Degussa şirketi, İkinci Dünya Savaşı sırasında
toplama kamplarında öldürülen Yahudilerin, altın dişlerini söküp pazarlamaktan sabıkalı
bir şirkettir aynı zamanda."
Tüm bunlardan sonra, Metallgesellshaft, Dresdnerbank ve Degussa şirketlerinin
Eurogold'la olan direkt ya da dolaylı ilişkilerinin, Türkiye'deki altın madenciliğinin
arkasındaki en büyük gücün Almanya olduğunu kanıtlamaya yettiğini söyleyen Taşkın,
siyanürcü lobinin "Bergamalıları Almanlar kandırıyor" safsatalarının
aksine, Bergama'ya siyanürü Alman sermayesinin getirdiği vurguladı.
Bergamalıların 12 yıla yayılan mücadeleleri sırasında Eurogold'un yapısında da
birçok değişiklikler meydana geldiğini söyleyen Taşkın, yapılan uluslararası
protestolar ve kampanyaların da etkileri nedeniyle, ortaklıktan en önce Alman
Dresdnerbank çekilerek Eurogold'a kredi açmadığını kaydetti. Daha sonra Fransız
BRGM ve en son olarak da yine Alman Metallgesellshaft ortaklıktan çekilince tüm
hisselerin Avustralyalı Normandy Posiedon Şirketi'ne geçmiş olduğunu belirten Taşkın,
bunun üzerine "Eurogold" adının Normandy olarak değiştirildiğini anlattı.
|
YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com |