|
GÖZLEM
Ali Kaya
SİYANÜRCÜ ŞİRKET
BERGAMA'YI
TERKET
Karşıyaka'ya yolu düşenler görmüşlerdir, bilirler. Şehrin tam göbeğine,
istasyonla hükümet binası arasına çok katlı bir otopark yapılmıştı. Belki Karşıyaka'nın
böyle bir otoparka büyük gereksinimi vardı ama yeri orası değildi. 300 arabaya yer
bulabilmek için 500 bin insanın nefesini kesmişti o beton duvarlar. Planda da orası yeşil
alan gözüküyordu zaten. Yasa tanımaz Belediye başkanları, plana pilav deyip
"Ben yaptım, oldu" mantığıyla hareket ettiler. Onlarca trilyon harcayarak
yapıyı tamamladılar. Bu arada inşaatın durdurulması için mahkemeden kararlar çıkartıldı.
Yine de dinlemediler, inatla sürdürdüler yapımı.. Şimdi de... evet.. şimdi de yıkılıyor.
275 Milyara ihale edilerek yıkılıyor. Üç katı yıkıldı. Belki bu yazı yayımlana
kadar yerle bir olacak.. Peki, sokağa atılan bunca para kimin cebinden çıktı.. Halkımızın
tabii.. Belediye, çalışanların maaşını ödeyemezken çöp vergisinden, emlak
vergisinden gidim gidim toplanan paraların böylesine çarçur edilmesinin hesabını kim
verecek?
Eğer bu ülkede hak-hukuk, yasa-masa varsa: işi oldu bittiye getirerek, mahkeme kararlarına
rağmen inatla yapımı sürdürenlerin yakasına yapışılmalıdır. Öyle bir ceza
verilmelidir ki onlara, bundan sonrakilere ve benzeri uygulamalara da örnek teşkil
etsin. "Ben yaptım, oldu" diyemesin hiç kimse.
Sen yönettiğin insanların yasalara uymasını isteyeceksin ama kendin yasa tanınmayacak,
yargı kararlarına uymayacaksın.
Yok öyle yağma!..
Bu hem iyi, hem de kötü örnek Bergama'yı da dolaylı yoldan ilgilendiriyor
elbette..Orada da yasa tanımaz, yargı kararlarını uygulamaz etkili yetkililer var çünkü
Bergama köylüleriyle askerlerimizi karşı karşıya getirenlerin suratlarına şamar
gibi inecek yeni bir yargı kararı var şimdi...
Geçtiğimiz hafta sonu İzmir 3. İdare Mahkemesi tarihi bir karar verdi.
Başbakanlığın TÜBİTAK'tan bazı bilim adamlarının (nasıl bilim adamlarıysa
bunlar) görüşüne dayanarak, madene çalışma izni veren genelgesi için YÜRÜTMENİN
DURDURULMASI"nı kararlaştırdı.
Danıştay 1997 yılında da yürütmeyi durduran bir karar vermişti. Bu, ikinci hukuk
zaferi Bergamalılar için..
Siyanürlü yöntemle altın madeninin isletilmesine 11 yıldır direnen Bergamalı köylüler,
bu kez bu haklarını çiğnetmeyeceklerdir. Tarihinde bir çok şeye "ilk
imza"yı atmış olan Bergama, bunda da öncü olmuş ve verilmeyen hakların nasıl
alınabileceğini kanıtlamıştır. Benzeri yüzlerce işletmeye direnmede örnek almıştır.
Paradan ve kazançtan başka bir şey düşünmeyen emperyalizmin uzantıları şirketler,
bundan böyle elini kolunu sallaya sallaya bu toprakların altını üstüne getirmek için
dolaşamayacaklardır bu topraklarda.. Bu böyle biline. Her yer Bergama ve hepimiz birer
Bergamalıyız çünkü.. Bu ülkede yargıçlar vardır ve bu bir Kuvvayı Milliye
zaferidir, kutlu ola...
Anayasamızın kendisine tanıdığı haklarını kullanıyor Bergama'da halkımız.. Ne
diyor 17. maddesi "Herkes yaşama hakkına sahiptir" Ya 56. maddesi ne diyor
Anayasanın" herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına
sahiptir." Bu en doğal hakkından fazlasını mı istiyor? Hayır!..
Biz bu yabancılara bu topraklardan kova bilmek için bir kurtuluş savaşı vermiştik.
Şimdi, nerden çıktılarda başımıza tebelleş oldular yine. Halkımızla askerlerimiz
onların yüzünden karşı karış geliyorlar.
Bazıları diyorlar ki "Ya.. toprağın altında altın bulunmuş orada duracağına,
bırakın çıkarsınlar da ülke ekonomisine katkı sağlasın. Sonra, siyanür sadece
burada kullanılmıyor ki. Bir fotoğrafçı bile film tav ederken siyanür kullanır. Hem
de kapının önüne döküverirler.. Hani bir şey olduğumu var.. Bu zamana kadar kim ölmüş
siyanürden.. Bize birşeyler olmaz. Biz alışığız öyle şeylere...
Bak canım kardeşim; kazın ayağı öyle değil.. Ben bu konu da panellere, açık
oturmalara katıldım. Bilim adamlarımızı dinledim, bilimsel yazılar okudum bu
konularda.. Yıllar önce Çamköy panellinde" Bırakın, siyanür tüpünde,
zeytinyağı küpünde kalsın" Pankartın gölgesinde konuşan Prof. Emür Henden
"Toprak yenmez ama, bu siyanürlü topraktan 10 gram yiyen derhal ölür" demişti.
Bu sözü hiç unutmam. Siyanür, dünyanın en güçlü zehiri. Ne işi var yaşadığımız
yörede.
Efendim, bu topraklarda altın bulunmuşsa; onu biz çıkartalım elin yabancıları değil..
Ne zaman? Siyanür kullanılmadan çıkartılıp, işletilebileceği bir gün.. Bu
topraklar nasılsa bizim.
Onbir yıldır (diyelim) toprağın altında yatıyor. Yatsın yüzyıl daha..Senden
ekmek-aşmı istiyor. Bilezik olup kollarda duracağına toprağın altında yatsın.. Çocuklarımıza
miras olarak kalsın..
Karlı bir işletmese tamamı bizde kalsın o zaman. Şimdi %10'u bize 90'ı yabancı şirketlere
gidecek. %10'luk bir çıkar uğruna, böylesine bir riske katlanılır mı.
Hem ortada bir yargı kararı var. Anayasamızın ilgili hükümleri var. Üstelik şu
anda işletilmesinde de hiçbir kamu yararı yok. Yaşama hakkımızı ve halklılığımızı,
hukuk bir kez daha ortaya koydu. Siyanürlü şirketler de Türk Adaletinden gerekli dersi
almıştır umarım. Direndiğiniz, kazandığınız. Bu zafer hepimizin siz eylemlerle
(Hem de akla gelmedik eylem yöntemleriyle) direndiniz. Bir Dikilili olarak bizde yazılarımızla
katkı koyduk, destek verdik bu eylemlere..
Siyanürcülerin yapabilecekleri tek bir şey var şimdi tasasını tarağını toplayıp
gitmek..Boş bir konserve kutusu bile çöreklendiğiniz o yerde..
Bir başka yere de dükkan açalım demeyin sakın zira her yer Bergama ve hepimiz
Bergamalıyız artık bu toprakların üstünde köylü gözünü açtı haberiniz ola..
Olay, bir çevre sorunu olmaktan çıktı artık Kanla kazanılan toprakların, kalemle
kaybedilmesi aşamasından dönüldü. Bu karar, asıl ülke bağımsızlığımız açısından
çok daha büyük önem taşıyor.
"Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkınız saklı tutarak hoşçakalın,
dostçakalın..
Gözümüz aydın Bergamalı dostlarım.
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|