baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)


4 HAZİRAN 2001      SAYI: 409

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


Bergama'da Anayasa Siyanürle Deliniyor

İzmir Barosu, siyanürlü altın için açıklama yaptı: Bergama'da hukuksal süreç tamamlanmıştır. Mahkeme kararları kesindir. Siyanürle altın çıkartmak Anayasa'ya aykırıdır. Mahkeme kararlarını uygulamayan kamu görvelileri suç işliyorlar.


BİA- İzmir Barosu Başkanı Avukat Noyan Özkan, Bergama'da siyanürle altın çıkartılmasına engel olan mahkeme kararlarının uygulanmasını istedi. Özkan, bir çok bilimsel kuruluşun "rikslidir" raporuna karşın bu bölgede maden çıkartılmasının insan haklarına aykırı olduğunu söyledi.
Üç ayrı dava açıldı
İzmir Barosu Yönetim Kurulu adına Başkan Noyan Özkan'ın yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
"Geçtiğimiz hafta sonunda Bergama'lı köylülerle, güvenlik güçlerini karşı karşıya getiren olaylar hepimizi üzmüştür.
Bilindiği gibi Çevre Bakanlığı tarafından, Eurogold firmasına, İzmir ili, Bergama ilçesi, Çamköy-Ovacık-Narlıca mevkiinde verilen ''siyanür liçi yöntemi ile altın madeni işletilmesine izin verilmesi yolundaki idari işlem''in iptali amacıyla Bergama'lı 652 yurttaş, İzmir 1. İdare Mahkemesi'nde 8/11/1994 günü üç adet dava açmışlardır. Uzun zamana yayılan yargılama süreci sonunda davacı yöre yurttaşlarının istemleri, İzmir 1.İdare Mahkemesi'nce kabul edilmiştir. Davanın kabulüne ilişkin İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin 15.10.1997 tarih ve E.1997/635 K.1997/876 sayılı kararı, Danıştay'ın onayı ile kesinleşmiştir.
Başbakanlık mahkeme kararını hiçe saydı
Kesinleşmiş mahkeme kararından sonra madenci şirketin orman arazisinden çıkarak karara uyması gerekirken; Başbakanlık Müsteşarlığı tarafından 05/04/2000 gün ve B.02.O.MÜS.0.13.00.00-263 No'lu yazı ile İçişleri, Sağlık, Bayındırlık, Enerji Tabi Kaynaklar, Orman ve Çevre Bakanlıklarından "Bergama Çamköy Ovacık Mevkii'nde bulunan altın madeni işletmesi ile ilgili olarak TÜBİTAK'ın düzenlediği rapora göre mahkeme kararında belirtilen risk faktörlerinin ortadan kalktığı ve bu nedenle ilgili bakanlıkların konuyu yeniden değerlendirmek suretiyle işlem tekemmül ettirmeleri'' istenmiştir. Başbakanlığın bu genelgesi üzerine ilgili bakanlıklar, yeniden işlem tesis etmeye başlamışlardır. Son olarak Sağlık Bakanlığı tarafından altın madeni işletmesine bir yıllık deneme üretimi izni verilmiş ve maden sahasında çalışmalar başlamıştır.
Devlet Anayasayı çiğnedi
Oysa; kesinleşmiş mahkeme kararının gerekçesinde, özetle;
- "...Anayasanın 17'nci maddesine göre; "...'Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir...", Anayasanın 56. maddesine göre de; "... Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi arttırarak işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler...'',
- Canlı yaşamının en önemlisi olan insan yaşamının sağlıklı, dengeli, bozulmamış bir çevrede sürdürülmesi esastır. İnsan yaşamının korunması bir öncelik olduğuna göre, insanın doğal yaşam temellerinin korunması ve geliştirilmesi gerekmekte ve çevrenin korunması insan yaşamının vazgeçilmez bir unsuru olmaktadır. Bu durumda yukarıdaki saptamalardan hareketle dava konusu altın madeni işletme yönteminin yarattığı sakıncaların doğrudan ve dolaylı olarak insan yaşamı ile ilgili olması karşısında, belirtilen Anayasa ve yasa hükümleri de dikkate alınarak dava konusu idari işlemin yargısal denetimin de öncelikle kamu yararı ve bu kavramdaki önceliklerin irdelenmesi gerekmektedir.
- İşletmecinin iyi niyeti, önlemlerin titizce denetlenmesi gibi kavramlara bağlı kalınarak, yapılacak faaliyet sonucunda elde edilecek ekonomik değerin,doğada ve doğrudan veya dolaylı olarak insan yaşamı üzerindeki risk faktörünün gerçekleşmesi halinde kamu yararının öncelikle insan yaşamı lehine değerlendirilmesi doğaldır. Siyanür liçi yöntemi ile altın madeni işletilmesinde işletmeciye ve yapılacak olan denetime duyulan güvene bağlı olarak risk olasılığının azalacağından söz etmek mümkün değildir.
Kamu yararı bulunmuyor
- Yukarıdaki teknik ve hukuki belirlemeler karşısında, insanın yaşama hakkını ve devletin de çevre sağlığını koruma, çevre kirlenmesini önleme, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesini sağlama ödevlerini dikkate aldığımızda, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve bilirkişi raporlarında da öngörülen olası risk faktörleriyle çalışan ve bu riskin gerçekleşmesi halinde doğrudan veya çevrenin bozulması ile dolaylı olarak insan yaşamını etkileyeceği kesin olan siyanür liçi yöntemi ile altın madeni işletilmesine izin verilmesi yolundaki dava konusu işlemde kamu yararına uygunluk bulunmamaktadır.'' denilmektedir.
Bilindiği gibi; Anayasanın 2.maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olduğu vurgulanmaktadır. Anayasanın 138. maddesinde; "Yasama ve Yürütme Organları ile İdarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organların mahkeme kararlarını "Hiç bir surette değiştirilemeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktirilemeyeceği" kuralı konmuştur. Yine Anayasanın 11. maddesine göre; "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır".
Yargı kararı bağlayıcıdır
Hukuk Devleti olmanın "olmazsa olmaz" koşulu, idarenin yapmış olduğu işlem ve eylem yargı tarafından denetlenmesi ve bu denetim sonunda, verilen mahkeme kararlarının bağlayıcı olmasıdır.
Anayasasının Başlangıç Bölümünde kendisini "HUKUK DEVLETİ" olarak tanımlayan, Anayasasının diğer hükümlerinde ve yasalarında mahkeme kararlarının gecikmeksizin ve eksiksiz uygulanması kuralını koyan devletin; kendi idari kurumlarının ve kamu görevlilerinin kesinleşmiş mahkeme kararını zaman geçirmeksizin ve eksiksiz uygulaması gerekmektedir. 12 Mayıs 2001 günü Diyarbakır'da toplanan ve yaklaşık 45.000 Avukatı temsil eden Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu; "Bergama'da yargı kararının derhal yerine getirilmesini" kararlaştırmıştır.
Bergama'da yasal süret bitti
Bergama'daki altın madeni ile ilgili hukuksal süreç tamamlanmıştır. Ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmaktadır. Kesinleşmiş mahkeme kararını yeniden tartışmaya açarak "yerindelik" incelemesi yapmaya kalkışmak çok açık bir biçimde, "yargı kararına karşı apaçık bir direnme" ve sonuçta "Anayasayı ihlâl" niteliğindedir. Tüm ilgili bakanları, yetkili bürokratları ve İzmir ilindeki idarecileri uyarıyoruz;
Anayasanın 137/2 ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 11/3 maddesine göre; "Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez, yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz."
Kesinlikle siyanürle altın çıkartılamaz
Kesinleşmiş mahkeme kararının uygulanmaması yörede yaşıyan yurttaşların hukuk devletine olan güveni ortadan kaldırmaktadır. Mahkeme kararının uygulanması yönündeki yöre insanının haklı istemlerinin, kamu düzenini bozucu eylemler olarak değerlendirilerek, güvenlik güçleri ile karşı karşıya getirilmelerinin hiç kimseye bir yararı olmayacak, hukuk devletinden uzaklaşılması sonucunu doğuracaktır. Yaklaşık 10 yıldır topraklarını koruma mücadelesini onurlu ve ilkeli bir şekilde sürdüren Bergama'lı köylülere daha fazla eziyet etmeyelim.
Hukuk devletinden, sağlıklı çevrede yaşama hakkından, gelecek kuşaklara sağlıklı ve dengeli çevre bırakılmasından yana olan herkesi konuya duyarlı olmaya, mahkeme kararlarına ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
(NA)



YANIKOĞLU II

HİZMETİNİZDE

YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

baytak.gif (9634 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

bergamakuzeyege@hotmail.com

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR