|
Bergama'da Anayasa Siyanürle Deliniyor
İzmir Barosu, siyanürlü altın için açıklama yaptı:
Bergama'da hukuksal süreç tamamlanmıştır. Mahkeme kararları kesindir. Siyanürle altın
çıkartmak Anayasa'ya aykırıdır. Mahkeme kararlarını uygulamayan kamu görvelileri
suç işliyorlar.
BİA- İzmir Barosu Başkanı Avukat Noyan Özkan, Bergama'da siyanürle altın çıkartılmasına
engel olan mahkeme kararlarının uygulanmasını istedi. Özkan, bir çok bilimsel kuruluşun
"rikslidir" raporuna karşın bu bölgede maden çıkartılmasının insan
haklarına aykırı olduğunu söyledi.
Üç ayrı dava açıldı
İzmir Barosu Yönetim Kurulu adına Başkan Noyan Özkan'ın yaptığı açıklamanın
tam metni şöyle:
"Geçtiğimiz hafta sonunda Bergama'lı köylülerle, güvenlik güçlerini karşı
karşıya getiren olaylar hepimizi üzmüştür.
Bilindiği gibi Çevre Bakanlığı tarafından, Eurogold firmasına, İzmir ili, Bergama
ilçesi, Çamköy-Ovacık-Narlıca mevkiinde verilen ''siyanür liçi yöntemi ile altın
madeni işletilmesine izin verilmesi yolundaki idari işlem''in iptali amacıyla Bergama'lı
652 yurttaş, İzmir 1. İdare Mahkemesi'nde 8/11/1994 günü üç adet dava açmışlardır.
Uzun zamana yayılan yargılama süreci sonunda davacı yöre yurttaşlarının istemleri,
İzmir 1.İdare Mahkemesi'nce kabul edilmiştir. Davanın kabulüne ilişkin İzmir 1. İdare
Mahkemesi'nin 15.10.1997 tarih ve E.1997/635 K.1997/876 sayılı kararı, Danıştay'ın
onayı ile kesinleşmiştir.
Başbakanlık mahkeme kararını hiçe saydı
Kesinleşmiş mahkeme kararından sonra madenci şirketin orman arazisinden çıkarak
karara uyması gerekirken; Başbakanlık Müsteşarlığı tarafından 05/04/2000 gün ve
B.02.O.MÜS.0.13.00.00-263 No'lu yazı ile İçişleri, Sağlık, Bayındırlık, Enerji
Tabi Kaynaklar, Orman ve Çevre Bakanlıklarından "Bergama Çamköy Ovacık
Mevkii'nde bulunan altın madeni işletmesi ile ilgili olarak TÜBİTAK'ın düzenlediği
rapora göre mahkeme kararında belirtilen risk faktörlerinin ortadan kalktığı ve bu
nedenle ilgili bakanlıkların konuyu yeniden değerlendirmek suretiyle işlem tekemmül
ettirmeleri'' istenmiştir. Başbakanlığın bu genelgesi üzerine ilgili bakanlıklar,
yeniden işlem tesis etmeye başlamışlardır. Son olarak Sağlık Bakanlığı tarafından
altın madeni işletmesine bir yıllık deneme üretimi izni verilmiş ve maden sahasında
çalışmalar başlamıştır.
Devlet Anayasayı çiğnedi
Oysa; kesinleşmiş mahkeme kararının gerekçesinde, özetle;
- "...Anayasanın 17'nci maddesine göre; "...'Herkes yaşama, maddi ve manevi
varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir...", Anayasanın 56. maddesine
göre de; "... Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre
kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını,
beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde
tasarruf ve verimi arttırarak işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını
tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler...'',
- Canlı yaşamının en önemlisi olan insan yaşamının sağlıklı, dengeli, bozulmamış
bir çevrede sürdürülmesi esastır. İnsan yaşamının korunması bir öncelik olduğuna
göre, insanın doğal yaşam temellerinin korunması ve geliştirilmesi gerekmekte ve çevrenin
korunması insan yaşamının vazgeçilmez bir unsuru olmaktadır. Bu durumda yukarıdaki
saptamalardan hareketle dava konusu altın madeni işletme yönteminin yarattığı sakıncaların
doğrudan ve dolaylı olarak insan yaşamı ile ilgili olması karşısında, belirtilen
Anayasa ve yasa hükümleri de dikkate alınarak dava konusu idari işlemin yargısal
denetimin de öncelikle kamu yararı ve bu kavramdaki önceliklerin irdelenmesi
gerekmektedir.
- İşletmecinin iyi niyeti, önlemlerin titizce denetlenmesi gibi kavramlara bağlı kalınarak,
yapılacak faaliyet sonucunda elde edilecek ekonomik değerin,doğada ve doğrudan veya
dolaylı olarak insan yaşamı üzerindeki risk faktörünün gerçekleşmesi halinde kamu
yararının öncelikle insan yaşamı lehine değerlendirilmesi doğaldır. Siyanür liçi
yöntemi ile altın madeni işletilmesinde işletmeciye ve yapılacak olan denetime
duyulan güvene bağlı olarak risk olasılığının azalacağından söz etmek mümkün
değildir.
Kamu yararı bulunmuyor
- Yukarıdaki teknik ve hukuki belirlemeler karşısında, insanın yaşama hakkını ve
devletin de çevre sağlığını koruma, çevre kirlenmesini önleme, herkesin hayatını
beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesini sağlama ödevlerini dikkate aldığımızda,
Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve bilirkişi raporlarında da öngörülen olası
risk faktörleriyle çalışan ve bu riskin gerçekleşmesi halinde doğrudan veya çevrenin
bozulması ile dolaylı olarak insan yaşamını etkileyeceği kesin olan siyanür liçi yöntemi
ile altın madeni işletilmesine izin verilmesi yolundaki dava konusu işlemde kamu yararına
uygunluk bulunmamaktadır.'' denilmektedir.
Bilindiği gibi; Anayasanın 2.maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olduğu
vurgulanmaktadır. Anayasanın 138. maddesinde; "Yasama ve Yürütme Organları ile
İdarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organların mahkeme kararlarını
"Hiç bir surette değiştirilemeyeceği ve bunların yerine getirilmesini
geciktirilemeyeceği" kuralı konmuştur. Yine Anayasanın 11. maddesine göre;
"Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını,
ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır".
Yargı kararı bağlayıcıdır
Hukuk Devleti olmanın "olmazsa olmaz" koşulu, idarenin yapmış olduğu işlem
ve eylem yargı tarafından denetlenmesi ve bu denetim sonunda, verilen mahkeme kararlarının
bağlayıcı olmasıdır.
Anayasasının Başlangıç Bölümünde kendisini "HUKUK DEVLETİ" olarak tanımlayan,
Anayasasının diğer hükümlerinde ve yasalarında mahkeme kararlarının gecikmeksizin
ve eksiksiz uygulanması kuralını koyan devletin; kendi idari kurumlarının ve kamu görevlilerinin
kesinleşmiş mahkeme kararını zaman geçirmeksizin ve eksiksiz uygulaması
gerekmektedir. 12 Mayıs 2001 günü Diyarbakır'da toplanan ve yaklaşık 45.000 Avukatı
temsil eden Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu; "Bergama'da yargı kararının
derhal yerine getirilmesini" kararlaştırmıştır.
Bergama'da yasal süret bitti
Bergama'daki altın madeni ile ilgili hukuksal süreç tamamlanmıştır. Ortada kesinleşmiş
bir mahkeme kararı bulunmaktadır. Kesinleşmiş mahkeme kararını yeniden tartışmaya
açarak "yerindelik" incelemesi yapmaya kalkışmak çok açık bir biçimde,
"yargı kararına karşı apaçık bir direnme" ve sonuçta "Anayasayı ihlâl"
niteliğindedir. Tüm ilgili bakanları, yetkili bürokratları ve İzmir ilindeki
idarecileri uyarıyoruz;
Anayasanın 137/2 ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 11/3 maddesine göre;
"Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez, yerine getiren
kimse sorumluluktan kurtulamaz."
Kesinlikle siyanürle altın çıkartılamaz
Kesinleşmiş mahkeme kararının uygulanmaması yörede yaşıyan yurttaşların hukuk
devletine olan güveni ortadan kaldırmaktadır. Mahkeme kararının uygulanması yönündeki
yöre insanının haklı istemlerinin, kamu düzenini bozucu eylemler olarak değerlendirilerek,
güvenlik güçleri ile karşı karşıya getirilmelerinin hiç kimseye bir yararı
olmayacak, hukuk devletinden uzaklaşılması sonucunu doğuracaktır. Yaklaşık 10 yıldır
topraklarını koruma mücadelesini onurlu ve ilkeli bir şekilde sürdüren Bergama'lı köylülere
daha fazla eziyet etmeyelim.
Hukuk devletinden, sağlıklı çevrede yaşama hakkından, gelecek kuşaklara sağlıklı
ve dengeli çevre bırakılmasından yana olan herkesi konuya duyarlı olmaya, mahkeme
kararlarına ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
(NA)
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|