|
GÖZLEM
Ali Kaya
5 Haziran Dünya Çevre Gününde
EUROGOLD'UN
NORMANDY'A ÇIKARTMASI
Beyaz kirlendi, mavi morardı, yeşil yok oluyor. Bakan gözler bir şeyin gerçek rengini
seçemez oldu, yazık!.. Aymazlığımızdan bir türlü kurtulamadık, ayılamadık...
Bir gün, kirecin beyazlığına, gökyüzünün maviliğine, bir dalın yeşilliğine
hasret kalacak çocuklarımız, özlem duyacak!..
Onlara hep; para, pul, mal mülk, tükenmeyen bir servet devretmeyi düşündük de; güzelim
bir dünya bırakmayı hiç düşünemedik nedense!.. Cenneti hep öbür tarafta aradık.
Nerede bir avuç yeşillik, bir tutam güzellik görsek "cennet gibi"
benzetmesiyle özlem duyduk içimizdeki hasrete....
Çevre hızla kirleniyor dostlarım!.. Binlerce yıllık ata mirası doğal güzelliklerimiz
yok oluyor... Gözlerimizin önünde, göz göre göre oluyor bütün bunlar!.. Tüm uyarılara,
tüm yazılıp çizilenlere, panellere, açık oturumlara karşın dünyamız tükenmeye
devam ediyor...
Nasıl ki; güzel düşüncelerimiz her gün biraz daha törpüleniyor, köreltiliyorsa...
Yüreğimizdeki sıcaklık soğuyor, sevgi zincirinin halkaları gederek birer birer
kopuyorsa... Kısacası, insanlık değerlerimizi yitirmeye başlamışsak!..
Doğal güzelliklerimiz, on bin yıllık birikimlerimiz de yok olup gidiyor ne yazık
ki!.. Ne kuşlar eskisi gibi ötüyor dalında, ne de berrak sularda dans ediyor balıklar.
Her ikisinin de kesmişiz cezasını.. "yaz kızım" diyen yargıcın sözüne
uyup; ömür boyu hapis demişiz ve birini tel kafese koymuşuz, öbürünü de cam
kavanoza..
Sular azaldı, dereler kurudu, göller bataklığa, nehirler derelere döndü sayemizde!..
Yağmayan yağmuru bile dualarla yağdırmaya çalışıyoruz ne acı!..
Dünyayı kirleterek ekolojik dengeyi bozan hatta yok edenler bir başka gezegenden
gelmediler dünyamıza.. Ne yapılmışsa kötülükten yana hepsi bizim eserimiz, bizim
marifetimiz(!) Tüm güzellikler birer birer tükeniyor sayemizde...
Tıpkı yüreğimiz gibi kararttık bilmem kaç bin yıllık o güzelim dünyamızı!. Çocuklarımızdan
ödünç aldığımız ata mirası, yaşanılası bu dünyayı, yarın çocuklarımıza
kirleterek devrederken, içimiz eğilmeyecek, yüzümüz kızarmayacak mı acaba?..
Bin yılda yapılmadı şu son elli yılda yapılanlar... Ekolojik denge bozuldu.. Sular
bile önce azaldı (dikkatlerimizi çekti) oralı olmadık hiç, sonra kurudu. Yağarsa da
yağmur deli-dolu yağıyor bakın.. Aksa da sular azgın akıyor. Dereler, ırmak oluyor.
Azgınlaşan sular yollara çıktı sel götürüyor ortalığı.. Çamur yağıyor gökyüzünden
üstemize çamur...
Daha neler yağacak üstümüze, neler... Ona sıra gelmedi henüz çok değil kucağımızdaki
bebek okula giderken yarın siyanür yağacak yağmur yerine.. İstedikleri şekilde
depolasınlar atıklarını. Burası deprem bölgesi. Bir yolunu bulup çıkacaklar
deposundan .. Sıcak sular binlerce metre derinlikten bir yol bulup da nasıl çıkıyorsa
yeryüzüne, sizin beton depolarımızdan da çıkacaktır siyanürlü atıklarımız.
Havaya toprağa, akarsularla denize kadar ulaşacak. Tabağınızdaki balıkla sofranıza,
önünüze gelecek... İçtiğiniz iki kadeh rakı bile öldüremeyecek midenize inen
siyanürü...
Boşuna değil Bergama köylülerinin siyanürcülere karşı 10 yıllık direnişi. Zaten
kirlenmiş dünyamıza bir kocaman çivi daha çalıp daha da kirletmeye gelenlerin;
kirlenmenin de ötesinde zehirlemeye gelenlerin, geldikleri gibi gitmeleri için
direnmeleri boşuna değil... 17 Köy Muhtarının Cumhurbaşkanlığı yüksek katına,
son çare olarak bir dilekçeyle arzu hallerini arz etmeye çalışmaları boşuna değil
elbette..
Eurogold'un ad değiştirerek gerçekleştirmeye çalıştıkları Normandy'a çıkartmasına
karşı yollara dökülüp ulaşımı durdurmaları boşuna değil.. Dikkatleri çekebilmek
için akla gelmedik eylem planları gerçekleştirdi Bergamalı zaman geç olmadan, yarınlarda
"eyvah" dememek için yapıldı bütün bunlar...
Ne yapsan duymuyor Ankara.. Bağır bağır bağır!.. Duymuyor Ankara.. Ankara'nın
kulakları sağır!.. Savaşta bizim olan bu vatan, nasıl oluyor da barışta başkalarının
oluyor anlamış değilim hala..
Adamlar kafalarına koymuşlar bir kere memleketin altını da üstüne de satılığa
çıkarmışlar. Günü kurtarmaya çalışıyorlar, çok yazık!...Yarın çocuklarımızın
yüzünü bakarken hiç mi hiç utanmayacaklar mı emperyalizmin uzantılarıyla iş birliği
yaptıklarına..
Diren Bergamalı'm diren.."Haklar verilmez, alınır" diyen ozanın sözünü doğrularcasına
diren.. Senin haklılığını tarih yazacaktır elbette.. Ülkemizde yüzlerce yerdeki
altın avcılarına direnmede öncüsün, örneksin sen.. Çekip gidecekler bir gün. Tıpkı
Çanakkale Savaşlarında olduğu gibi gidecekler ve geride sadece boş konserve kutuları
bırakarak gidecekler.
Hukukun üstünlüğü bir kez daha, burada da sağlanmış olacak. Gecenin en koyu karanlığı,
şafak sökümüne en yakın saatlerdir unutma... Şafak sökümü yakındır, diren
Bergamalı'm köylüm.. Efendi de sensin, bey de sensin... Çünkü bu toprakların gerçek
sahibi sensin, üretensin, üretkensin.. Daha ne eylem planları var kafanda Kimbilir?..
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|