|
GÖZLEM
Ali KAYA
ÖZGÜR VE ÖZGÜN DÜŞÜNCELER..
HEP KORKTULAR NEDENSE
Geçmiş yıllarda "Türkiye'de demokrasi ve özgürlükler'"i
değerlendiren bir İngiliz parlementer:
-Biz demokrasinin içinde doğduk, siz hala arıyorsunuz" demişti..
Çağlar boyu ne acılar çekildi bu iki kavram için!... Nice engizisyonlar da insanlar
yakıldı, işkence gördü, asıldı, öldürüldü!..
Doğmatizmin karanlığını delmek için, tünelin öte ucundaki ışığı bulabilmek uğruna
nice aydınlar sürgün oldu, kurşunlandı.. Ama yine de vazgeçmediler aydınlanma ve özgürlükleri
için emek harcamaktan.
Her şey insanın düşünsel karanlıkları aşması, özgürleşmeye açılımı sağlamasıyla
başladı..
İlk kez Almanya'da 16. yüzyılın başlarında Lüter'in öncülük ettiği reform
hareketleriyle başladı her şey.. Yaşamın her alanında (yazın, sanat, eğitim,
bilim...) özgürleşmeyi getirmişti bu reformlar..
1789 Fransız Devrimi, laikliğin getirdiği bir başka atılımdır. Yönetim yetkisi bu
devrimle ilk kez Fransa'da Tanrısal nitelikli kralın elinden alınıp halka verilmiştir.
İşte bu yönetimin adına "Cumhuriyet" denilmiştir.
Ardından sanayi devriminin bir sonucu olarak işçi sınıfı doğmuş, emek hareketleri
başlamış ve gelişmiştir.
Kadınların bireyselleşme ve özgürleşme hareketleri de bu döneme rastlar.
Batı'da hal böyleyken, Osmanlı'da Lale Devri, III. Selim, II. Mahmut ve Tanzimatla başlayan
Batı'ya yönelme girişimleri seyir defterini hala tamamlayamamıştır. ( Avrupa Birliği'ne
girme girişimlerimiz bundandır bugün...)
Atatürk Türkiye'sindeyse, Cumhuriyet Laik temeller üzerine oturtuldu Cumhuriyet, gücünü
Tanrısal padişahlardan değil; halktan, akıldan ve bilimden alır.. Çünkü, gelişen
ve ilerleyen yaşamın koşulları böyle gelişti. Özgür yurttaşa giden yol böyle açılabilir
ancak. Geliştirilecek gelişimlerin ateşleyicisi ise Laikliktir.
Laiklik, bireyleşmiş insanı yaratacak, bilimsel düşünmenin, Cumhuriyet demokrasinin,
kadın-erkek eşitliğinin, inanç özgürlüğünün temel taşıdır.
****
Bu vatan için kan döktük, can verdik kurtuluşun destanını yazarken.. Yani bir bedel
ödedik yaşadığımız şu topraklar için... O nedenle ülkemize ve toprağımıza
sahip çıkmasını biliriz.
Fakat; demokrasi ve özgürlükler için bir bedel ödemedik Tepeden inme geldi bize
(gelebildiği kadarıyla tabii..) Ucuza geldi, yada bulmuş gibi değerini
bilemedik..(Oysa Avrupa demokrasi ve gürlükleri için kan döktü asırlarca..)
Zaten kök salıp dal budaklanamadı günden olsa gerek, zulüm rüzgarlarında karşı
koyamadı önce dalları kurudu, kırıldı.. Kalanları da demokrasiye tahammülü
olmayanlar budadılar!.. Anaya bir defa delinmekle bir şey olmaz diyenler çivi çaktılar
gövdesi. Acımadan hançerlediler.. Darağaçları yaptılar kurumuş gövdelerden.. İnsanoğlu,
özgür düşünebilme yetisiyle mağara ve ağaç koruklarından gökdelenlere; at sırtından
modern uçağa, vapura, trene, lüks arabalara bindi. İnsan olmaktan kaynaklanan haklar
kazandı. Bu haklarını koruyabilmek için yasaklar yönetmelikler yaptı.. Bir
sonrakilere bilgi birikimlerini aktarabilmek için kitaplar yazdı, matbaalar kurdu...
Ama kuşların yuvaları hiç değişmedi.. İlkçağda nasıl ki çerden çöpten, çamurdan
yaptılarsa yuvalarını, son çağda da aynısını yaptılar.. Ayılara tilkilerin
mekanları her devirde taş kovukları, mağaralar in'ler oldu.. Kartallar hep yüksekten
uçtular.. Çakallarla leş kargaları her devirde ölü yiyicileri olarak sürdürdüler
yaşamlarını..
Kargalar aptal, tilkiler kurnaz, güvercinler barışın ve uysallığın simgesi oldular
her zaman ve her çağda...
Ama insanoğlu aklı ve zekasıyla çevresini değiştirmesini bildi. Kendisini geliştirdi,
yaşadığı ortama güzellikler kattı. Atomu buldu, çekirdeğini parçaladı. Uzaya
çıktı, ayda yürüdü. Yağmur bile yağdırdı gereken yere gerektiği zamanlarda...
Bunları hep aklıyla, özgür düşüncesiyle yaptı insan denilen o yüce yaratık. Özgür
ve özgün düşünebilme yetisiyle onu diğer canlılardan ayıran en büyük ayrıcalığıydı..
Dünyaya yön verebilecek yaratılışıyla daha iyiyi, daha güzeli, en mükemmeli arama
bulma ve uygulama alanına koyma gücü vardı kendisinde.. Her yeni hareketi tepki
buldu.. Engellerle karşılaştı. Sorun oldu, mahkemeler kuruldu, ceza buldu.. Çıkar
kavgaları dinmek bilmedi bir türlü.. insanlar arasında da uluslar arasında da bu hep
böyle süre geldi..
İnsan aklından ve özgür düşünceden hep korkuldu nedense...
Mayıs 2001
Aksu
Isparta
|
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|