|
AYRAÇ
İsmet Baytak
"YENİ BİR DÜNYA"
Yeni kurulan Atatürk Cumhuriyeti, geri kalmış ülkenin kalkınabilmesi için
kendine, Avrupa ülkelerini ve ABD'yi örnek alarak kapitalist kalkınma yolunu seçti.
Bunun gerçekleşmesi için de o ülkelerde olduğu gibi tekeller yaratılmalıydı.
Devlet eliyle tekel yaratma yani devlet eliyle zengin etme ekonomi politikası o yıllarda
başladı.
Tüm yatırımlar özel sektöre bırakıldı. Yalnız özel sektörün gücünün
yetmeyeceği ağır yatırımlar, demir-çelik gibi devlet tarafından yapılacak ve
üretilen yarı mamül maddeler özel sektöre ucuza verilecekti. Özel sektör de
ürettiği malları Pazar sorunu yaşamadan satıp kar elde edecek ve yeni yatırımlara
yönelecekti. Bu sistemin adı da Karma Ekonomi oldu.
Fakat 1929-1934 yılları arasında dünya kapitalist sistemi ağır bir buhrana girdi.
Sayısız işletmeler battı. Milyonlarca kişi işsiz kaldı. Elindeki hisse senetleri
kağıt parçası haline gelen yüzlerce vatandaş intihar etti.
Bu kapitalist buhran Türkiye'nin kalkınma planlarını yeniden gözden geçirmesine
neden oldu. Bunun sonucu olarak da Türkiye'de devletçilik ağır bastı. Ekonominin
merkezi artık devletti. Bu devletçi politikalar sonucu ülke ekonomisi güçlendi. Dev
işletmeler kuruldu. Gayri safi milli hasılatımız arttı. Türkiye, dünyada örnek
ülke haline geldi.
2. Dünya savaşı sonrası ekonomik ve askeri olarak dünya kapitalist sistemine mutlak
hakim olan ABD'nin yayılma politikası içinde Türkiye'de vardı. DP iktidarı ile
birlikte ABD hegomanyasına girmeyi gönüllü kabullendik. Özgür bağımsız bir dış
politika izleyen Türkiye artık kapitalist kutup içinde kendini buldu.
Türkiye'nin dostları ABD, Fransa, Almanya, İngiltere idi. Kurtuluş savaşında
savaştığımız ülkeler artık dostumuz, kurtuluş savaşı sırasında bize destek
veren, savaş sonrasında da kalkınmamıza yardım eden SSCB ise düşmanımız oldu.
'Batı Kulübü' içinde yer almak için uğraşlarımız AB kapılarına kadar geldi,
dayandı.
Fakat bu süreç içinde ekonomileri bizden kötü olan ülkeler bile bizi geldi geçti.
Sayısız ülke ekonomik sorunlarını çözerken, işsizliği azaltır, ulusal
gelirlerini artırarak vatandaşlarının gelir düzeyini iyileştirirken, bizler ise
ağır bunalımlar içinde kıvranır olduk. Neredeyse ülkenin çalışabilir nüfusunun
yarısı işsiz, sayısız esnaf iflas ediyor, en kötü gelir dağılımı olan ülkeler
arasındayız. Yolsuzluklar, hırsızlıklar iğrenç düzeylere geldi. En önemlisi
ekonomimizi düzeltemedik, sanayileşemedik. IMF'den birkaç kuruş almak için her tür
ulusal değerlerimizden fedakarlık ettik, ediyoruz. Bunalım ise düzeleceğine daha da
artıyor. Halk patlama noktasına doğru hızla ilerliyor.
Tüm bunlardan başka, dost olarak gördüğümüz ve girmek için neredeyse el-pençe
durduğumuz avrupa ise birden karşımıza Ermeni sorununu çıkarıyor. Fransa
Parlamentosu, "Ermeni Soykırımını' tanıyormuş. Almanya, İngiltere, İtalya ve
ABD'de de benzer düşünceler yüksek sesle konuşuluyor.
ABD ve Avrupa ülkelerindeki bu Ermeni yanlısı tavır ise Ermeni oylarını alma
hesabına dayanmıyor. Fransa gibi köklü tarihi ülke politikasını Ermeni Lobisi
belirleyemez. Bu ülkeler Ermenileri de kullanarak, Türkiye üzerine baskı kurmak,
ellerinde koz bulundurmak, gerektiğinde de, Çekoslovakya gibi, Yugoslavya gibi Irak
gibi, "Burası Kürtlerin, burası Ermeniler" diyerek ülkemizi küçültmek.
Bugüne kadar izlediğimiz ekonomi politikaları da, uluslar arası ittifaklar da
günümüzde iflas etmiş durumdadır. Türkiye bu aşamada tüm geçmişini,
ittifaklarını sorgulayarak, İsmet İnönü'nün dediği gibi, "Yeni Bir Dünyada'
yerini aramalıdır.
Görünen o ki ülkemiz bu yolu seçmek yerine hamaset edebiyatı ile sorunu çözmeye
çalışıyor. Bu edebiyatla da ne kadar 'başarılı' olacak birlikte göreceğiz. |
YANIKOĞLU II
HİZMETİNİZDE
YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI
(Eski Mavi Market)
ismetbaytak@hotmail.com
bergamakuzeyege@hotmail.com
|