kuzeyege

Site İndeksi

MERHABA

İbrahim Baytak

BAŞKAN VE BERGAMASPOR

Pazar günü oynanan Manisa maçında Stadda boş yer yoktu. Tezahürattan Başkan çok memnundu. Maçtan sonra başkan tebrikleri kabul etti. Gençler Başkanı istiyor, başkan omuzlarda çıkıyor.

Başkan halinden memnun. Belki "bu güne kadar neden yönetimi kabul etmedim?" diye düşünüyordur. Fakat futbol çok acımasızdır. Maçlarda seyirciler hep galibiyet, şampiyonluk ister. Başarısızlığa mazeret kabul etmezler. Başarılı olunan haftalarda söylenenler kadar, yenilgi de söyleneceklere de hazır olmak gerek. Başarısız olunca da "istifa" diye bağırırlar. Ağza alınmayacak küfürler ederler. Ülkemizde bütün futbol karşılaşmalarında ne yazık ki binlerce seyirci maçları sakince izlerken birkaç yüz kişinin yaptığı taşkınlıklar engellenmiyor. O atmosferde kimse söz dinlemiyor, "sus" dediğin anda belki dayak yemeniz bile mümkün.

Bütün karşılaşmaların olaysız, dostluk havası içinde geçmesi. herkesin sağduyulu davranması dileği ile Bergamaspor'a, başkan ve yönetime başarılar dilerim.

TRAFİK RAPORU
Yapılan araştırmaya göre, Türk'ler trafik kurallarına uymayı "ZAMAN KAYBI" olarak görüyormuş. Trafik canavarı olmamızın nedeni, kişilik zaaflarımız, ihmalimiz, adamsendeciliğimiz, kaba cesaretimiz, bilgisizliğimiz, hız merakımız, ciddiyetsizliğimiz, kural tanımazlığımız mış. Ayni araştırmaya göre, yüksek eğitimli özel araç sürücüleri, taksi ve otobüs sürücülerine göre trafik kurallarını daha çok çiğniyormuş.

Trafik polisleri haksız baskılara maruz kaldığından kural çiğneyenlere toleranslı davranıyormuş. Düşük ücret almaları rüşvet riskini arttırıyormuş. Yasal yetkilerini kendi kişisel güçleri olarak algılıyorlarmış. Ülkemizdeki 18 bin trafik görevlisinden 5 bini hiçbir trafik kursu almamış.
Kazaların % 98 zi sürücü, yolcu yada yaya olarak insan unsurundan kaynaklanıyormuş.

Ülkemizde 1999 yılı itibariyle 517 otobüs firması, 6649 otobüs varmış. Bu rakam AB üyesi ülkelerin toplam otobüs firması toplamından fazlaymış. Yolcu taşımacılığının % 96 sı, yük taşımacılığının % 89 u karayolu ile yapılıyormuş. Karayolları genel müdürlüğüne bütçeden ayrılan pay 1980 li yıllarda % 13 iken bu gün % 1,2 ye düşmüş.

BERGAMA LİSESİ
Bergama'da ilk açılan lise eski yerinde tarihi binada "BERGAMA LİSESİ"dir. Bina yetersiz kalınca önce benzinlikten taraftaki bina sonra da diğeri yapıldı. Eski bina yurt ve idare binası oldu. İlk lise müdürü eski ortaokul müdürümüz Şeref GÜLTEKİN'di.

Bergama lisesinin ilk öğrencileri olarak 4 yıl son sınıf öğrencisi olarak okuduk. Ortaokul sonda iken lise olmadığından son sınıftık. Lise açıldı, kayıt olduk 2 ve 3. Sınıf yoktu. 2 sınıftayken de 3. Sınıf yoktu. Bergama Lisesinde 6 yılda her binasında okudum. Bahçedeki çamların bir kısmını biz diktik, biz suladık. O zamanlar ortaokulda Tarım dersimizde vardı.

Birde anımızı anlatmak isterim.
Lise açılınca liseler arası bilgi yarışmasına da katılmağa başladık. Ancak hep eksi puanla kaybettik. Bunun esas nedeni 2 ve 3. Sınıflarımızın olmaması idi. Lise sonda yarışmaya iddialı gittik. Yarışmadan sonra da tiyatroya gidilecek. Yarışmayı yine kaybettik ama bu kez artı puanla. Buna rağmen Müdürümüz Şeref GÜLTEKİN tiyatroya gidilemiyeceğini, hemen Bergama'ya dönüleceğini söyledi. Ne kadar itiraz etsek de dinletemedik. Sadece 1 saat Karşıyaka'da kalacaktık.

Hepimiz anlaştık. Vapurla İzmir'e geçecek, gece 11.00 vapuru ile dönecektik. Herkes guruplar halinde dağıldı. Gece Konak'ta 11.00 vapuruna geldiğimizde arkadaşlar "otobüs yok" dediler. "Müdür bizi bırakıp kaçtı mı?" diye düşünürken bizle birlikte olan hocamız Ahmet DAYAR "ben İzmir garajına bakarım, araba oradaysa alıp gelirim. Yoksa dolmuşla gelirim. Araba Karşıyaka'da ise siz beni bekleyin" dedi. Kabul ettik. Karşıyaka'da vapurdan inerken bir de baktım ki Müdür çıkışta akbaba gibi bizi bekliyor. Hemen geride kaldım. Gördüğü arkadaşa bir girişiyor ki yolcular şaşırıyor. 4 yıl son sınıf okuduğumuzdan bizi hiçbir öğretmenimiz dövmez, dövemezdi. Bu ayrıcalık sadece müdüründü. Nihayet hepimiz toplandık. Otobüs Bergama'ya varıncaya kadar tık çıkmadı.

Bergama Lisesi yeni binaya taşınacağı zaman "bu okul şehir içinde kaldı, çok gürültü oluyor, ayrıca parmaklıklardan, pencerelerden dışarıdaki gençler öğrencileri rahatsız ediyor. Yeni binada daha verimli olur" demişlerdi ve bana mantıklı gelmişti. Ayrıca yeni binanın bulunduğu yerde Meslek Yüksek Okulu, Anadolu lisesi de vardı ve burası eğitim sitesi olur diye okulun taşınmasının iyi olacağını düşünmüştüm.

Fakat gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş. Meslek yüksek okulunun derneği, Anadolu lisesinin Akif ERSEZGİN'i varken Bergama Lisesi üvey evlat. Okulumuza biz sahip çıkmazsak kimsenin sahip çıkacağı yok.

Gelin Bergama Lisesi mezunları olarak bir dernek kuralım ve örgütlü olarak lisemize sahip çıkalım. Gerekirse eski yerine taşınması için çaba harcayalım.



13 KASIM 2000 SAYI: 380