kuzeyege

Site İndeksi

MERHABA

İbrahim Baytak

BAŞARILI MI ? BAŞARISIZ MI ?

İlçemizde, beldemizde seçimle göreve getirdiğimiz kişilerden neler bekliyoruz?Geçmişi unutmadan, hatırladığımız günden bu güne kadar, Belediye Başkanları ve meclis üyeleri görev yaptıkları süre içerisinde verdikleri sözlerin ne kadarını yerine getirdiler? Belediyede göreve başladıkları gün, ilçemizin sorunları nelerdi? Görevlerini devrettikleri gün neler? Sorunlar artmış mı? Azalmış mı?

Örneğin ilçemiz; Daha mı temiz? Su sorunu halledilmiş mi? Yol ve ulaşım sorunu var mı? İmar sorunları var mı? Otopark ve trafik sorunu var mı? İşsizlik sorunu var mı? Yeşil alanlar, semt sahaları yapılmış mı? Daha aklımıza gelebilecek, seçtiklerimizden beklediğimiz birçok hizmetin ne kadarı yapılmış, ne kadarına başlanmış ama bitirilememiş, ne kadarı unutulmuş? İşte bütün bunları değerlendirerek görev yapan kişilere "BAŞARILI" veya "BAŞARISIZ" diyebiliriz. Bütün belediye başkanları ve meclis üyelerinin hepsi kendilerinin başarılı olduğunu söylerler. "Veremeyeceğim hesabım yok" derler.

PEKİ ÖYLEYSE, HER SEÇİM ÖNCESİ SAYMAKLA BİTİRİLEMEYEN SORUNLAR NEDİR? Adaylar onlarca sorunu ancak kendilerinin çözebileceğini uzun uzun anlatıp oy istemiyorlar mı? Eğer önceki Belediye Başkanları "BAŞARILI" idiyse bu sorunlar neden var?

Bir başka husus daha var.

Yeni seçilen başkanlardan beklediğini bulamayanlar diyorlar ki; "BU BAŞKAN DA BİRŞEY YAPMIYOR, ESKİSİ BUNDAN DAHA İYİYDİ." Eski başkanı verdiği sözleri yerine getirmedi diye oy vermediğimizi, o görevde iken neler düşünüp neler söylediğimizi unutuveriyoruz. Eğer bu başkanda başarısız deniliyorsa 5 yıl sonra neden yine eskisine dönelim? Neden başka birini denemeyelim?

Ne hikmetse göreve gelen birini başarısız görürsek, ondan umudumuzu kesersek, aklımıza ilk "ESKİSİ" geliyor. Belki iyiyi, güzeli, doğruyu aramak bize zor geliyor. Böyle yapa yapa 40 yıldır hep ayni politikacıları seçmedik mi? Sonrada "40 yıldır başımızdan gitmiyorlar" diye yakınmıyor muyuz? Halbuki başarısız diye değiştirdiğimizin yerine

Daha önce başarısız diye değiştirdiğimiz kişiyi getirmeyipYeni, denenmemiş birini getirseydik " Acaba ayni sorunlardan hala yakınıyor olur muyduk?

CEZAEVLERİ

Başka ülkelerdeki cezaevlerinde de bizdeki gibi sorunlar yaşanıyor mu, isyanlar çıkıyor mu bilmiyorum. Ülkemiz cezaevlerinde yaşanan sorunlar; "Cezaevlerinin içinin Adalet Bakanlığına, dış güvenliğinin İç İşleri Bakanlığı emrindeki jandarmaya bağlı olması. Cezaevleri koğuşları kaç kişilik olması gerektiğine karar verilememesi. Cezaevlerinde tüneller, firarlar, oraya giren silah, cep telefonu, uyuşturucunun önlenememesi. Cezaevi koşullarının çok kötü olması. İşledikleri suç yüzünden mahkumda olsalar da onların "önce insan" olduğu unutulması.

Yıllardır SİYASETÇİLER, ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER, BİRÇOK ÜLKEYE BAKANLIĞI İLE İLGİLİ ARAŞTIRMALARDA BULUNMAYA GİDERLER. Üstelik ülkeye dönüşlerinde "ÇOK YARARLI OLDU." derler. Fakat hiçbir zaman oralarda görülen uygulamalar ülkemizde örnek alınmaz,

Ceza evlerinde yaşanan her olaydan sonra her kafadan bir ses çıkıyor. (E, F VEYA HERHANGİ BİR HARFLİ CEZAEVİ İÇİN) "BU CEZAEVİNDE İNSAN YAŞAMAZ, İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR" denir. Yetkililer de " BU CEZAEVLERİ AVRUPANIN EN İYİ CEZAEVİDİR" diye savunma yapar. Doğruyu, yetkililer ve hem Avrupa'da bir ülkede, hem ülkemizde ceza evine kalanlar (Mehmet Ali AĞCA veya Alaaddin ÇAKICI gibi) bilir.

Cezaevlerine giren cep telefonu, silah, uyuşturucu önlenemiyor. Cezaevine giren herkesin üstü aransın denilince herkes karşı çıkıyor. Öyleyse girişleri nasıl önleyeceğiz?

Deniliyor ki, çok fazla paralar dönüyor. Görevlilerin kendisi veya ailesi tehdit ediliyor. Böyle olunca cezaevlerine herşey sokulabiliyor. Öyleyse cezaevine gelen herkes, ister avukat, ister devlet görevlisi olsun, ister normal ziyaretçi herkes aranmalı. Hatta örnek olsun diye Bakan, Başsavcı, savcı, müsteşar bile gönüllü olarak bu uygulamaya katılmalı. Ancak aramalar insanları küçük düşürücü şekilde yapılmamalı. Herkes bilmeli ki, "cezaevine hangi nedenle girilirse girilsin herkes aranıyor." İşte o zaman yakınmalar azalır, kimse itiraz edemez.

Öyleyse; "YILLARDIR YURT DIŞINA İNCELEME GEZİLERİNE GİDİPTE, ORALARDAKİ UYGULAMALARI GÖRÜP, ONLARI ÖRNEK ALMAYAN, YENİ CEZAEVLERİNİ BU ŞEKİLDE YAPMAYAN DEVLET GÖREVLİLERİ, SİYASİ İKTİDARLAR, YETKİLİLER, BU GÜN YAKINILAN OLAYLARIN SORUMLUSU DEĞİL Mİ?



31 TEMMUZ 2000 SAYI: 365