SAYFA: 5                                                                     KUZEY EGE                                                     1 MAYIS  2000

 

Ana sayfa

sayfa1

sayfa2

sayfa3

sayfa4

sayfa6

Önemli telefonlar

DOBRA DOBRA...

inan.jpg (3468 bytes)

Nadir İNAN

EĞİTİM HAKKI

Geçen hafta Atatürkçü düşünce ışığında eğitim politikamız ile ilgili bir kitaptan alıntılar yapmıştım. Bu kitapta eğitim hakkı ile ilgili evrensel bazı kural ve değerler dikkatini çekiyor.

Eğitim hakkı, temel insan haklarında biridir T.C. vatandaşlarının eğitimi, Anayasa güvencisi altındadır örneğin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde şöyle denmektedir.

Herkes; vicdan din ve düşünce özgürlüğüne sahiptir. Bu hak din ya da kanaat değiştirme özgürlüğünü, dinini ya da kanaatini tek başına ya da topluca ve açık olarak ya da özel olarak öğrenme, uygulama ve açıkça belirtme özgürlüğüne sahip olmayı gerektirir (Madde 18)

Herkesin eğitim hakkı vardır. Eğitim hiç olmazsa temel evrelerinde parasızdır. Temel eğitim zorunludur.Teknik ve mesleki eğitimden herkes yararlanabilmelidir. Yüksek öğretim yeteneklerine göre herkese açık olmalıdır. (Madde 26)

Yine kendi kanunlarımızdan alıntılar yapayım Milli Eğitim Temel Kanunu (1739 Sk, 14/06/1973)

"Eğitim kurumları dil, ırk cinsiyet ve din ayrım gözetilmesizin, herkese açıktır. Eğitimde hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz (Madde 4)

Temel eğitim görmek her Türk Vatandaşının hakkıdır. Temel eğitim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarında vatandaşlar ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar. (Madde 7)

Bütün bu evrensel ve ülke kuralları eğitim hakkının ne kadar vazgeçilmez önemli bir hak olduğunu bize gösteriyor. Acaba ülke insanımız bu haklarda ne kadar yeterince yararlanıyorlar.Kanımca ülke bireyleri olarak eğitim haklarına daha bilinçli bir şekilde yeterince sahip çıkmamız gerekiyor.

İyi haftalar...


MERHABA

ibrahim.JPG (5542 bytes)

İbrahim BAYTAK

LİDERLER YANLIŞ MI YAPIYOR?

Liderler toplanıp bir karara varıyorlar ve "biz böyle uygun gördük milletvekilleri buna itiraz etmez" diye düşünüyorlar. Milletvekillerini nasıl olsa meclise liderler taşımadı mı? "Gizli oy, gurup kararı alınamaz" gibi sözler işin bahanesi. Liderler gerçekten istesin milletvekillerinin % 90 nı istenildiği gibi oy kullanmıyor mu?Bu nedenle, liderler alacakları kararlarda milletvekillerine danışmıyorlar. Yapmak istediklerini, parti guruplarında milletvekillerine anlatıp "SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?" diye sormuyorlar.

Gerçekten de bu güne kadar böyle oldu. Çıkarılan yasalarda lider destek verdiyse, milletvekilleri de aynı desteği verdi. Lider karşı çıktıysa milletvekilleri de karşı çıktı.

Bazı kesimler, Anayasa değişikliğine red oyu veren milletvekillerini "LİDER HAKİMİYETİNE KARŞI ÇIKIYORLAR" diye alkışlandılar. Red oyu verenler medya ve kamuoyunda destek buldular. Milletvekilleri de bu konuda gururlandılar, koltukları kabardı. Halbuki lideri kesin olarak "bu şekilde oy kullanacaksınız" dese oylama gizli bile olsa kaçı aksine oy kullanabilir di?

Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bazı partilerin milletvekillerinin birçoğu liderin önerdiği ortak adaya değil diğer adaylara oy verdiler. Çünkü bu partilerin liderleri zaten (en azından) 1 ve 2 . turda milletvekillerinin anlaşmaya uymasını istemiyor muydu acaba? Esas günah ANAP'a çıkarılıyor. Deniyor ki "öncelikle hükümet ortakları anlaşıp, oyların anlaşmaya uygun çıkmasını sağlayacaklardı." Doğru. DSP ve MHP milletvekilleri anlaşmaya uymuş göründüğü halde ANAP milletvekillerinin oylarının dağıldığı anlaşılıyor. Fakat FP ve DYP liderinin de ortak aday için imza verdiği unutuluyor mu?

Ancak şunu da unutmamak gerekir ki kendiliklerinden aday olan milletvekillerinin azda olsa kişisel oyları vardır. Bunlar özellikle ilk turda engellenemez. Liderler, kişisel oylarının dışındaki oyların "altına imza koyup önerdikleri ortak adaya verilmesini sağlayamazlar mıydı?"

Bütün bunlar, bu günkü liderlerin kimseye güvenlerinin olmadığını göstermiyor mu?

Kendi imzalarıyla kabul ettikleri bir öneri için bile siyasi hesaplar yapıldığını göstermiyor mu?

Parlamentonun ve politikacıların neden itibar yitirdiğini, en büyük partinin bile neden ancak % 22 oy alabildiğini göstermiyor mu?

Günümüz politikacılarının, halkın güvenini kazanarak oylarını yükseltmek yerine, başkalarını güç durumda bırakarak veya karalayarak, siyasi ayak oyunları ile bir yerlere gelmek istediğini göstermiyor mu?

Politikacılar bütün bunları halkın görüp bilmediğini mi sanıyorlar?

Her geçen gün halkın bilinçlendiğini anlamıyorlar mı?

Halkın, Atatürk' ün kurduğu CHP yi nasıl parlamento dışında bıraktıysa kendilerini de parlamento dışında bırakabileceğini akıllarına getirmiyorlar mı?