baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)

8 TEMMUZ 2002      SAYI: 485

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


MERHABA

ibrahim.JPG (15058 bytes)

İbrahim Baytak

"KABAHAT SENİN
DEMEĞE DİLİM VARMIYOR AMA!"

. "ECEVİT çekilsin" diyenlere DSP yöneticileri "halk ECEVİT' e oy verirken yaşını biliyordu" diyor. Yasağı bu gün kalksa SP nin başına ERBAKAN' ı geçirmeyecekler mi? Onları oraya biz getiriyoruz, orada biz tutuyoruz
ECEVİT 1974 de "BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR. NE EZİLEN NE EZEN, İNSANCA HAKÇA BİR DÜZEN" derken doğru söylüyordu. Halk dağa taşa "KARAOĞLAN" diye adını yazmıştı. 1970 -80 arası, solcu, Devletleştirmeyi savunan, yabancı sermeye ye hayır diyen HALKÇI ECEVİT' ti. 1990 dan sonra solculuğu kalmadı. Özelleştirmeyi, yabancı sermeye yi savunur oldu.
Politikacılar bizi hep aldattılar Bizleri kavga ettirdiler. Böylece oylarımızı aldılar. 1980 den sonra, gemisini kurtaran kaptan, beni ısırmayan yılan bin yaşasın, köşeyi dön de nasıl dönersen dön dediler. Öyle bir sistem kurdular ki, yolsuzluk, rüşvet, köşe dönme alabildiğine yaygınlaştı. Bu yüzden neredeyse haklarında soruşturma açılmayan, siyasetçi, üst bürokrat, bankacı, zengin kalmadı. Utanma kalmadı. Ama kimseye de bir şey de olmadı. Ya soruşturmalar kapatıldı, ya deliller yok edildi veya davalar zaman aşımına uğradı yada ceza alacağını anlayanlar yurt dışına kaçtılar.
Yıllarca başımızda olan ve değiştiremediğimiz liderler, politikacılar yine bizleri kandırıp oylarımızı almak istiyorlar. Yasalara, parti tüzüklerine "65 yaşını geçen milletvekili olamasın, 2 dönemden fazla parti lideri olunamasın" şartlarını koyacaklarmış. Uymayacak olduktan sonra Anayasaya hüküm koysan ne yazar? Anayasaya aykırı hareket ettiği anlaşılınca, ÖZAL, "ANAYASAYI BİR KEZ İHLAL ETSEN BİR ŞEY OLMAZ" demişti de hesap mı sorabilmiştik? Üstelik sonra Cumhurbaşkanı seçmedik mi?
Eğer siyasetçilerin dokunulmazlık zırhını kaldıramıyor, hukukun herkese ve eşit olarak uygulanmasını sağlayamıyor, Suç işleyen, yolsuzluk yapandan hesap soramıyor, lider sultasını kaldıramıyor, Partilerin kendi içlerinde demokrasiyi yerleştiremiyor, kimin milletvekili olacağını lider değil halk belirlemesini sağlayamıyorsak, İktidara kim, hangi parti gelirse gelsin değişen bir şey olmaz. Bu gün hiçbir parti bunları yapmak için söz vermiyor.
Mehmet ÇÜMEN "halkıma ve Bergama'ya hizmet etmek için milletvekili olmak istiyorum" diyordu. Böyle söylerken iyi niyetli olduğuna eminim. Kendisine "Mehmet, gerçekten Bergama'ya hizmet etmek istiyorsan milletvekili adayı değil, belediye başkan adayı ol. Milletvekili olursan TBMM de kurt politikacılar arasında harcanırsın. Liderinin dediğinin dışına çıkamazsın. Mecliste bir konuşma bile yapamazsın" demiştim. 3 yıl dan fazla oldu Mehmet ÇÜMEN sadece lideri konuşurken ağladığı için, birde TBMM nin en devamlı milletvekilinden biri olarak medyada adı geçti. Mecliste bir kez olsun söz alıp konuşabildi mi?
Ne kadar iyi niyetli olursan ol, ne kadar dürüst olursan ol sistem seni engelliyor. Parti görüşüne, liderin isteğine karşı gelemez, istesen de farklı oy kullanamazsın? Eğer liderinin dediğini yapmazsan partiden atılıverirsin. Bir daha milletvekilliğini rüyanda görürsün.
Hepsinden kötüsü, haklı olduğunu, kimseye anlatamaz, inandıramazsın. Partine, liderine karşı çıktın diye sana kızar, seni dışlarlar. Çünkü ellerindeki bütün olanaklarla hakkında olmayacak şeyler söylerler. Halkın gerçekleri öğrenmesine izin vermezler. Bu gün partilerde parti içi demokrasi yok.
Kim olursa olsun eğer gerçekten halka hizmet etmek istiyorum diyorsa; halka her zaman doğruları söyleyecek, ilk önce düzenin, sistemin değiştirilmesi gerektiğini, "Demokrasi, insan hakları ve hukukun ekmek kadar, su kadar önemli olduğunu", bunlar olmadan, iş ve aş olmaz, yolsuzluk, rüşvet, soygun önlenemeyeceğini anlatacaksın.
Mücadele için örgütlü olmak gerektiğini, bu nedenle sendika ve demokratik örgütlere sahip çıkılmasını, mücadele ederken demokratik ve meşru yolların seçilmesini, mücadelenin belki çok uzun süreceğini, başarının kolay elde edilemeyeceğini anlatacaksın. Kimseye peşimden gelin demeyecek, beraber yapalım diyeceksin.
Eğer kim olursa olsun bize bu gerçekleri değil de "OYUNU BANA VE PARTİME VER. İŞSİZLİĞİ, YOLSUZLUĞU, YOKSUZLUĞU ÖNLEYECEĞİZ" diyorsa bu güne kadar olduğu gibi doğruyu söylemiyor, kandırıp oyumuzu almak istiyordur.

DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU

Akrep gibisin kardeşim,            
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi...                
Serçe gibisin kardeşim,            
seçenin telaşı içindesin.            
midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat                
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun kardeşim.        
Bir değil                    
beş değil  

milyonlarcasın maalesef.       

Koyun gibisin kardeşim,            

gocuklu celep kaldırınca sopasını       

sürüye katılıverirsin                    
ve adete mağrur koşarsın salhaneye.                    
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,                 
hani şu derya içinde olup,       
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.                
Ve bu dünyada, bu zulüm       
    senin sayende.            

Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek                    
ve hala şarabımızı vermek için           

üzüm gibi eziliyorsak,       
kabahat senin                

demeğe de dilim varmıyor ama,    
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.                    

Nazım Hikmet - 1949



YANIKOĞLU II MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

 

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

kuzeyege@yahoo.com

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR