baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)


26 KASIM 2001      SAYI: 434

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


GÖZLEM

kaya.jpg (2578 bytes)

Ali Kaya

GÜNÜN KUTLU OLSUN ÖĞRETMENİM
En değerli yatırım nedir sizce?... Bacalarından dumanların yükseldiği, harıl harıl çalışan fabrikalar kurmak mı?... Ülkeyi baştan sona demiryollarıyla, asfalt yollarla donatmak mı? Parkları, bahçeleriyle gökdelenlerin yükseldiği şehirler kurmak mı?... Su dolu barajları, sulama kanallarıyla verimli topraklarında traktör sesleriyle uyanmak mı? Hayır hayır!.. Bunların hiç biri bir ülkenin geleceğini garanti altına alan yatırımlar değildir.
En değerli yatırım İNSANA YAPILAN YATIRIMDIR. Dünyanın her yerinde tüm uygarlıkların yaratıcısı insandır çünkü... O insanın, çağın koşullarına göre iyi yetiştirilmesi gerekmektedir. Gelecekte kuracağımız mutlu ve güzel bir dünya onun avuçlarında yeşerecektir çünkü!..
Bugün tüm özel ve devlet okullarında, üniversitelerde yapılan bunca pahalı yatırım; gelecekte ülkemiz ve dünyayı yönetecek çocuklarımızın daha iyi yetişmeleri içindir. Yarınlarda gözümüz arkada kalmasın, geleceğimiz kararmasın diyedir.
Günümüzden dört bin yıl önce bir Çinli ozanın "YÜZ YIL SONRASINI DÜŞÜNÜYORSAN, İNSANI EĞİT" Sözünde belirttiği gibi geleceğe yapılan böyle bir yatırımla onlardan yüz kez ürün almak içindir.
Yurt geneline dağılmış en yaygın örgütüyle geleceğe ışık tutan öğretmenlerimizi, 30 yıl bu işe gönül vermiş bir öğretmen olarak böylesi anlamlı bir günde sevgiyle selamlıyorum.
Öğretmenler; aydın bir kitle olarak bugün, bir ülkenin toplumsal yaşamında, gelişmesinde, ilerlemesinde ve gelecek kuşakların yetişmesinde önemli bir işlevle yükümlüdürler. Kırk bin köy, bunca kasaba, il ve ilçede üstlendikleri sorumluluklarını gereği gibi yerine getirememenin ezikliği ile mutsuzdurlar. Onların kendi sorunları, toplumun ve ülkenin sorunlarıyla birleşerek dağ gibi önlerine yığılıyor. Altından kalkılamaz duruma geliyor ve Türkiye sorunları olarak geri yansıyor.
Yeterince okuyamıyor, yeterince beslenemiyor ve yeterince sosyal aktivitelerin içinde olamıyor öğretmen!..Bakkalların veresiyeyi kestiği kesimlerin başında öğretmenlerin geldiğini yazıyor gazeteler. Bu ne onur kırıcı bir durumdur ki; dünün saygın, eli öpülesi öğretmen böylesine aşağılanıyor. Buna sebep olanların gözü kör olsun demiyorum. Kör olmasınlar da görsünler bu rezaleti!..
Aldıkları maaş; ev kirası, yol giderleri, çoluk çocuğun masraflarına yetmiyor. Bu nedenle Pazar yerlerinde yüzü kızararak işportaya düşüyor bu meslek!.. Hep gelecek ayın maaşı üzerinden harcama yapmak zorunda kalıyor. Bir sonraki aylıklarda visa kart belasıyla şimdide haczedilmiş durumda. Yalnız öğretmenler mi? Tüm çalışanlar, çalışamayanlar aynı darboğazın içinde patlama noktasına gelmiş toplum. Ne edeceğini bilemez duruma getirilmiş Kör olasın demiyorum, kör olma da gör onları
Cumhuriyetin o ilk yıllarındaki yoksul koşullarında bile bugünkünden çok daha az mutsuzdurlar. Protokolde en ön sıralarda yer alıyorlardı. Esnafın kara listesinde değil, en itibarlı müşterileri arasındaydılar..
Atatürk'ün; ülke geleceğini politikacılara, sanayicilere, bankacılara değil de öğretmenlere emanet edişinin bir anlamı yok mu sizce?.. Peki, ne oldu da dünün, saygın mesleği böylesine erozyona uğradı. Atatürk'ten sonra gelen politikacıların değer yargıları işi bu noktaya getirdi işte!..
Her kamu görevinin, her özel mesleğin ayrı bir yeri ve önemi var ama, tüm meslek gruplarına İNSAN YETİŞTİRMESİ bakımından öğretmenliğin apayrı bir önemi var. Herkesin bir doktoru, avukatı olmayabilir, fakat öğretmeni olmayan bir insan gösterebilir miyiz?.. KÖYDE MEZARI OLAN TEK AYDININ ÖĞRETMEN OLDUĞUNU UNUTULMASIN!...
Toplum bugün her kesiminde olduğu gibi, öğretmenlerimizde mutsuzdurlar. Oysa öğretmen insan sevgisini, vatan aşkını, ulusal birlik ve bütünlük anlayışını yoğuran; kendine güvenmeyi, ulusuyla övünmeyi, geçmişiyle ve geleceğiyle ülkesinden gurur duymayı aşılayan... Üstün yetenekli ve nitelikli insan yetiştirmeye çalışan bir MİMAR olarak tanımlanırdı eskiden!.. Şimdilerde ise; geçim derdine düşürülmüş, yoksulluğun alt sınırında bocalayıp duran geçinebilmek için pazarlarda ek işle uğraşmak zorunda bıraktırılan kişiler olarak görüyor ve üzülüyorum. Oysa, toplumdaki saygın yerinin korunması gerekirdi bu mesleğin. Başka alanlarda iş bulamayanların geçim kapısı haline getirilmişse, ülkede iş bitmiş demektir. Öncelikle onların çok iyi yetiştirilmesi ve sık sık hizmet içi eğitimden geçirilmesi gerekirdi.
Öğretmenlerimize toplu sözleşmeli, grevli sendika hakkı tanınmadı hala.. Bu yıl çıkarılan "toplu görüşmeli" Sendika yasası işlevsiz, etkisiz yasak savar gibi çıkarıldı. Can güvenliği sağlanamadığı için Güneydoğuda terör yüzünden 152 öğretmen can verdi.
Avrupa Birliği ülkelerinde 2 bin dolar olan ücret bizde 250 doların altında kaldı. Bu yüzden bir çok değerli öğretmen devletten istifa ederek özel okullara yada dershanelere geçiş yaptı. Yöneticilerimin seçiminde söz sahibi yapılamadı öğretmenlerimiz. Meslekten olmayan kişilerin atanmasıyla yozlaştırıldı. Sendikalı öğretmenler kışta kıyamette sürgün edilerek cezalandırıldı.
Örgütleri TÖB-DER dağıtılarak, mal varlığı 12 Eylül zorbalarınca gasp edildi. İLK-SEN'nin içi boşaltılarak yandaşlara peşkeş çekildi. Hesabı bile sorulmadı. " Verdiysem ben verdim" dedi çıktı işin içinden hazreti Süleyman.. Öğretmenlere baskıyla öğrencilerden "Katkı payı" adı altında para toplatıldı.
Bunca sorunlarına "Çözüm" yerine hala nutuk çekmeye devam ederek lafla peynir gemisini yürütmeye çalışıyor yetkililer.

RESİMDEKİ ÖĞRETMEN


Bir öğretmen çiziyorum resimlerde
Saçları ak, gözlükler elinde.
Yüreği gün ışığı gibi parlak,
Dünya var oldukça o hep yaşayacak

Bir harfe kırk yıl köle olunur.
Ya yirmi dokuzuna ne yapılır?
Sığdıramıyorum seni tablolara
Başlıyorum hayalimde resim yapamaya.

Köy yolların tozlarını sen yutmadın mı?
"Ev" diye damlarda sen yatmadın mı?
Aç gezip de tokluk satmadın mı?
Alnın ak, gönlü bol öğretmenim!..

Ağlarken göz yaşımı sildin.
Kucak açtın anam gibi!..
Şimdi gözlerin doluyor belli
Seni anlatamıyorum öğretmenim!..

Sanma ki öğretmen "bir gün" anılır.
Karanlıklar seninle son bulur,
Satırlar yetmiyor, renkler soluyor
Seni çizemiyorum öğretmenim!..

MAKBULE YANDI ALİÇETİNKAYA İ.Ö.O 6/B DİKİLİ İzmir M. Eğit. Md. (Yarışma İkincisi)



YANIKOĞLU II

HİZMETİNİZDE

YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

baytak.gif (9634 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

bergamakuzeyege@hotmail.com

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR