baslik1.jpg (7323 bytes)      

market2.gif (15838 bytes)


27 AĞUSTOS 2001      SAYI: 421

baslik2.jpg (10108 bytes)

 Site İndeksi

Haberler

Köse yazıları

Politika kazanı

Kunye

Resmi telefonlar

Biraz Gülelim


GÖZLEM

kaya.jpg (2578 bytes)

Ali Kaya

TATİL YAZILARI


ALBÜMDEKİ RESİMLER


Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; hangi taşı kaldırsan altında bir pislik, nereye baksan kokuşmuş... Hangi dalı tutsan elinde kalıyor. Geçtiğimiz yıllarda Kızılay'da, Türk Dil Kurumu'nda, THK'da -ki bunlar toplum yararına kurulmuş, yüce değerleri olan ve Atatürk'ün bize emanet ettiği. Kurumlardı- Onlara bile pislik bulaştırdı. "Makam" denilen küçük büyük her masanın arkasına bir pano, üstüne de bir Atatürk resmi astık ve O resmin altında, mavi gözlerin keskin bakışları altında oynamadığımız oyun, kırmadığımız yumurta kalmadı, utanmadık hiç... O yüce insana bile ihanet ettik..
Onlar bir yana, biz gelelim en yenisine, en günceline: Deprem bölgesindeki 17 ihalede 50 trilyonluk yolsuzluk saptandığını duyuruyor medya..."Vurgun" operasyonunda 2'si Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Gn. Müdürlüğünde görevli (Şimdilik) 8 kişi tutuklanmış "Vurgun"un kapsam altını giderek genişliyor. İşin ucu nereye ve kimlere kadar ulaşacak, zaman içersinde göreceğiz. Yolsuzluklara alıştık, Kanıksadık da; İnsanı asıl üzen felakete uğramız, evi başına yıkılmış binlerce ölü vermiş bu insanların sırtından rant sağlama peşinde olanlar ve Bu insanlar o Bakanlığın en yüksek yerleşim nasıl işgal edebiliyorlar o makamları, buna aklım ermiyor. Hortum hortum değil, ahtapotun kolları sanki! Beş kolda saldırıya geçmişler...
Hani Osmanlı'nın son zamanlarında bir yabancı diplomat, bizim diplomatlardan birisine " Ne bitmez tükenmez ülkemiz varmış. İçerden kendiniz, dışardan biz yiye yiye bitiremedik ve siz hala ayaktasınız" demiş. İşte öyle bir ülke burası... Bereketli, hortumlamaya, yiyip yutmaya çok elverişli.. Hani derler ya eskile "Memleket mazbut, insanları puşt" Pardon, af edersiniz..
Her akşam, haber bültenlerini birlikte izliyoruz... Haberlerin yarısını paparazi, yarısını da vurgunlar, soygunlar, hırsızlıklar, en çok da hortum olayları oluşturuyor. Sözlüklerde operasyonlara koyacak ad bulunamıyor neredeyse... İzlerken biz utanıyoruz, onların yüzü bile kızarmıyor. Psikolojimiz de bozuldu, ahlaklarımızda... Küfürbaz olduk bu kravatlı eşkiyaları izledikçe...
Adliye ile kodes arasında gidip geliyorlar şimdi bu hırsızlar çetesi.."iftira" diyorlar, "Komplo diyorlar. Ar damarları mı çatlamış ne, en küçük bir pişmanlık, bir utanma yok yüzlerinde!..
Bir bakanlığı yürütebilecek ne bir eğitime,ne de bir kapasiteye sahip şu Bursa derebeyi "3 ayda sıyırırım" diyebiliyor utanmadan!.. Ellerin memleketinde olsa intihar eder. O gün böyleleri.. Bizim parlamenter padişahlar Bankalardan sorumlu Devlet Bakanı yapıyorlar böylelerini.
Nilüfer Sultan'la Şehzade Mustafa'nın 1.göbekten has babaları ve Nergis Şirketler topluluğunun da esastan Sahibi olan Bursa derebeyinin tek özelliği zengin ve yakışıklı olmasıydı. Bu yaşta bu zenginlik akıllara durgunluk veriyordu. Daha dünkü çocuk nasıl bu kadar zengin olabilmiş diye biraz da kıskanarak düşünüp dururken; her şey birden çıkıverdi ortaya!.. Hortum, soygun, vurgun vs..
Öyle ya devlet gibi adamdı düne kadar. Ne oldu da işler böylesine ters külah alıverdi. Özel uçağı bile var Devletin ve devlet Babanın emrindeydi her şeyiyle.. Eee çalınan minareler kılıfa sığmamıştı, mızrak olup çuval delinmişti. Herşey o delikten dökülmeye, bir bir ortaya çıkmaya başlamıştı. Bursa çekirgesi on kez atlayacak değil di ya...
Oğul, has oğul. Baba Devlet Baba..Uçak Babasının emrinde. İl il dolaşıyor emanet uçakla guni gari diye dil, din ve duygu sömürüsüyle oyları topluyordu. Eee böyle birine de "İltimas" geçilirdi hani. Kıyağına kıyak deyip Bankalardan sorumlu Devlet Bakanlığını tepe tepe kullanması için emrine veriyordu devri Süleyman'nın Saltanat-ı iktidar zamanlarında.. Kaynak bizden, büyümek senden.. Yürü ya kulum!.. Uludağ'dan ovalara doğru çağlaya çağlaya ak da büyü sonra sana Çağlar desinler.. Babanın bir de sarışın, kıvır kıpır bir kızı vardı. Sonra onu evlatlıktan reddedince, Babalık sevgisi yalnız bu oğula kaldı. İki kardeş de küstüler zaten birbirlerine 22 kişilik bir aile resmi çekilmişti devr-i Süleyman'nın hüküm sürdürdüğü o yıllarda. Kimler yoktu ki bu albümde. Herbiri dallarında uzman kişilerdi ve Fatih'nin hocası Akşemsettinin elinde yetişmiş birer şehzadeydi her biri.. Kurtarırsa ülkeyi bunlar kurtarırlardı ancak.. Yıllar sonra anladık ki onlar kendilerini kurtarmışlardı önce. Tam memleketi kurtarmaya sıra gelmişti ki memleket bitti. Arkasından da Deniz gitti. Şimdi albümdeki bu 22 kişiden 20'si tutuklu. Adalet önünde hesap veriyorlar. Oysa bunlar, Adalet Partisinden geliyorlardı. Zaten Adalet'ten gelip adalete gittiler. Talihin cilvesine bak. Sen!..
Aileden dışardan kalan iki kişiden biri Nazmiye Sultan (hadi onu katma hesaba) öbürü de ailenin reisi, Reis-i. Verdiysem ben verdim deyip çekip gitti. Kimse de sormuyor, soramıyor. "Sen kimin parasını kime veriyorsun diye.. Anayasanın ilgili bir hükmü der ki "Aile kutsal bir bütündür, parçalanamaz, devletçe korunur "Şimdi 22'de 2'ye neden ve nasıl bir ayrıcalık tanınıyor da aile bütünlüğü parçalanıyor. Haa!. Sahi O'nun dokunulmazlığı var. Şu mesele..



YANIKOĞLU II

HİZMETİNİZDE

YANIKOĞLU SÜPER MARKETİN İKİNCİ MAĞAZASI AÇILDI

(Eski Mavi Market)

baytak.gif (9634 bytes)

 

ismetbaytak@hotmail.com

bergamakuzeyege@hotmail.com

 

 

berg-int.jpg (4556 bytes)

 

cizgi1.jpg (425 bytes) cizgi2.jpg (579 bytes) cizgi3.jpg (545 bytes)

HER SALI GÜNCELLENİR