SAYFA: 5                                                                     KUZEY EGE                                                      17 NİSAN  2000

 

Ana sayfa

sayfa1

sayfa2

sayfa3

sayfa4

sayfa6

Önemli telefonlar

DOBRA DOBRA...

inan.jpg (3468 bytes)

Nadir İNAN

Ecevit İnönü'yü önermeli!

Yeni Cumhurbaşkanımız kim olmalı?

Evet sevgili okurlar yaklaşık bir ay içerisinde meclis kendisini fesh etmeyi göze alamayacağı için yeni bir Cumhurbaşkanımız olacak. Aslında ANAP lideri Sayın Yılmaz Demirel ile üç yıl daha önerisi ile pratik bir çözüm bulmuştu. Ama Sayın Demirel buna sıcak bakmadı. 5+5 formülünü hükümete ihale etti. Hükümet de mecliste bu ihaleden sınıfta kaldı. Sayın Demirel de uyanık bir üslupla, "zaten bu benim değil meclisin işi ben bu olayların dışındayım" dedi.

Şu günlerde hükümet ortakları toplanıp, ortak bir Cumhurbaşkanı arayışı içindeler. Önce bunu deneyip koalisyon ahengini bozmamaya gayret gösterecekler. İşte bu aşamada benim Sayın Ecevit'ten bir beklentim var. Eğer gerçekten Türkiye'de demokratik sol veya sosyal demokratların en azından bir kişi üzerinden birleştirmek istiyorsa, Sayın Erdal İnönü'yü partisinin adayı olarak göstermeli ortaklarını da buna ikna etmelidir.

Ben yaklaşık iki ay önceki yazımda gönlümdeki adayın Erdal İnönü olduğunu, o makama yakışacağını iyi bir Cumhuriyetin Başkanı olacağını sizinle paylaşmıştım. Sayın Ecevit bana göre bu misyonu üstlenmekle sosyal demokrat olup da kendisi ve partisine oy vermeyen ciddi bir seçmenin gönlünü feth etmiş olur.

Ama biz taşrada ihtiraslardan uzak düşünüyor ve yazıyoruz. Ankara'nın havası nasıldır bilemem. Çünkü nice umutlarla gönderdiklerimizin nasıl hızlı bir biçimde değişime uğradıklarını gözlemliyor ve üzülüyorum.

İyi haftalar...

 


MERHABA

ibrahim.JPG (5542 bytes)

İbrahim BAYTAK

"SİT"

Tarihi ve doğal varlıkları koruma altına almak çok doğru ve yerinde bir uygulama. Ancak SİT kapsamına alınan ev, tarla, arsalar da vatandaşın mülkiyet hakkı sınırlandırılıyor.

Tarlasını 2 veya daha fazla parçaya ayırmak istediğinde kurula başvuru yapılacak, heyet gelecek bir bobin fotoğraf çekilecek, incelenip bu yerin ifrazı uygunmu değilmi karar verilecek, uygun bulunursa ifraz gerçekleşecek, bulunmazsa ifraz yapılamıyacak. Halbuki bu yer hisseli ve hissedarlar zaten kendi aralarında yeri bölmüş herkes kendi yerini ekip biçiyor. Müşterekler resmen yerlerini ayırmak istediklerinde kurul devreye giriyor. Halbuki arazinin kullanılmasında hiçbir değişiklik olmayacak.

SİT kapsamında eviniz var ve oturuyorsunuz. Bina eski olduğu için çatısı akıyor, aktarazsınız, sıva, badana yapamazsını, kapısı penceresi eskiyip çürümüş, veya tamir bile ettiremezsiniz çünkü yasak. İş bir evi, mahalleyi veya bölgeyi koruma altına almakla bitmiyor. Onu kamulaştıracaksınız, restore edeceksiniz, eski durumuna getirip herkesin ziyaretine açacaksınız. Bunu yapmazsanız mal sahibi bu malını satmağa kalksa satamaz, kullanmağa kalksa istediği gibi kullanamaz. Tarihi değeri yüksek, parasal değeri çok düşük hale gelir. Üstelik bakımsız halde kalan yapılar zamanla virane olur ve yıkılır, geriye korunacak bir şey kalmaz.

Bir diğer konu da SİT kapsamına alınan taşınmazların Tapu Kütüklerine şerh konulmasıdır. Böylece bu taşınmazı alacak kişi almadan önce bilgi sahibi olacaktır.İlçemizde bu sorun yaşanmakta ve birçok yakınmalara neden olmaktadır. Bu sorunu çözmek de Belediyelerin görevidir. Seçimden önce adayların tümü bunu vaad etmişti. Ancak bu sorun kurul üyeleri ile dostluk kurulup, hatır gönül işiyle çözülemez. Çünkü bu gün böyle diyen kurul üyelerinin yerine başkaları atandığında farklı kararlar çıkabilmektedir. Bu nedenle çok iyi araştırma ve incelemelerden sonra bilimsel olarak kesin çözüm bulunmalı gerektiğinde yargıya gidilmelidir.

PLANLI KALKINMA

Kalkınmak, bir ülkenin zenginleşmesidir. Eğer bir ülke kalkınmak istiyorsa bunu ancak "PLANLI" olarak yapabilir. Ülkenin var olan kaynakları belirlenir. Bu kaynaklardan nasıl yararlanacağı, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini nasıl çıkaracağını tesbit eder. Topraklarını, bunların ne kadarının tarım arazisi, ne kadarının mera veye orman olduğunu, su kaynaklarını, sulanabilir arazileri belirler.

Öncelikle hangi sanayi kuruluşları nerede kurulcak buna karar verilir.Kalkınabilmek, sanayileşebilmek için ne gibi yetişmiş iş gücüne ihtiyaç olduğunu tesbit edip buna göre okullar açılır. Bu okulların hangi bölge ve illere açılacağı tesbit edilir. Okulların sayısı ve hangi okulların açılacağı ihtiyaç duyulan meslek dallarına göre yapılır.

Tarımın, hayvancılığın, sanayileşmenin hangi bölge ve illere dağılacağı tek tek tesbit edilir. Bundan sonra 5, 10, 20 yıllık yakın ve uzak vadeli kalkınma planları yapılır. Bunu kontrol etmek ve uygulamak Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) nin yetkisine verilir. Kimseye (Devlet, özel sektör) planlama dışında bir şey yapması için izin verilmez.

Sanayi tesislerinin tarım veya hayvancılığı sekteye uğratacak yerlere kurulmasına izin verilmez. Sanayi tesislerinin belli bölgelerde toplanmasına izin verilmez. Bölgeler arasında kalkınmada farklılıklar olursa, gelirlerde de farklılıklar olur. Bazı bölgeler ve orada yaşayan insanlar zenginleşirken bazı bölgeler ve orada yaşayanlar fakirleşir. Bunun sonucu kalkınmadan pay alamayan, yatırım yapılmayan bölgelerden huzursuzluk başlar, sanayi bölgelerine göç başlar. Bu illerde nüfus aşırı derecede artar. İmara aykırı yapılaşmalar, arazi yağması önlenemez. Suç oranı artar.

Planlı kalkınma gözardı eden ülkelerde, işsizliği, gelir dağılımındaki bozukluğu, büyük şehirlerdeki kaçak yapılaşmayı, doğanın kirlenmesini, dış ve iç borçları, artan suç oranını önlemek mümkün değildir.

Olan yeni kuşaklara oluyor. Çocuklara, yaşanası bir ülke yerine, işsizlik, açlık, enflasyon, hayat pahalılığı, yolsuzluk içinde bir ülke bırakılıyor. Bütün bunun suçu ve günahı sadece ülkeyi yönetenlerde değil, buna izin veren o ülke vatandaşlarının tamamınındır.


biraz gülelim

AJAN

FBI

FBI eleman alımı için duyuru yapar. Üc kisi başvurur. FBI binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır.

İlk adam içeri alınır ve su sorular sorulur. "Karını seviyor musun?" "Evet, efendim" "Ülkeni seviyor musun?" "Evet , efendim" "Pekala , biz karını da getirdik. Şu an yan odada." der ve masanın üzerine bir tabanca koyar. "Şimdi odaya gir ve karını öldür!" Adam silahı alır yan odaya geçer.5 dakika hiç ses duyulmaz. Adam tekrar ilk odaya geri döner. Kravatı gevşemiş, ter içinde kalmıştır. "Yapamayacağım efendim." der ve orayı terk eder.

İkinci adam içeri alınır. Aynı sorular sorulur. Aynı yanıtlar. Ve ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Adam yapamayacağını söyler ve ayrılır.

Son adam girer. Aynı sorular. Ayni cevaplar. Ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Adam içeri girer. 5-10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye baslar. BAM,BAM,BAM,BAM ,BAM,BAM .... Derken kısa bir sessizlik ve ardından gurultulu bir cam kırılması duyulur. Adam içeri girer , biraz terlemiştir.

FBI personeli sorar "Ne oldu ?" Adam cevaplar.. "Efendim bana verdiğiniz silah kurusıkı çıktı, o yüzden onu pencereden aşağıya atmak zorunda kaldım"

DOKTOR

BAK HELE!

Doktor, hastasını uyarmış :

-Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır. Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş :

-Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, hiçbir alışkanlık yaptığını görmedim daha!

KARADENİZLİ

Temel Net

Temel iş için başvurmuş.

- Önce bilgi testinden geçmen gerek, demişler ve sormuşlar,

- Internet ne demektir?

- İşe ciremedum temektur.